5. Bölüm

11.5K 1.1K 262
                                    


Selamunaleykum canlar. ❤❤❤

Güzel Okumalar... ❤❤❤

(Önemli Not: Son iki bölümde Kahraman için amir ve başkomiser demiştim ancak sevgili okurlarım beni düzelttiler. Gerçeği Komutanmış. Bundan sonra kendisi Kahraman Komutandır. )

Her şeyin eksiksiz olduğundan emin olmak için son kez sağlık ocağını kontrol ettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her şeyin eksiksiz olduğundan emin olmak için son kez sağlık ocağını kontrol ettim. Hepsi tamamdı, artık kapıyı açabilirdim. Saat tam dokuz olmuştu. Akşam erken yatmıştım ancak ilk gün heyecanından uyuyamamıştım. Sabah beşte uyanmış, dokuza kadar halledilmesi gereken işleri bitirmiştim. Sonrasında mükellef bir kahvaltı hazırlayarak kendimi ödüllendirmiştim. Gerçi mükellef dediğim kahvaltı peynir, zeytin, reçel ve salatadan ibaretti. Yumurta bile kıramayacak kadar deneyimsizdim. Şımarık bir kız çocuğu gibi büyütülmemiştim ancak evin tek kızıydım ve çocukluğumdan beri doktor olmak istiyordum. Bu iki durum bana sınıf atlatmış, istediğim önüme istemediğim arkamda bir hayat sunmuştu. Şimdi Güzelcik'deki yeni hayatımda her şeyi en baştan öğrenecektim.

Öğrenmek zorundaydım. Beş tane yumurtayı düzgün kırmayı beceremeyip mutfağı batıracağım bir gün daha yaşayamazdım.

Sağlık ocağının önündeki masa ve sandalyeden oluşan küçük kısmı Nazenin'le düzenlemiş ve güzel bir keyif mekanı haline getirmiştik. Nazenin sabah da beni yalnız bırakmamıştı. Kızarttığı ekmekler masamı şenlendirmişti. Ancak annesine bahçede yardım etme sözü verdiği için ekmekleri bırakıp yanımdan ayrılmıştı.

Günün erken saatleri olmasına rağmen kasabadaki hayat sabah ezanıyla beraber başlamıştı. İnsanlar işlerine ya da okullarına gidiyordu. Arada bir çay evine uğrayıp hal hatır soran, okey oynayanlar da vardı. Bu düzene alışmam zaman alacaktı ancak sevecek gibiydim. Yıllardır sabahlayarak ders çalışmıştım. Onca zorluktan sonra mesleğimi elime alınca erken kalkmak çok da zor gelmezdi.

Gerçi bunu bir de sabah kalktığımda sızlayan ve yatağa geri dönmek isteyen taraflarıma da anlatmalıydım.

Eylül ayının o taze sıcaklığı henüz Güzelcik'den gitmemişti. İnsanın içini ısıtan, mutlu eden bir havaydı bu. Şehrin gürültüsü, kalabalık insan toplulukları burada yoktu. Evimi, ailemi çok özlüyordum, hatta sabah kalktığımda alıştığım evimde olmamak yarım saat boyunca ağlamama sebep bile olmuştu. Ancak  burada iyi hissetmemek gibi bir şey yoktu. Hayatın bazı anlarında büyümek gerekiyordu ve benim büyümem için de bu yalnızlığa ihtiyacım vardı.

Balkonda havanın keyfini çıkarırken dikkatimi çeken bir şey olmuştu. Sağlık ocağının önünden geçen herkes istisnasız bana selam veriyordu. Hiçbiriyle daha tanışmamıştım bile. Beni gördükleri an ya el sallayarak ya da başlarını eğip gülümseyerek selam veriyor ve göz hizalarından çıkana dek bakmaya devam ediyorlardı. Kasabaya ilk gelişim olaylı olmuştu ancak haberlerin bu kadar yayılacağını tahmin edememiştim.

Güzel Günler Bizi BeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin