Yine Mardin'in kavurucu sıcaklarının olduğu bir günde Asım,tan vaktinin ağarmasıyla kakmış,Zirey'in yaptığı sıcak bazlama ve çay eşliginde kahvaltısını bitirmişti.Azığını da yanına alarak köyün meydanındaki kamyonete binmisti.Kamyonet hareket etmeye başlamış ve karşı köydeki fıstık tarlasında durmuştu.İşçiler kamyonetten inip hemen ise koyulmuşlardı.Saatler gecmis saat 12'yi vurmuştu.Güneş tam tepeden işçilere gülümsüyordu.Asım,terler içinde kalmıştı ve gövdesinin sol kısmında derin bir sızı hissetmeye başlamıştı.Kafasını kaldırıp yukarı bakmasıyla Guneşin aydınlattığı tarla kararmaya başlamış yere düşerken de zifiri karanlığa bürünmüştü.Yanındaki isciler onu hemen hastaneye yetiştirdi.Hemşireler tarafından içeri alınan Asım'ın kalp krizi geçirdiği saptanmıştı.İşçilerden Mustafa bey ,hemen Zirey'e haber yolladı. Haberi duyan Zirey,Zirey'in babası Halit,Asım'ın babası biliç soluklarını hastanede aldı.Zirey'in kahve tonu gözleri ağlamktan görünmez olmuştu.3 saatlik büyük bir operasyondan sonra Asım normal bir odaya alındı.Doktor Asım'ın kalbinin düzenli calismadigindan ve bu ameliyatta ona kalp pili takıldığından ve bundan sonraki hayatında kendini zorlayacak , üzecek ,sıkıntı,strese sokacak herşeyden kaçınılması gerektiğini anlattı.Bir günlük tedbir için müşaade altında tutulduktan sonra eve döndüler.Zirey artık Asım'ın üzerine daha çok titremeye başladı.Bu arada Baran ve Azze babalarının durumunu öğrenince babalarını üzmeyeceklerine dair birbirlerine söz verdiler.Zirey Asım'ı yalnızca bir hafta işe gitmekten alıkoyabilmisti.İkinci hafta Asım tekrar tarlaların yolunu tutmustu.Zirey kocasının tekrar kalp krizi geçirmesinden korkuyor ama ne yapsa da onu durduramıyordu.Koskaca 6 ay geçti.Bu altı ay Zirey'in stres dolu anılarına şahitlik etti . Kocası her kapıdan çıkışında bir şey olacak mı endişesi onu yiyip bitiriyordu.Yemesine ,icmesine dikkat etmez olmuştu.Ama ne zaman kocasını karşısında sapasağlam görse yüzünde güller açıyordu.Altı ayın sonunda sabahın ağarmasına dakikalar kala Zirey'in sancısı tuttu . Asım onu kucakladığı gibi arkadaşı Mustafa'nın arabasıyla hastaneye götürdü.Zirey'i doğumhaneye alırlarken Asım sanki ilk kez baba oluyormuş gibi hissediyor ,içi içine sığmıyordu.Bir saatlik süreden sonra Asım bir şeyletin yolunda gitmediğini anladı.Yarım saat sonra doktar cıktı.Doktar annenin iyi olduğu kısmı kısaca anlatarak ,bebeğin durumu için Asim'ı odasına çağırdı.Asım doktorun odasına girdiği gibi hemen soru tufanına başladı.
- Bebeğime ne oldu doktor?Söyle!benden bir sey saklama.
Doktar "öncelikle sakin olun Asım bey ana mālesef size iyi bir haber veremeyeceğim." Dedi.Asım'ın gözü buğulanmıştı bile.Doktor söze devam ederek "ne yazık ki bebeğiniz zihinsel birtakım sorunlar taşıyor."diyerek lafı ağzında geveledi.
Asım "lafı ağzında geveleme doktor.Açıkça söyle ne olmuş bebegime." Doktor uzatıp genç bir babayı üzmemek adına sozlerine şu şekilde devam etti;"Üzgünüm ,ama bebeğiniz zihinsel ... engelli.Zihinsel engellilik :doğum öncesi ,doğum sırası ve doğum sonrasında çeşitli nedenlere bağlı,genel zihinsel işlevlerde normallerden onemli derecede gerilik ve bunun yanı sıra uyumsal davranışlarda da yetersizlik gösterme durumu olarak tanımlanmaktadır."diyerek sözkerini sonlandırdı.
Bunu duyan Asım oturduğu koltuktan kalkarak odanın içinde bir ileri bir geri yürümeye başladı.En sonunda yere doğru diz çökerek ,boğazı yırtılırcasına "Nedeeeeennn"diye bağırdı.Daha sonra daha kısık sesle "Neden,neden "duye sayıklamaya başlaďı.Bunu gören doktor çoktan Asım'ın yanında yerini almış,onu sakinleştirmeye calışıyordu.Elini yüzüne kapatmış olan Asım ellerini yüzünden çekip gözyaşlarını sildi ve daha sakin bir sesle "Neden Doktor,niye böyle oldu?"dedi.
Bunun üzerine doktor "aslında bunun sebepleri çok olabiliyor Asım bey,Mesela akraba evlilikleri,doğumdan önce beslenme eksikleti,yetersiz bakım, alınan ilaçlar ve tabii bir de doğum sırasında bebegin oksijensiz kalması gibi durumlar bu olaya etkili dedi.Ve sustu.
Dakikalar geçiyor dotor susuyoor,Asım susuyoorr...
Asım bir anda ayağa kalkarak bu duruma son verdi.Ve sessiz adîmlarla karısının yanına vardı.Ama keşke varmasaydı. Da bu görüntüyü görmeseydi.Karısı çiğlık çığlığa ağlıyor,hemşireler durumun düzeleceği gibi temennilerde bulunuyorlardı. O an sol tarafındaki ince sızı büyümüş ve yere düşerken gördüğü hemşirenin elinde gelen. Kundaktaki bebeğini son kez göreceği aklının ucundan bile geçmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ENGEL TANIMAZ
RomanceAynı konuları okumaktan sıkılanlar için mükemmel bi konu karşınızda. Dünya güneşten bir milim uzaklaşsa donmaktan ,bir milim yakınlaşsa yanmaktan ölürmüş insanlar.Azra 'nın akibeti de dünya gibi olmuştu.Ne ona yakınlaşabiliyordu ne de ondan uzaklaşa...