Güneydoğu Anadolu Bölgesinin sıcak ve kurak şehirlerinden olan Mardin' de Hibe soyadlı geniş bir aile vardı.Bilic ve Halit bu ailenin soyundan gelen iki erkek evlattı.Halit'in kızı Zirey ;coşkulu , delidolu ,hayata bardağın dolu tarafından bakan gencecik bir kızdı.Biliç'in oğlu Asım ise gençliğini doruklarda yaşayıp ayrıca yeri gelğinde kendi yaşından daha olgun davranan bir gençti.Peki bu kuzenlerin yolu 18 yaşlarında kesişirse ne olurdu?Ben söyleyeyim Zirey ve Asım'dan heyecan dolu bir serüven olurdu.Kısmen oldu da.Zirey ve Asim evlendikten bir yıl sonra küçuk bir kız çocukları oldu. İsmini Azze koydular.Her şey onlar için yolunda gidiyordu.Daha sonra onları birbirine daha sıkı saracak bir haber daha geldi.Evet tahminlerinizi duyar gibiyim .Zirey'in içinde minik bir can büyüyordu.Bu arada Zirey ve Asım birbirlerine o kadar bağlanmışlardı ki onları ayırana aşk olsun...
Zaman akıp Baran 'ı Hibe ailesinin kucağına bıraktı.O gün evde bayram havası esti.Küçük kızları Azze'ye kardeş gelmişti. O gün ailecek yemekler yendi.İlk kez ağzında minik beyaz diş görüldüğünde diş hediği yapılıp elaleme dağıtıldı.Gelgelelim bizim ailenin anne babasına,hayatta onlardan mutlu yoktu.Azze 8 yasina gelmiş.Baran ise 6 yaşındaydı.Azze annesi gibi heyecan dolu bir çocukken ,Baran onun tam tersiydi.Kimseyle pek konuşmaz,yalnızlığı arkadaş gören bir çocuk olup çıkmışti.Asım tarlalara gider kazancini sağlardı. Hem karisini hem de iki çocugunu deli gibi severdi.Yine tarladayken işi çabucak bitirip karısı ve iki çocugunu görmenin hayellerini görürken eve geldiğinde karşılaşacağı büyük süprizden haberi yoktu. Zaman hızla geçti çuvallar pamuk ile doldu .Eve dönme saati gelmişti.Kamyona binip köyün taşlı yollarından giderken köyün meydanına varmışlardı bile. Asım , tarla sahibinden parasinı alıp eve dogru giderken gördüğü köylülere selamlamayı unutmamıştı.Asım bunu kendine alışkanlık edinmişti.ilk kez gördüğu insana bile selam vermeyi ihmal etmezdi.Eve girdiğinde boş avluya selam verip,sağ ayağıyla evin girişine ayağını bastı.O basar basmaz merdivenden koşarak inen Azze ,babasını görünce babasına seslenerek kendini babasının kucağına bıraktı.Babası da özlediği kızını öpmeye başlamıştı bile.Azze'nin aksine Baran merdivenlerden yavaş yavaş inerek babası ve ablasının yanına yaklaştı fakat onlara sarılmadan yakınlarında durdu.Ve babasına itafen kızgın bir bakışla"benim pabucumu kimse dama atamaz ,demi?" Dedi.Asım kucuk oğlunun ne demek istediğini anlamasa da kızını kucağından indirip Baran'ın yanına yaklaştı."kimse senin yerini alamaz"dedi.Baran bunun sonrasımda parmağını babasına uzatıp "söz ver,annemin karnındaki aptal bebek için benim pabuçlarımı dama atmak yok " dedi.Bunu duyan Asım bey oğlunun dedileri karşısında şok gecirdi.Şimdi onun bir tane daha mı çocuğu olacaktı?Heyecanınıgeldiği yere yollayıp oğlunun uzattığı parmağı tutup ona " söz veriyorum,kimse benim oğlumun ayakkabılarını hiçbir yere atamamıyacak.Ben seni,ablanı ve minik kardeşini çok seveceğim"dedi.Bunu duyan Baran'ın cok nadir kıvrılan dudağında minik bir hareketlenme yaşandı.Asım ayağa kalkıp ,karısının yanına yavaş adımlarla ilerledi.Evin aralık kapısından içeri girerek gözlerini çok sevdigi kahverengi tonlarıyla birleştirdi. Bu gözlerin içinde heyecan,huzur ve mutluluk söz konusuydu.Asım içindeki heyecanı bırakıp kosar adımlarla Zirey'e sarıldı.
Aylar ayları kovaladı,Zirey'in ićindeki minik can büyümeye başlarken Azze ve Baran'ın içindeki kıskançlık tohumları da büyümeye devam ediyordu. Asım Bey'e gelirsek de hem yeni bebeği icin heyecanlanıyordu.Hem de çocuklarından dolayı umutsuzdu.Hatta küçük oglu Baran ' ın teraslarında kendi kendine konuşmasına şahit olurken kıskançliğın ne derece basamak atladığını anlamıştı. Oglu Baran o gece terasta"Allahım , sen sana gelen duaları geri cevirmezsin,sen lütfen benim duama kulak verip,şu aptal bebeği annemden al.Ben onu istemiyorum.Lütfeen ölsüüün o" şeklindeki konuşması Asım bey'in içine ökuz oturmasını sağlamıştı.Günlerce oğlu ile konuşup onu ikna etmeye çalısmış ama inatçı oğluna söylediklerinin tesiri olmamıştı. Asım da çareyi Baran ve Azze'nin yanında bebekten bahsetmemekle bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ENGEL TANIMAZ
RomanceAynı konuları okumaktan sıkılanlar için mükemmel bi konu karşınızda. Dünya güneşten bir milim uzaklaşsa donmaktan ,bir milim yakınlaşsa yanmaktan ölürmüş insanlar.Azra 'nın akibeti de dünya gibi olmuştu.Ne ona yakınlaşabiliyordu ne de ondan uzaklaşa...