Medya: Umut
&Yazar'dan bir kesit&
Azra karşısındaki adama hâlâ hayretle bakiyordu.O ..hiç ama hiç öğrenci gibi durmuyordu .Nasıl böyle bir sey olabilirdi onunla aynı yaşta olduğuna yemin edebileceği ve daha kötüsü bu kadar akıllı birinin bu sınıfta onun öğrencisi olmasını saçmalık diye nitelendiriyordu.
Genel müdür,Umut'u kendine çekerek sarıldı. Bu sarılma daha çok özlediğin bir insana kavuştuğunda sarıldığın cinstendi .Ona fısıldarcasına söyledikleriyle Umut da güldü .Genel müdür öğretmen masasının oraya giderek tedirgin olan öğrencilerini yatıştırdı.Hepsinin yüzünden şaşkınlık ifadesi silinine kadar susmadı.Onlarla konuşurken bolca gülümsüyordu.Yanlarına gidip oturuyor başlattığı etkinlikte zorlananlara yardım ediyordu.Azra ise kapının yanında durdugu noktadan bir milim uzaklaşmamıştı.Hem Genel müdürün yaptıklarını izliyordu hem de gözü sürekli Çok bilmiş'e (yani adını yeni öğrendiği öğrencisi Umut'a) kayıyordu.
Umut'un gözü ise ne zamandır görmediği ve özlediği adamdaydı.Hiç gözünü çekmeden o çok sevdiği insana bakıyordu.
Dersin bittiğini belirten tenefüs zili çaldığında müdür öğretmen masasının oraya gidip masanın gözünde bulunan oyuncağı alıp sınıfın ortasına yürüdü."KESTİK" dediğinde tüm öğrenciler hayran kalmışçasına ona bakıyordu.
Azra ,müdürün eline aldığı bu eşyayı daha önce film setlerinde görmüştü ama burada ne aradığına dair bir öngörüde bulunamadı .Galiba yine çocukları eğlendirmek için bulunan bir yöntem diye düşündü.Müdür ,Umut'a göz kırpıp sınıftan çıkmıştı.
Azra da hemen arkasından sınıftan çıktı.Hızlı ve büyük adımlarla yürüyen adama yetişmek için hafif tempoda koşuyordu.Müdür odasına girince Azra da tereddüt etmeden içeri girdi.Kapı çalmayı falan düşünmemişti.
İçeri girer girmez aklına takılan tüm soruları dökmeye başladı.
"Bu nasıl oluyor,Umut nasıl öğrenci?kafam almıyor şuan sanki beynim durdu."Diyen Azra cevap bekliyordu."Azra Hanım kusura bakmayın kapıyı çaldığınızı duymadım(!) Evet ,öğrenciniz şaşırmış olmanızı normal karşılayabilirim ama siz hakikatı öğrenmek istemediniz yalnızca kendi dediklerinizi kabul ettirmeye çalıstınız."
Diyen müdürle Azra'nın "şaka yaptık size" denmesini bekleyen hayali suya düştü.Aklı başka bir şey duymak istemişti nedense"Ben anlayamıyorum Çakıl Bey ,nasıl o hiç yani...buradakiler gibi değil yani anlatmak istediğim yaa nasıl olur benden daha güzel konuşuyor ,benden daha mantıklıyken nasıl inanabilirim." Diyen kızla Çakıl bir kere daha Umut'la gurur duymuştu çünkü o çok güçlü bir çocuktu.Aklına gelen Umut'la işlerinin çabuk bitmesini istedi.Onu bir senedir görmüyordu ve bu sabah geldiği için hasret de giderememişlerdi.Onlar için bu uzun süreli ayrılık hiç de kolay olmamıştı.Mesafeleri sevmese de bazen insan mecbur kalıyordu.
"Azra Hanım tabiki Umut ilk geldiği gibi değil o çok büyük adımlar attı.Kolay olmadı ama vazgeçmedi ve burada eğitimini tamamlayacak inşallah... Ben sabah sizin isteksizliği farketmiştim ama bu kadar olacağını tahmin etmezdim .Siz ne zaman ki ön yargılarınızı silersiniz ki kolay olacağını sanmıyorum .işte o zaman tekrar gelirsiniz ama şuan sizin burada kalmanıza izin veremem ."
Diyen Çakıl'la Azra nazik bir şekilde kovulduğunu anladı.Ben söylemeyeceğim ama sen anla diyordu resmen.Bugün olanlar ve bu konuşmanın ağırlığıyla gözleri doldu .
"Diyeceğiniz bir şey yoksa çıkabilirsiniz." Diyen adamla ayaklandı.Kapıdan çıkar çıkmaz gözyaşları döküldü."Bugün pazartesiydi, ilk iş günümdü ama son iş günüm oldu .diye düşünen Azra gözyaşlarını tişörtünün yakasına sildi.İsteksizce girdiği bu okulda yine isteksizce çıkıyordü ne ironiydi ama!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ENGEL TANIMAZ
RomanceAynı konuları okumaktan sıkılanlar için mükemmel bi konu karşınızda. Dünya güneşten bir milim uzaklaşsa donmaktan ,bir milim yakınlaşsa yanmaktan ölürmüş insanlar.Azra 'nın akibeti de dünya gibi olmuştu.Ne ona yakınlaşabiliyordu ne de ondan uzaklaşa...