* Sen kimsin?*
Yazardan Bir Kesit
25 dakikadır kapıyla bakışan Çakıl , anlık gelen bir cesaretle kapının tokmağını çekip bıraktı.Issız sokakta tokmağın kapıya çarpma sesi yankılandı ama bu sesi bastıran genç adamın kalbinden gelen koca gürültüydü.Kapının ardından adım sedleri gelince Çakıl'ın cesareti kırılmış,boğazı Sahra çölüne dönüşmüştü.Kapının gıcırdayarak açılmasıyla Zirey'in gözleri Çakıl'la kesişti.
"Bir şey mi oldu ?" Diye soran Zirey ,paniklemişti.
Çakıl ise lakayt tavrını devam ettirerek"Tanrı misafiri olsam kabul etmezmisin."deyip gülümsedi.Kesinlikle içten bir gülümsemeydi.Karşısındaki kişi yaralı bir kadın olmasaydı ondan kesinlikle etkilenirdi."Buyrun Iceri" diyerek iceriyi gösteren Zirey, Çakıl'ın elini tutmasıyla aniden ona döndü.Adamın ne yaptığını anlamaya çalıştı.
"Biraz konuşabilir miyiz?" Diyen Doktora iç sesi bunu ona borçlu olduğunu haykırıyordu.
"konuşalım buyrun "derken avludaki divanları gösteriyordu.
-Yürüsek daha iyi olur .Benim sana söylemek istesiklerim var.
Dedi içindeki heyecanla.Bastıramıyordu onun yanında duygularını.Küçük bir çocuk olup dizlerinde uyumak istiyordu.
Zirey'in de onaylamasıyla birlikte yan yana yürüyorlardı.Onları tanımayıp ilk kez gören insanlar kesinlikle onları evli zannederdi.Yakışıyorlardı hem de çok kim bilirdi ki Zirey 'in üç cocuk annesi ruhu yaralı biri olduğunu bilemezlerdi dış dünyaya imge aracılığıyla kendini göstermezsen kapalı kutu olmaya mahkum olman kaçınılmazdı.Zirey endiseliydi onunla konuşmaktan çekiniyordu.hatta onunla yan yana yürümek bile gelen iftiraları destekleyecekti.Oysaki o Asım ' a bir kez bile ihanet etmemişti.
Çakıl bu duruma son vererek durdu .Kadın ise o kadar dalgındı ki yanında olanlar birhaber gibi yoluna devam ediyordu.Arkasından isminin seslenilmesiyle durdu icinden "Lütfen benden yapamayacağım şeyler isteme Doktor lütfen."diye sayıklarken Çakıl da onunla aynı noktada durdu.Ona doğru döndü adam onun gözlerinin içine bakıyorken Zirey ona kaçamak bakışlar atıyordu.
Çakıl kendi kendini telkin ederek "Beni öldürecek hâli yok yaa" diyerek konuştu."ben yani nasıl desem bilmiyorum ki ...yaa ben nasıl oldu bilmiyorum ,iyi mi kötü mü bilmiyorum yaaa ben nasıl doktor olmuşum valla torpille mi geldim naptim iki cümleyi bir araya getiremiyorum bir de doktor olmuşum olacak şey değil resmen konuşma özürlüsüyüm."
Çakıl önce nasıl konuşacağını bulamadığı için saçmalıyordu daha sonra şuursuzca aklında olanlar sofra gibi ortaya döküldü.Kendi kendine kızıyor hatta doktor olduğunu bile yadırgıyordu.Zirey ise tüm tedirginliklerinden kurtulup karşısında deli gibi saçmalayan adama gülmeye başlamıştı .Çakıl ise karşısında kahkalarla gülen insanla durmuş onu izliyordu daha önce sacmaladigi için güleceğini bilseydi bilerek bile saçmalardı.
Kadın ise adamın kendisini izlediğini görünce tedirgin olup gülmesini sonlandırdı bir insan bir insana böyle nasıl bakabiliyordu.Bu adam tam bir manyaktı hatta düşüncesizdi .Utandıgını göremeyecek kadar onu sarhoş ettiğini bilmeden kızıyordu.
Çakıl yine konuşmaya başlayarak"Ben artık dayanamayacağım ben.... ben....ben.... seni çok ...
-By Philpsssss,diye bağıran Pınarla sözü yarıda kalmış ve tüm ilgi ona dönmüştü.
-Pınar sen buraya nasıl geldin ve niye geldin?
-O ne biçim laf bee yürü gidiyoz meraba Zirey Selam Merhaba güle güle ,deyip kolundan tuttuğu Çakıl'ı sürüklemeye başladı.Sinirlenen Cakıl fısıltı şeklinde "Napıyorsun?" Diye tısladı."Seni büyük bir yanlıştan kurtarıyorum." Diyen Pınar'la arabaya gelmiştik.Arabaya bindiklerinde Cakıl arabanın direksiyonunu sıkıyordu .Tam soyleyecekken Pınar'ın bunu bozması onu deli ediyordu.
Pınar ise zamanlaması için Allah'a şükür ediyordu.Az daha gecikse saçma sapan bir hataya düsen kuzeni bir daha kalkamayacaktı.Ama şuan aptal sarışın kuzeni çok sinirliydi sinirini güzelim direksiyondan çıkarıyordu.En sonunda konuşmaya başladı"Hadi ama bir teşekkür bekliyorum aptal Barış la kal kal onun gibi uyuz it oldun haa aptal mısın sen yaa? Valla sen de Badem'in aklı kadar akıl yok."
"Kes çeneni Pınar ,beni zorlama sinirim zirvesindeyim."
-Ee bu ne be senin ergen zırvalıklarını çekemiycem yok everesteymiş de yok anam ben de Melendiz Dağı'ndayım ,diye bağırmaya devam ederken aniden Çakıl'ın fren yapmasıyla cama çarpmaktan son anda kurtulmuştu.Bu Sarı İt iyice şımardı.Bir de horazlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ENGEL TANIMAZ
RomanceAynı konuları okumaktan sıkılanlar için mükemmel bi konu karşınızda. Dünya güneşten bir milim uzaklaşsa donmaktan ,bir milim yakınlaşsa yanmaktan ölürmüş insanlar.Azra 'nın akibeti de dünya gibi olmuştu.Ne ona yakınlaşabiliyordu ne de ondan uzaklaşa...