"Ben Yengeç bacağı yiyeceğim. Nasıl telaffuz ediliyor bu?"
"Pattes de crabe." dediğimde "Heh, ondan." diyerek onayladı beni Hikmet. İnşallah o yengeç kıstırırdı bi yerini de, görürdün sen.
"Ben bir şey anladım ki bunlardan ama ya. Ne vardı başka yere gitsek?" Öykü'ye katılmamak elde değildi. Ama Hikmet bey benim paralarımı yemeye and içtiğinden hiç bilmediği bir yemeği yemeye de niyetliydi. Cimri değildim ben, sadece paramı boşa harcamayı sevmiyordum. Anne ve babama yolladıktan sonra kalanı yatırım için biriktiriyordum. Ama Hikmet bunu aşırı cimrilik olarak görüyor ve her seferinde laf sokmaktan geri kalmıyordu. Tabii, kendisi ona gönderilen parayı üç gün içinde yiyip sonrasinda yirmi yedi gün ağzı açık ayran budalası gibi baktığı için..
"Soslu makarna var orda."
"Bildiğimiz sos mu? Ne sosu? İçinde böcek yok değil mi?"
"Fransız mutfağında böcek yok Öykü."
"Yengeç de böcek." dedi yüzünü ekşiterek.
"Yengeç yok içinde. Kalamar da yok. Normal sos işte."
"Tamam. O olsun bari." dedi mönüyü önüme atarak. "Lanet girsin sana Hikmet."
"Ne var kızım? En afilli yer işte."
"Üzerimde eşofman var. Artı, makarna yani."
"Yengeç ye."
"Geber." dedi, onun gibi, aynı sakinlikte, Nesrin ile ben gülerken. Duygularıma tercüman oluyordu resmen.
Yemekler gelirken, çalan telefonu elime aldım ve Cansel yazısına bakıp sessize alarak cebime geri koydum. Öykü benimle konuşmaya başlayınca beni sevdiğini söylemiş, sen benim arkadaşımsın deyince ona gerçekleri söylemekle tehdit etmişti beni. Tehdit işi olmasa, hâlâ arkadaş kalmayı düşünebilirdim, lakin yaptığı hiç hoş olmamıştı. Ben de isteyerek sürdürmüyordum bu saçma yalanı zaten. Sadece öğrendiği anda Öykü'nün çekip gitmeyeceginden ve yüzüme tükürmeyeceğinden emin olmam gerekiyordu. Elbette söyleyecektim. Yani, bir gün. Ama O gün, bu günler değildi kesinlikle. Cansel'in sinirle söylediğini ve yapmayacağını biliyordum. Ama bu demek değildi ki, onu affedeceğim. Sonra da düşünüyordum, ben Cansel'e bile bu kadar öfkekendiysem, Öykü bana neler yapar diye. İşte Öykü'yle ilgili bir düşünce, tam olarak da burada, ilk defa hiç iç açıcı durmuyordu.
"Hayırdır?"
"Ne? Hiç." dedim, savunma mekanizmam anında benim önüme geçerken.
"Hiç?"
"Telefonu sessize almak suç mu ya?" dediğimde omuz silkti ve yemeğini yemeye başladı.
"Bence senin sosların daha güzel." deyip, burun kıvırdığında içimdeki şefin göğsü kabarmış ve havalı bir selam vermişti. Yüzümdeki gülümsemeyle de, dışarıdan belli etmiştim söylediği cümleyle mutlu olduğumu.
"Türk mutfağı her zaman daha zengin ve daha lezzetli zaten. Bu çapsız ne anlar?" Hikmet söylediğimi hiç üzerine alınmayıp, yemeğini yemeye devam etti. Ya da yemeye çalışmaya diyeyim. Tabağın yanındaki ıstakoz pensine, pense muamelesi yapıyor gibiydi daha çok.
"Ee?" dedi Nesrin. "Birbirinize sataşmak dışında konuşacağımız başka konular yok mu?"
"Dersler nasıl diyeceğim de, açmayacak sizi. O yüzden susuyorum ben." dediğimde Öykü "İsabet olur." dedi ağzı dolu dolu. Makarnayı aynı evde yediği gibi yiyordu. Çatalına makara gibi dolayıp, hepsini ağzına teperek. Nezaketin N'sinden bi haberdi yaptığı ve bu hali haddinden fazla tatlıydı.
"Bizi de uçuramıyor musun sen ya? Böyle hep birlikte uçsak ya." dediğinde tüm fesatlık hormonlarım ayağa kalkmış ve yediğim yemek de boğazımda kalmıştı.
"Severim ya ben öyle şeyleri." deyip, açıklama yapmaya girişti. "Bence senden daha çok hak ediyorum uçmayı."
"Bekleriz. Çalışma arkadaşı olarak."
"Çok zor be. Gelmem ben. Yani, istesem de almazlar." dediğinde, istediğim cevabı almanın verdiği hazla gülümsedim. Gelmemesi değildi elbette istediğim cevap, ama zor olduğunu kabullenmesi güzeldi. Yavaş yavaş değerimi anlar diye umuyordum. Acelem yoktu. Sigara, içki içmiyordum, yolda hız yapmıyordum, yediklerime dikkat ediyordum, e sağlığım da yerinde olduğuna göre zamanım var demekti. Ölmeden son bir gün önce bile söylese seviyorum seni diye yeterdi bana.
Bölüm ajanyazarist e gelsin. Sıkılıyom diyom. Taslakta beş hikaye daha var diom. Anlion mu diom? Bölüm yaz diom Beyza. Taktım kızım sana😂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
《FİNAL》Yalancı Yalancı 'Sana Kimse İnanmaz'
HumorKüçücük bir yalan, ne kadar değiştirebilirdi hayatınızı? Küçücük dediysem.. Biraz irili ufaklı bir küçük. Küçükcük.. Tamam ya. Sadece aşık olduğum kıza ben gayım dedim. Siz hiç mi pembe yalanlar söylemediniz sevdiklerinize? Pembe mi? Iyk!