"Ne yaptı ne yaptı?"
"Anlama özürlü müsün lan?"
"Yok. Yok da."
"Böyle eskiden plaklar vardı. Takılınca sen plağı çıkartana kadar aynı yeri tekrarlardı ya, öyle dönüp duruyor beynimde o an." dedim sinirle. O kadar da kafamı fayansa, duvara, taşa vurmuştum halbuki.
"Aşk acısını unutturan makinalar çıkmış, onları mı denesen?"
"Öykü'ye her şeyi anlatmaktan daha mantıklı diyorsun yani." dediğimde başını aşağı yukarı sallamıştı. Evet, haklı olabilirdi. Hem de kesinlikle.
"Bak. Altı üstü iki üç kere gördüm kızı. Ya o kadar erkeğin arasına girdi burda. Bi tabur neredeyse. Dönüp de birine ne baktı, ne selamını aldı."
"Öyle olmasa yaklaşmak için bu kadar saçma bir şey söylemezdim zaten."
"Bu iyi bir şey aslında. Yani bakmasın ister her erkek. Ama işte, bu, seni gay olarak bilmeden olsa, çok daha yararına olurdu."
"Ya yaklaştırmadı diyorum. Bırak konuşmayı, nefes bile aldırmadı yanında. Başka çarem kalmamıştı konuşmak için. O gün de kovduğunda gitsem, tamamen kaybedecektim onu. Şimdi en azından arkadaşım."
"Neyse. Yakında ayıkken de öper inşallah diyeyim, ne diyeyim yani."
"A bu duanın kabul olacağını bilsem seksen tane öküz keserim." dediğimde güldük ikimiz de. Kadir, benimle aynı mevkide değildi, ama iyi anlaştığım arkadaşlarımdan biriydi. Her seferinde kıçıyla gülen Hikmet hariç, birilerine anlatıp rahatlamam gerekiyordu. Belki akıl da verir diye düşünmüştüm gerçi anlatırken, ama daha çok zılgıt çekip ağıt yakacak bir havaya bürünmüştü ortalık, ben olan biteni anlatınca.
"Derse giriyor musun?" diye sordu başlığını alıp. Söyleyecek başka bir şeyim yok demekti bu sanırım.
"Şu son uçuşta uçağı indiremeyenin hocası benim." dedim, ayağa kalkıp. "Bakarsın bu sefer düşer."
Ikimiz de kahkaha atarken, sırtına iki kere vurarak yürümeye başladım. Uçak düşer de yaralanirsam hafızamı kaybettim ayağına sen benim sevgilimsin biliyorum diyerek kapabilir miydim Öykü'yü? Yer miydi ki acaba ya? Son çare, denese miydim? Denerdim normalde her aklıma geleni, lakin, bu sefer kaybedeceklerim o kadar fazlaydı ki, cesaret edemiyordum bir türlü.
******
"Ay uçaklar da kaldırırmıș da, ne güzel de kullanırmıș da, nasıl da sekermiș de."
"Hadi iste ne isteyeceksen." dedim, gözlerimi devirip deminden beri mıncıkladığı yanağımı geriye çekerken. Her şeyi geçtim, başka yerde iste Öykü, gözünü seveyim. Ne diye geliyorsun bilmem kaç erkeğin içine durup dururken?
"Sevmekte mi suç?" Hem de nasıl suç, bir bilsen. Müebbet veriyorlar müebbet. "Biraz çıkıp gezeriz diye geldim. İstemiyorsan gideyim."
"Bir şey mi dedim şimdi ya? Sanki istemiyorsun hiçbir şey. Alınganlığın tuttu durup dururken. Neyse, anahtarı getireyim de geç sen arabaya, ben üzerimi değiştirip geleyim."
"Alıngan değilim ben. Beni bu kadar iyi tanıman sinirlerimi bozuyor sadece." dedi, anahtarı eline verirken. "Giyin gel de sonra isteyeyim madem."
Arabaya bindiğimde "Nereye gidelim?" diye sordum ona doğru dönmeyip de arabayı hareket ettirirken. Bir an önce, elimden bir kaza çıkmadan, uzaklaşsak iyi olurdu çünkü.
"İçmeye gidelim. Sen sek su içersin, ben de bira."
"Sen de mi insan gibi bir şeyler içsen diyorum?"
"Birayı hayvanlar içmiyor ki."
"Iyi ya, önlerine koysan, susuzluktan kavrulsalar içmeyecekleri şeyleri bir de üzerine para verip kendi isteğinle içiyorsun Öykü, farkında mısın acaba?"
"Parana mı kıyamıyorsun diyeceğim, sonda sen paraları çıkartıp suratıma atacaksın, sonra ben küsüp arabadan atlayacağım. Hastanesiydi, serumuydu, ameliyatıydı. Uğraştırma bizi durup dururken bak."
"Seninle şu konu hakkında tartışmaktan çok sıkıldım. Lakin, asla içimeyeceğim." Cümlem biter bitmez kapıları kilitledim. "Atlayabiliyorsan atla tabi. Hiç çekinme."
"Ne istiyorsun içkimden abi ya?" İçince sapıtıyorsun Öykü. Yapma. Ben de insanım.
"Bir şey istediğim yok. Sen de insan bir şey istemesen diye umuyorum sadece."
"Sigarayı azalttırdın, bari buna karışma." dediğinde gözlerimi devirdim. Sigarayı tamamen bıraktırmayı düşünüyordum aslında, lakin daha zararlı diye gidip de uyuşturucuya başlamasından korktuğumdan cesaret edemiyordum. Yoksa bilirdim yapacağımı da, işte, ben inatsam Öykü daha inattı benden. Annemin ettiğini bulasın derken bunu kast etmediğinden de emindim oysa ki. Üvey evladı değildim sonuçta, bu kadar kötü bir beddua etsin. Değil mi ama?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
《FİNAL》Yalancı Yalancı 'Sana Kimse İnanmaz'
HumorKüçücük bir yalan, ne kadar değiştirebilirdi hayatınızı? Küçücük dediysem.. Biraz irili ufaklı bir küçük. Küçükcük.. Tamam ya. Sadece aşık olduğum kıza ben gayım dedim. Siz hiç mi pembe yalanlar söylemediniz sevdiklerinize? Pembe mi? Iyk!