XII

1.9K 157 246
                                    

Kelimenin tam anlamıyla kendi tükürüğümde boğulmak üzereyken öksürerek ayağa kalktım ve Evan'ın annesine döndüm.

Evan'ın aksine annesinin omuzlarına kadar uzanan sarı saçları vardı fakat mavi renkli gözlerindeki pırıltı neredeyse oğluyla aynıydı.

Fakat o parlak renkli gözler beni yerin dibine sokana kadar süzmek yerine Evan'da takılı kaldı. Annesi endişeyle kaşlarını çatıp Evan'a doğru bir adım atarken Evan gözlerini devirdi. Sanırım annesinin onu soru yağmuruna tutacağını önceden sezmişti.

"Suratına ne oldu, Evan? Kavgaya mı karıştın? Neden? Kesin Harry yüzünden, değil mi? Yine kime bulaştı da sonunda sen de onun için bir yumruk yedin?"

Evan yüzünde beliren gülümsemeyi saklamak için başını aşağıya eğdi. "Çok belalı birine bulaştı," dedi. "Harry bu sefer sert kayaya çarptı."

Gözlerim kocaman açılırken içinde bulunduğumuz durumda böyle bir şaka yapabiliyor olmasına hayret ederek yavaşça kolunu dürttüm. Evan anında boğazını temizleyip duruşunu dikleştirdi ve elini belime koyup beni yavaşça iterek öne doğru bir adım atmamı sağladı. "Freja ile tanışmış mıydın?"

Annesi endişeli bakışlarını onun üzerinden çekip bana kaydırdığında gergince gülümsedim. Evan'ın annesi bizi resmen basmış, benim yüzümden yumruklanan oğlunu sorguya çekmişti ve şimdi de kendisi kraliyet ailesindenmiş gibi giyinirken dünyanın en komik, en sıradan kıyafetlerini giyen bir kızla tanışmak zorunda kalıyordu. Onun yerinde olmayı hiç istemezdim. Kendi yerimde olmayı da hiç istemezdim.

"Merhaba," diyerek elini uzattığında ben de titreyen elimi uzattım ve erkek arkadaşımın annesinin elini sıktım.

"Merhaba, Bayan Walker."

Ellerimiz ayrıldıktan sonra Evan'ın annesi elini havada sallayarak yüzüne oldukça hoş bir gülümseme yerleştirdi. "Stephanie diyebilirsin."

Ona asla ilk ismiyle hitap etmeyecektim ama yine de yavaşça başımı salladım.

Stephanie Walker birkaç saniye boyunca beni ve Evan'ı süzdükten sonra yüzündeki gülümsemeyi genişletti. "Bir an için buraya asıl geliş sebebimi unuttum. Evan, maçına kalamayacağımız için gerçekten çok üzgünüm. Baban bu akşam yemeği için çok uzun bir zaman önce rezervasyon yaptırmasaydı hemen gelirdik, biliyorsun."

Bir an için Evan'ın dişlerini sıktığını ve çenesinin kasıldığını gördüm ama hemen sonra kendini serbest bırakıp başını salladı. "Sorun değil."

Annesi uzanıp Evan'ın yanağına bir öpücük kondurduktan sonra bana dönüp gülümsedi. "Seninle tanıştığıma memnun oldum, Freja. Başka bir zaman seninle mutlaka bir kahve içmek isterim."

Dudaklarımı birbirine bastırıp başımı salladım. "Çok isterim."

"İyi şanslar," dedi annesi kapıya doğru birkaç adım attıktan sonra.

Evan yüzüne küçük bir gülümseme yerleştirdi. "İhtiyacım olmayacak."

Stephanie Walker'ın yüzünde oğlununkine benzer bir gülümseme belirdi. Ardından iç geçirerek odadan çıktı ve ben yaşadığım rezilliği umursamadan Evan'a dönerek yavaşça kolunu okşadım. "Konuşmak ister misin?"

but freja | stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin