XXI

1.5K 133 170
                                    

Bakışlarım ikisi arasında gidip gelirken Harry derin bir nefes alarak ayağa kalktı, Alex'in karşısına dikildi ve üzerinde sinir bozucu sayılabilecek bir gülümseme olan suratını dikkatle inceledi. "Bu önemli bilgi ile ne yapmam gerekiyor?"

Ona minnettardım. Alex onu sinirlendirmeye çalışırken Harry, geceyi Alex'in evinde geçirdiğimi çoktan bildiğini söyleyebilirdi ama bunu yapmak yerine onunla mücadele ediyor, ona karşılık veriyordu. Aramızda geçenleri kimseye, özellikle Alex'e, aktarmaktan her seferinde kaçınıyordu.

Harry konuştuktan sonra daldığım derin düşünceler eşliğinde yere kayan bakışlarım, Alex konuştuğu zaman tekrar onların üzerine odaklandı.

"Bilmem," dedi Alex hafifçe omuzlarını silkerken. "Belki koşa koşa Evan'a yetiştirirsin."

Harry'nin yüzünün oldukça az bir kısmını görebiliyordum ve bir anlığına yüzüne oldukça tehlikeli bir gülümseme yerleştirdiğine yemin edebilirim. Fakat bu gülümseme o kadar kısa sürmüştü ki, kendi hayalgücümün ürünü olup olmadığından şüphelenmiştim.

"Çevrendeki kimseye saygının olmadığının farkındayım," dedi öne doğru bir adım attıktan hemen sonra oldukça sakin bir şekilde. "Ama en azından kendine biraz saygın vardır diye düşünüyordum. Geceyi senin yanında geçiren birini bu şekilde ifşalaman o kadar zavallıca bir hareket ki..."

Harry iç geçirirken başımı aşağıya indirip tırnaklarımla oynamaya başladım. Gerçeği biliyordu ve Alex'in ona söylediklerinden yola çıkarak konuşuyordu ama yine de son cümlesi kulağımı tırmalamıştı.

Birkaç saniye boyunca süren sessizliğin ardından başımı kaldırdığım sırada Alex ağzını açıp bir şey söyleyecek gibi oldu.

"Duymak istemiyorum," dedi Harry hızlıca. "Gerçekten, senden o kadar çok sıkıldım ki, senden gelecek her şeyden uzak durmak istiyorum."

Alex'in kelimelerini ağzına tıktıktan sonra dönüp bana bakmadan mutfaktan çıktı ve salona giden yolda yürüyüp gözden kayboldu. Harry gittikten sonra sadece bir saniye boyunca arkasından baktım. Ardından derin bir nefes alıp bakışlarımı ona çevirdiğimde Alex kendine yeni bir içki dolduruyordu.

Bana döndüğünde onu izlediğimi görünce gözlerini devirdi. "Bana yargılayıcı bir şekilde bakmayı bırak."

"Yargılamıyorum," dedim hissettiğim hayalkırıklığını sesime yansıtırken. "Kendime kızıyorum. Sana inanmıştım, gerçekten arkadaş olabileceğimizi düşünmüştüm. Onca insanın senin hakkında söylediği şeylerin doğru olmadığına, senin o söylenenlerden çok daha fazlası olduğuna kendimi neredeyse inandırmıştım. Ama yanılmışım. Sanırım bir kere daha ne kadar aptal olduğumu kanıtladım. Çünkü, Alex, sen hakkında söylenen onca şeyden daha da betersin."

Alex içkisini yudumlamadan önce omuzlarını silkti. "Buralarda tanınan biriyim, insanların benim hakkımda bir şeyler söylemesi çok normal. Ben senin yerinde olsam onlara çok kulak asmazdım."

Yüzümde hafif bir gülümseme eşliğinde ayağa kalktım ve mutfaktan çıkmadan önce karşısına dikildim. "Artık kimin ne söylediğinin bir önemi yok. Az önce, seninle ilgili tek bir kelime bile duymak istemeyecek hale gelmemi sağladın."

-

Sonraki birkaç saati, ara sıra odasına gidip onu kontrol ederek Evan'ın uyanmasını bekleyerek geçirmiştim. Zaman ilerledikçe evin içindeki kalabalık sinirlerimi bozmaya başlamıştı ve tam nefes alamayacak raddeye geldiğim anda Evan'ın annesi hepimizi evlerimize gitmeye ikna etmişti.

Kapıdan geçmeden hemen önce, üst kata çıkan merdivenlere oturan ve mutfaktaki konuşmamızdan sonra ilk kez ortalıkta gözüken Alex ile göz göze geldim ve ona ters ters baktıktan sonra dışarı çıktım. Ona olan öfkem bir kez daha kabarırken Harry yanımda belirdi.

but freja | stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin