XXIX

1.1K 94 237
                                    

Randevumuz tam bir felaketti.

Aslında her şey çok güzel başlamıştı. Okuldan sonra Harry'nin evine gitmiştim, salonunda oturup sohbet etmiştik. Daha önce birçok partiye ev sahipliği yapan salon, içeride sadece iki kişi olduğunda oldukça farklı gözüküyordu. Zeminin bir kısmını kaplayan krem renkli halının ortasında camdan bir sehpa vardı, sehpanın üç kenarına koltuklar yerleştirilmişti ve koltukların tam karşısında devasa bir televizyon vardı. Her partiden önce kırılmamaları için toplanıp üst kattaki odalara yerleştirilen aksesuarlar, salonun en gözde parçalarıydı.

"Pekala," dedi Harry yeni bir konu açmak adına. "Partime geliyor musun?"

Koltuğun üzerine oturmuş, ayaklarını da cam sehpanın üzerine koymuştu. Elleri ise kucağına uzattığım bacaklarımın üzerindeydi ve zaman zaman parmaklarını kot şortumun açıkta bıraktığı tenimin üzerinde gezdirip tüylerimin ürpermesine sebep oluyordu. "Ne partisi?"

"Daisy, kaptanlığımı kutlamak için bir parti düzenliyor."

Cevabı üzerine tadım kaçmıştı. Yüz ifademi değiştirmemek için kendimi zorlayarak derin bir nefes aldım. "Evan da davetli mi?"

Harry alt dudağını büzüp omuzlarını silkti. "Bilmiyorum."

"Bilmiyor musun?" diye sordum çatılan kaşlarımın eşliğinde. "Kendi partin hakkında bu kadar önemli bir detayı nasıl bilmezsin?"

Harry bacağımın üzerinde duran ellerinden birini saçlarının arasından geçirdikten sonra, dirseğini geriye atıp koltuğa yaslandı. "Bilmiyorum, Freja. Böyle bir partinin varlığından bile haberdar olmamam gerekiyordu."

"Yine mi Daisy'nin sürprizini sabotaj ediyorsun?" diye sordum. Daha önce de doğum günü partisini öğrenmiş ve hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranmıştı. "Bunları nereden öğreniyorsun?"

Harry yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirip bana döndü. "Söylersem büyüsü bozulur."

Gülümseyip kaşlarımı kaldırdım. "Öyle mi?"

"Öyle."

Harry uzanıp dudaklarımızı birleştirdi ve öpüşmeye başladığımızda hafifçe kıkırdadım.

"Ne halt ediyorsunuz siz?"

Daisy'nin tanıdık sesi kulaklarıma dolduğunda neredeyse kendi tükürüğümde boğulacaktım. Hızla geri çekilip başımı çevirdim ve ne zaman içeri girdiğini bilmediğim Daisy'yi ellerinde bir sürü poşeti ve Harry'nin adının baş harflerinden oluşan uçan balonları tutarken gördüm. Kapının önünde dikiliyor ve çatık kaşlarıyla bize bakıyordu.

Hiçbir şey değiştirmeyeceğini bilsem de ayaklarımı karnıma doğru çekip kalçamı hareket ettirdim ve Harry'den uzaklaştım. Hareketlenmem Daisy'nin bakışlarını üzerime çekti, birkaç saniye sonra gözleri Harry'ye döndü ve aralarındaki yoğunluk göğüs kafesimin üzerine oturdu.

Daha fazlasını kaldırabileceğim konusunda büyük şüpheler duyarken gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

"Daisy, bekle!"

Harry'nin koltuktaki ağırlığı yok olurken gözlerimi açtım ve bakışlarım onu Daisy'nin peşinden koşarken yakaladı.

but freja | stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin