Dudakları dudaklarımın üzerinde oldukça narin bir şekilde hareket ederken aniden kendime geldim, hızla gözlerimi açtım ve bileklerini sıkan ellerimi çekip Harry'yi göğsünden iterek kendimden uzaklaştırdım.
Harry gözlerini açtığında dudakları hala aralıktı ve ne olduğunu anlamaya çalışıyormuş gibi bana bakıyordu. Sarhoş olup olmadığını bilmiyordum ama bir çeşit transın içinde olduğunu ve onu itmemle bu transtan çıktığını anlayabiliyordum. Çünkü saniyeler öncesine kadar ben de o transın içindeydim.
"Ne halt ettiğini sanıyorsun?" diye sordum soluğum kesilmişken oldukça kısık bir sesle.
Harry bana doğru bir adım atıp ellerini öne doğru uzattı. "Freja, ben..."
"Sakın," dedim geriye doğru adımlayarak. "Sakın bana dokunma."
Nefes almakta güçlük çekiyordum, odanın içindeki hava çekiliyormuş gibi hissediyordum ve duvarlar üzerime üüzerime geliyordu. Dudaklarımda hala Harry'nin dokunuşunu hissediyordum ve gözyaşlarım hazırda bekliyordu. Çıldırmak üzereydim.
Gözlerimi kırptığım anda aşağıya dökülen yaşları üzerimdeki kazağın kollarıyla sildiğimde bir anda üzerimdekinin erkek arkadaşımın kazağı olduğunu fark ettim. Basketbol takımının kaptanı olan, kırık bacağı yüzünden bunalıma giren, büyük ihtimalle alt katta tek başına oturan, bana ihtiyacı olduğunu bildiğim fakat bir türlü ördüğü duvarları aşamadığım, en yakın arkadaşı saniyeler önce beni öpen erkek arkadaşım... Walker, 21.
Histeri dolu bir kahkaha atarken gözlerimden birkaç damla yaş daha aktı ve onları da kazağın kollarıyla sildim. "Ben senin en yakın arkadaşınla sevgiliyim," dedim.
"Biliyorum, lütfen açıklamama izin ver."
Bir anda bütün kontrolümü kaybettim. Yaptığı şeyin bir açıklaması, bir savunması olduğunu düşünüyor olması inanılır gibi değildi. "Senin bir kız arkadaşın var," diye bağırdım. "Alt katta, büyük ihtimalle seni bekliyor. Böyle bir şeye nasıl cürret edersin?"
"Freja," diyerek öne doğru bir adım attı. "Bağırma, lütfen sakinleş."
"Siktir git," diye bağırdım.
Göz göze geldiğimizde Harry omuzlarını düşürdü. Bunu bir oyun olarak gördüğünden çok emindim, başka bir sebebi olabileceği aklımın ucundan bile geçmiyordu. Buna rağmen sanki beni ve düşüncelerimi önemsiyormuş gibi bir hale bürünmesine katlanamıyordum. Eğer birini, beni, önemseyebilecek zekaya sahip olsaydı en başında beni öpmez ve bu iğrenç duruma düşürmezdi.
Daha fazla onunla aynı ortamda olmak istemediğime karar verdim ve odayı terk etmek için arkamı dönüp birkaç adım attım. Henüz kapıya yaklaşamamışken Harry'nin kolumu tuttuğunu hissedince sinirle arkamı dönüp kolumu çekiştirdim ama tutuşunu sıkılaştırdı. Böyle bir şey yapmaya, beni yanında kalmaya zorlamaya hakkı yoktu.
"Bırak," diye soludum ve kolumu bir kere daha çekip tutuşundan kurtuldum.
Gözümün ve ağzımın içine giren birkaç tutam saçı geriye doğru ittikten sonra başımı kaldırdım ve onun televizyondan yansıyan ışıkla parlayan gözleriyle karşılaştım. Sadece bir saniyeliğine durup gözlerine baktım.
"Bir daha karşıma çıkma," dedim yavaşça.
Harry bana bir tepki vermeden yüzüme baktı, ben de topuklarımın üzerinde dönerek hızla kapıya ulaştım ve odadan çıkıp kapıyı kapattım. Ellerim kapının kulbunun üzerindeyken sırtımı kapıya yaslayıp başımı arkaya attım ve gözlerimi kapattım. Derin derin nefesler alıp kendimi sakinleştirmeyi, kalp atışlarımı yavaşlatmayı denedim. Aldığım her nefeste bedenim normale dönerken zihnim daha da bulanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
but freja | styles
Fanfiction"...ama Freja, aynı anda iki kişiye aşık olamazsın." #1 styles #2 harrystyles #1 directioner Mar 3, 2019 | Mar 23, 2020