XIX

1.5K 134 228
                                    

Açık kalan ağzım ve boşluğa bakan gözlerim eşliğinde yanında oturduğum sırada Harry parmaklarını yüzümün önünde birkaç kere sallayarak bakışlarımı ona çevirmemi sağladı.

"İnanamıyorum," dedim başımı yavaşça iki yana doğru sallarken. "Alex'in uyuzluklarının gerçekten de bir amaç uğruna olduğunu hiç düşünmemiştim."

"Eğer aranızda geçenlerden haberim olsaydı, seni daha önceden de uyarabilirdim. Ya da Evan uyarırdı, bilemiyorum. Alex ile aranda geçen hiçbir şeyi kendine saklamamalıydın, Freja."

Ona sadece omuzlarımı silkerek cevap vermekle yetindim. Alex'le aramdaki şeyleri Evan'la paylaşmamıştım çünkü başında yeterince sorun varken bir de bununla uğraşmasını istememiştim. Ayrıca aklımdan geçen tek şey Alex'in gerçek bir baş belası olduğu ve bunun düzelmesinin bir yolunun olmamasıydı. Eğer erkek arkadaşımın abisinin, kardeşi tarafından çalınan kız arkadaşının intikamını almak için benimle uğraşıp bir şekilde kafamın içine girmeye çalışacağından haberim olsaydı, kesinlikle daha farklı tepkiler verirdim.

"Neyse," dedi Harry, bir kez daha dikkatimi çekip bakışlarımı ona çevirmemi sağlayarak. "Onunla konuştuğun zaman en azından bana haber ver, olur mu?"

"Bunu neden yapıyorsun?" diye sordum yavaşça. Harry yeşil renkli gözlerini üzerime çevirdiğinde sorumu tam olarak anlamadığını belli edercesine kaşlarını belli belirsiz bir şekilde çatmıştı. "Eğer Alex gerçekten de senin söylediğin gibi Evan ve benim aramı bozmak için hayatıma müdahele ediyorsa, bu senin yararına olmaz mıydı?"

Harry yüzüne küçük bir gülümseme yerleştirip önüne döndü. "Alex'in seni aşık olduğun kişiden ayırıp mutsuz etmesi benim yararıma olmazdı, Freja."

Verdiği cevap karşısında ne yapacağımı bilemeyerek önüme döndüm, kollarımı kucağıma koyup tırnaklarımla oynadım ve garip sessizliğe alışmaya çalıştım. Kısa bir süre sonra dayanamayarak ona döndüm ve gergince ensemi kaşırken "Tamam," dedim. "Eğer bir daha evime gelirse ya da benimle konuşmaya çalışırsa, sana haber vereceğim."

Harry bedenini bana çevirdiğinde yüzünde sevimli sayılabilecek bir gülümseme vardı. "Harika," diye soluyup ayağa kalktı. "Artık gitsem iyi olur."

Onu başımla onaylayıp ayağa kalktım. "Ben de gideyim, atölyede biraz çalışacağım."

Harry elini öne doğru uzattığında yürümeye başladım ve beraber trübinlerden çıkıp merdivenlere doğru yürümeye başladık. "Demek atölyenin yolunu bulabildin."

Sesindeki alaycı tınıya rağmen yaptığı küçük şakaya gülememiştim çünkü bir anda aklıma Eve Hall'ün cümleleri gelmişti. Yüzüm düşerken bunu Harry'ye belli etmemek için oldukça büyük bir çaba harcamıştım. "Evet," dedim. "Tekrar resim yapmaya başladım."

Büyük ihtimalle tıpkı benim gibi o da, neredeyse yıllar önce gibi gelen bir zaman diliminde aramızda geçen tartışmayı ve bana söylediği şeyleri hatırlamış olacaktı ki, tek kelime bile etmedi. Eğer o gün Harry, değişmeye başladığımı ve kendimden, yapmaktan zevk aldığım şeylerden taviz verdiğimi yüzüme vurmasaydı, belki de hayat beni çok farklı bir yöne savuracaktı.

Merdivenleri tırmandığımızda ikimiz de durduk ve garip bir biçimde birbirimize baktık.

"Görüşürüz," dedim hafifçe gülümseyerek ve ona el salladım.

Harry yavaşça gülümseyip gamzelerini ortaya çıkarttı. "Görüşürüz."

Yanından ayrılıp bahçeye çıktım ve temiz havayı içime çekerken okula doğru yürümeye başladım. Henüz yolu yarılamıştım ki Dave'in kız arkadaşı ve Nikkie'nin arkadaşı olan Candice aniden önüme çıktı.

but freja | stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin