on dört

21.7K 1.3K 1.2K
                                    

Bölüm Şarkısı: Yalan-Tuğkan (cover)
Biraz geç olduğunun farkındayım ama kusura bakmayın. Keyifli okumalar🌼💖



-
En sonunda durunca etrafıma bakındım. Deniz kenarında bir tatlıcı vardı.

Camları pembe ışıklarla renklendirilmiş bir tatlıcı. Tek katlı müstakil bir ev gibiydi. Her tarafı camdı zaten sadece köşelerinde beyaz duvar vardı.

"Burası çok güzel," dedim kendime hakim olamayarak.

Mest olmuş bir şekilde arabadan inip Tuna'nın arkasından dükkan kapısından içeri girdik.

Kasadaki kısa sarı saçlı, yeşil gözlü kadın ifadesiz gözlerle gelenlere baktı ve sonra gözleri ışıldadı. Dudakları mükemmel bir gülümsemeyi konuk etti.

"Oğlum!" Diye bağırıp Tuna'ya sarıldı.

Tuna ellerini annesinin beline dolayıp başını boynuna gömdü.

"Annem," dedi.

Annesi ağlamaya başlamıştı. O an Tuna'nın annesine ne kadar benzediğini anladım. Aynı yeşil gözler, annesinin sarı saçlarının biraz koyusu saçlar...

Ayrıldıklarında Tuna annesinin alnından öpüp "Nasılsın anne?" dedi.

"İyiyim kuzum. Seni gördüm daha iyi oldum, iyi ki geldin. Çok özlemiştim seni."

Tuna gülümseyip annesinin gözyaşlarını sildi.

Ardından bana baktı. Bakışlarının bana çevrilmesiyle annesi de bana bakmıştı. Orada olduğumu yeni fark etmiş olmalıydı.

Annesi hemen gülümseyip bana da sarıldı. Kendimi gülümserken bulmuştum.

Ben de sarıldım, her ne olursa olsun bana sarılan bir insana sarılmadan yapamıyordum.

Kendini çekip beni tutmaya devam etti.

"Hoşgeldin kızım ismin ne?"

"Hazan," dedim gülümseyerek.

"Benim ismim de Neşe." Tekrar gülümsedim. Kadının vurguları tam bir öğretmen vurgusuydu.

Kafenin içine bakınca bizden başka kimse olmadığını gördüm.

Tam niye kimse yok diye soracaktım ki Tuna'nın sesini duydum.

"Bahar nerede?"

"Denize girmeye gitti," dedi Neşe teyze.

Tuna gergin bir şekilde camdan görünen denize baktı.

"Aman oğlum dert etme. Gelir şimdi sanki bilmediği yer. Haydi haydi oturun siz." Bizi masaya oturtup içeri gitti.

Gergin bir hâle bacağını sallayan Tuna'nın bacağına baktım.

"Tuna biraz sakin olur musun?"

Bana baktı.
"Olamam."

"Niye?" Diye sordum anlamaz gözlerle bakarak.

"Çünkü Bahar boğulma tehlikesi atlattı." Biranda söylediği sözler karşısında şok geçirmiştim.

"Ne! Ne zaman oldu bu?"

"İki ay önce."

"Bahar neyin oluyor?"

"Kardeşim." Kardeşini bu kadar sahiplenmesi çok hoşuma gitmişti.

"Ne oldu?" Diye sordu. O an hayran gözlerle ona baktığımı fark ettim.

"Bir şey yok," dedim bakışlarımı ondan çekerek camdan dışarıya baktım.

Bu sefer stresten bacak sallama sırası bana geçmişti.

Küçük Civcivim || yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin