Özel Bölüm

18.1K 1.1K 377
                                    

❗️ÖNEMLİ❗️Lütfen okumadan geçmeyin‼️⚠️

Öncelikle bu bölüm kitabın sonu değil. Ayrıca bölümü okumak zorunda da değilsiniz. Asıl, kitabın final bölümü önceki bölüm. Bu bölümü bu zamana kadar beni yalnız bırakmayan ve özel bölüm isteyen okurlarım için atıyorum.

Herkese çok teşekkür ederim tekrardan, sonun açık uçluluğuna (haklı) tepki vererek kitabıma gerçekten önem ve değer verdiğinizi gösterdiniz sizleri çok seviyorum ilk başlarda üzülmüştüm ama sonradan kitabı gerçekten sevip benimsediğiniz için böyle yaptığınız düşündüm❤️ ve düşününce kendimin de böyle yapacağını bildiğim için size hak vererek bu bölümü yayınladım.

Tekrardan çok teşekkür ederim ve keyifli okumalar dilerim💛

He bu arada unutmadan yeni bir kitap üzerinde çalışıyorum o da yakın zamanda gelecek🐼


-

Hazan Bulut

"Hazan, iyi iş çıkardık ha?" Dedi Murat hoca bana bakarak.

"Hocam iyi iş çıkardınız." Daha staj yaptığım için ameliyata herhangi bir müdahelem olmamıştı. Sadece Murat hoca beni çok sevdiği için ameliyata onunla beraber girip yardımcılığını yapmama izin vermişti

Hoca güldü.

"İyi o zaman sen de bu işi taçlandır ve gidip hastamızı kontrol et."

Başımı sallayıp "Tamam hocam," dedim.

Yolda o hastanın Bora olduğu aklıma gelmişti ama artık çok geçti.

Hem ne olursa olsun o hastaydı. Kapısının önüne gelince olanlar aklıma film şeridi gibi düşmeye başladı.

Anonimden bana yazışı, onun anonim olduğunu öğrenmem, sevgili oluşumuz, anılar, ayrılık, bana inanmayışı, bir sürü acı, tekrar çok kötü bir ayrılık, intihar mektubu sandığım korkudan bir yıl açamadığım mektubu, güzel vedası...

Her son, bir başlangıçtır.

Kalbimi titreten gülümsemesi benim sonum olmuştu, İçimi ısıtan yeşil gözleri felaketim, kalbi evim, zehirli kelimeleri ise hayal kırıklığım...

Ellerim titreye titreye kapıyı açtım.

İçeri girince uyuyan Bora haricinde kimseyi görmedim.

Değişmişti. Uzayan kumral saçları yine uzundu. Hafif sakalı vardı. Kaslarından bir şey kaybetmediği gibi daha çok kas yapmış gibi bir hâli vardı.

Ayaklarım beni yanına götürdü. Yatağın ucuna oturup yara içindeki elini tuttum.

Murat hoca olmasaydı zordu. Elimle saçlarını geriye attım.

Onu bu hâlde görmek bile bunca sene sonra acı veriyordu. Kalbim ağrıyordu, içim özlemle kavrulurken gözümden düşen yaşları fark edememiştim.

Eline düşen göz yaşımı silmeye çalışırken sesini duydum.

"Ağlama."

Korkuyla kendimi geri çekmeye çalışınca o da beni kendine çekti ve yanlışlıkla üzerine düştüm.

Şokla gözlerim açılmıştı. Biranda içerisinin sıcaklaştığını düşündüm.

Kendimi geri çekmeye çalışırken beni tekrar sabitledi ve yüzüne düşen kısa saçlarımı önce kokladı sonra saçlarımla elinde oynamaya başladı.

"Kestirmişsin."

"Kestirdim," dedim.

"Niye?"

Küçük Civcivim || yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin