Medya: SERTAB ERENER - Rüya
Keyifli okumalar 🦋
•••••••••
POYRAZ
Eylül'ü evine bıraktıktan sonra kendimi darmadağın hissediyordum. Artık her şey için çok geçti ve benim bu saatten sonra Eylül'den vazgeçmem mümkün değildi.
Gözlerimi kapatıp atın üzerindeyken bedenime hapsolmuş bedenini düşündüm. Onun kokusu, sıcaklığı bir büyü gibi tenime karışmış, attan indiğimde büyük bir boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim. Ona dokunmadan, kokusunu almadan yapamazdım artık.
Gözlerimi açıp sıkıntıyla nefes aldım. Onu nasıl koruyacaktım? Güneş gibi kabullenecek miydi bu hayatı? Ya da Güneş'i kabul edecek miydi? Ayrıca Melis'e halimi nasıl anlatacaktım? Annesinin üzerine başka bir kadını ister miydi?
Tüm bu sorular boğuluyormuşum hissi veriyor, nefes almamı zorluyordu. Tam bir çıkmaza girmiştim. Eve gelir gelmez Cesur'un açtığı kapıdan inince gözüm evden çıkan Arzu'ya kaydı. Eylül'ün geçen günkü imalı konuşmalarına Arzu'nun sebep olduğunu çok iyi biliyordum.
Kaşlarını çattım ve ona doğru yürümeye başladım. Arzu ise beni görünce gülümsese de yüzümdeki ifadeden dolayı gülümsemesi yarım kaldı. "Poyraz, ben de şimdi evden çıkıyordum."
Konuşmayıp yüzüne ters bir ifadeyle bakmaya başladım.
Arzu'nun yüzü merakla gerildi. "Bir sorun mu var? Neden bana öyle bakıyorsun?"
Sert bir solukla göğüs kafesimi doldurdum. "Son zamanlarda benim adıma hiç konuştuğun oldu mu?"
Sorduğum soruyla Arzu'nun gözleri korkuyla açıldığı sırada bedenini dış kapıya çevirdi ve başını olumsuzca salladı. Bedeni yalan söyleyeceğini ele vermeye çoktan başlamıştı. Psikolojik olarak kendini bu rahatsız ortamdan kaçmak için hazırlayan bir duruşu vardı. "Asla, öyle bir şey yapmayacağımı biliyorsun," dedi ve elini burnuna götürüp hafifçe kaşıdı.
Yalan söylemek utanılacak ayıp bir durum olduğu için insanlar yalan söylerken yüzlerini bilinç dışı gizlemek isterler. Böylelikle Arzu'nun yalan söylediğine dair ikinci hareketini de yakalamıştım. Sessizce Arzu'nun gözlerinin içine bakmaya devam edince Arzu endişesini saklamak için eteğini düzelttiğinde bana yalan söylediğinden tamamen emin oldum. İnsanların yalan söylerken üzerlerine çekidüzen vermeye çalışmaları sıklıkla başvurdukları fiziksel davranışlarıdır.
Ona doru bir adım daha attım ve tehditkâr bir ifadeyle gözlerinin içine odaklandım. "Sakın Arzu, aklından bile geçireyim deme. Bu evde olma amacını ve pamuk ipliğine bağlı olduğunu aklından çıkarma."
Arzu hızla başını salladı ve yüzüme bile bakmadan seri adımlarla yanımdan ayrıldı.
***
Akşamüzeri Melis odasından üzgün bir hâlde çıkarken düşünceleri arasında kaybolmuştu. Yarın öğretmenler günüydü ve hâlâ öğretmenine nasıl hediye alacağını bilmiyordu. Yemek odasına inince babası ile amcasını masada sohbet ederken buldu. Sessizce sandalyesine oturdu ve servisin yapılmasını bekledi.
"Ne o papatyam? Mutsuzsun."
Melis amcasına baktığı sırada Poyraz da kaçamak gözlerle Melis'e baktı. Melis'in üzgün olduğunu kapıdan girer girmez fark etmişti.
Melis cansız sesiyle fısıltı gibi konuştu. "Yarın öğretmenler günü ve ben öğretmenime hediye alamadım."
Melis'in cansız sesiyle Demir'in içi gitmişti. "Neden bana bir şey söylemedin? Ben senin adına hediye alırdım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYLÜL (Raflarda)
RomanceKarısının ölmesiyle tüm dengeleri değişen ve kızının öğretmeniyle yeniden aşkı tadan bir baba ile aşkı hiç ummadığı bir adamda bulan bir öğretmenin öyküsü... Not: Mafya kitabı değildir. Ön yargılarınızı bir kenara bırakın ve hikayenin ilk bölümleri...