Herkese merhaba🌸Size Eylül 3 ile ilgili ufak bir açıklama yapmak istiyorum.
Öncelikle bunun kitabın çıkış tarihiyle ilgili bilgilendirme olmasını isterdim ama maalesef şu an için çıkışımız belli değil. Bu yıl içinde çıkması planlanıyor ama kesin tarih henüz belli değil.
Gelişme oldukça instagram hesabımdan haberdar edeceğim.Gelelim diğer sorunuza.
Normalde Eylül kitap olduğu için burada yayımlamamam gerekiyordu ama ben artan fiyatlardan dolayı yayınevinden rica ettim ve bir süreliğine burada bıraktım. Herkes okusun istedim. Biliyorum devamını hemen okumak istiyorsunuz fakat kitap çıkmadan üçüncü kitabı buradan yayımlayamam. Bu benim elimde olan bir şey değil ne yazık ki.Kitap çıktıktan sonra yayımlayıp yayımlamayacağımı sorarsanız da yayıneviyle yine görüşüp rica edeceğim ama ne olur bunu bize zaman gösterecek.
Şimdilik benden bu kadar 🌸
Size bir de Eylül üçten kısa bir alıntı bırakıyorum.Eğer isterseniz arada bir böyle kısa alıntılarla gelebilirim.🥰
En kısa zamanda görüşmek dileğiyle 💜
~~~~
Tüm gerçek, titremeye başlayan ellerimin arasında dururken ruhum büyük bir darbe almış, yer altımdan kaymaya başlamıştı. Yüksek sesle okuduğum mektubun son satırlarında sesim, yavaşça solduğunda şiddetli gök gürültüsünün içinde iyice eriyip yok oldu. Artık sesimi değil nefesimi bile duyamıyor, kulaklarım büyük bir işkenceyle çağıldıyordu.
Mektubun son satırlarını okuyabilmek için yeniden kâğıda baktığımda kulaklarıma, arka arkaya silah sesleri dolunca başımı mektuptan kaldırdım ve puslanan bakışlarımı, tozlu pencereye çevirdim.
Silah sesleri git gide çoğaldığı sırada içeriye bir anda korumalardan biri olan Gökhan girdi. Üzeri kan içinde, yüzü kireç gibiydi ve soluk soluğa öne eğilip dizlerinden destek almak istercesine avuç içlerini dizlerine yerleştirdi. "Poyraz Bey, Emin Sancaktar tuzak kurmuş. Etrafımız sarıldı, dışarıdaki birçok adamımız öldürüldü." deyince mektup parmaklarımın arasından usulca kaydı ve beni içine çektiği boşluğuna doğru yol almaya başladı.
Gökhan'ın bakışları, mektubu takip ederken bense hâlâ mektubun karanlık girdabındaydım ve zihnim, allak bullak olmuş bir halde bomboş Gökhan'ın yüzüne bakıyordum.
Çok kısa bir süre içerisinde Gökhan, eğildiği yerden doğruldu ve sesinde de gizleyemediği tedirginlikle, "Ayrıca Poyraz Bey, bilmeniz gereken bir durum daha var." dedi ardından vereceğim tepkiden çekindiğini belli edercesine karşımda kıvranmaya başladı.
Karşımda kıvranması, zihnimdeki bulanıklığı yavaş yavaş dağıtmaya başlayınca tek kaşım sorgularcasına kavislendi.
Gökhan da cevap beklercesine kaşımı kaldırdığımı görünce önce göğüs kafesini sert bir solukla doldurdu. Akabinde, "Eylül Hanım." diyerek sertçe yutkundu.Eylül'ün adını duymak, yaşadığım enkazın arasında yüreğime korku tohumlarını bir bir ekmiş ve ne ara yakasına asıldığımı bilmediğim ellerimle Gökhan'ı sertçe sarsmaya başlamıştım. "Eylül'e n'oldu?"
Gökhan, ellerimin arasında sarsılmaya devam ettikçe sesini de kaybetti. Zar zor duyduğum sesiyle, "Eylül Hanım'ı ve okulu izleyen tüm korumalar ile okuldaki güvenlik öldürülmüş." demesiyle birlikte kalbim göğsümden söküldü ve dünyam, idrak ettiğim gerçekle bir anda kararmaya başladı.
Eylül'ü öldüreceklerdi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYLÜL (Raflarda)
RomanceKarısının ölmesiyle tüm dengeleri değişen ve kızının öğretmeniyle yeniden aşkı tadan bir baba ile aşkı hiç ummadığı bir adamda bulan bir öğretmenin öyküsü... Not: Mafya kitabı değildir. Ön yargılarınızı bir kenara bırakın ve hikayenin ilk bölümleri...