41. Bölüm

61.4K 3.5K 520
                                    

Medya: MODEL - Yalnızlık Senfonisi

Bulutlar yüklü.
Ha yağdı ha yağacak üstümüze.
Hasret...
Yokluğunla ben baş başayız.
Nihayet...

Keyifli okumalar 🦋

•••••••••••

4 GÜN SONRA

EYLÜL

Büyük bir keyifle Melis'in odasında Melis'in sağa sola koşuşturmasını izliyordum. İki saat sonra Emir'in doğum günü başlayacaktı ve tam anlamıyla hazır değildi.

Poyraz ise hafta sonu olmasına rağmen sabah erkenden evden işe diye oldukça gergin bir halde çıkmıştı. Sanırım Melis'i Emir'e uğurlamak istememişti.

Poyraz'ın sabahki ifadesine gülümserken Melis'in sesiyle düşüncelerimden çıktım. "Öğretmenim hadi sen söyle, pembe mi mavi mi?"

Elinde tuttuğu birbirine tıpatıp benzeyen iki elbiseye baktım. İkisini de Melis'in üzerinde hayal ederek ayağa kalktım. "İkisi de çok güzel elbise ama senin gözlerin masmavi olduğu için eminim mavi olan daha çok yakışacaktır."

Melis elbiseyi üzerine tutarak aynanın karşısına geçti. İnceler bakışları aynadaki yansımasında gezindirip; "Emin misin?" diye sordu.

Gülümseyerek başımı evet anlamında salladım. "Eminim, hatta saçına balerin topuzu yapacağım ve gözlerinin daha çok ortaya çıkmasını sağlayacağım."

Sözlerim üzerine Melis'in gözlerinden parıltı geçti. Koşarak yanıma gelip yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu. "Sen mükemmelsin birisin."

"Sen de öylesin" diyerek ben de öptüm. "Yalnız biraz daha oyalanırsak geç kalacağız."

Melis başını sallayıp giyinmek için yanımdan ayrıldı. Dakikalar sonra da mavi elbisesiyle karşıma dikildi.

Giydiği elbise gerçekten gözlerinin rengini daha da ortaya çıkarırken hissettiği heyecan ve mutluluk adeta maviliklerinin parlamasına sebep olmuştu.

"Nasıl olmuşum?" diye sorduğunda bakışlarımla yatağın örtüsündeki Elsa karakterini işaret ederek; "Şu ana dek gördüğüm bütün prenseslerden çok daha güzel olmuşsun." dedim.

Melis anında kızarmaya başlayınca haline tebessüm edip üzerine eğilerek başının üzerinden bir kez daha öptüm. "Hadi artık saçını yapalım, yalnız topuzunun alt kısmına fiyonk takacağım olur mu?"

"Olur, sen nasıl istersen. Fiyonk tokalarım şurada." diyerek yan tarafındaki kutuyu işaret etti.

Tokalarına kısa bir bakış attıktan sonra; "Hepsi çok güzel ama ben senin için fiyonk toka almıştım, onu takmak istiyorum." dedim.

Melis yüzünü hızla bana çevirdi. "Sen bana toka mı aldın?" diye sorduğunda başımı sallayıp dizlerimin üzerine çöktüm. "Evet, Emir için hediye bakarken çok güzel tokalara denk geldim, senin için de birkaç bir şey aldım." deyip yeniden gülümsedim.

Bakışlarım Melis'in alt dudağına kaydığında dudağının titrediğini görmek gülümsememi yarım bıraktı.

Melis de dudağına baktığımı fark edince titremesini durdurmak istercesine dudaklarını birbirine bastırıp boynuma atıldı. "Beni o kadar çok mutlu ettin ki öğretmenim, iyi ki varsın."

Ufacık bir hediye ile bile böylesine mutlu olup duygulanması içimi eritirken onu sıkıca bedenime bastırdım. "Senin çok özel bir kalbin var, bunu sakın unutma."

EYLÜL (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin