#11

5.4K 248 39
                                    

"İki kelime, Ali Rıza."

***
Şu anda nerede miyiz? Tabi ki karakolda! Neden mi? Bebek için.

Burak, Emir'in beni korumuş olduğunu öğrendiğinde hiçbir şey dememişti. Bir süre bakışmış ve ardından kolumdan tuttuğu gibi beni arabaya bindirmiş, bebek için karakola getirmişti. Emir ise arabasına binmişti.
Tabi çocuk rahat! 18 yaşını geçmiş olduğu için ehliyeti de var, rahat rahat geliyor karakola! Okula bir sene geç başlasaydım benimde ehliyetim olurdu! Zaten Kasım ayına az kalmıştı. Hele bir 18 olayım da...

Polis bebeği nerde bulduğumu sorunca, bende cevap verdim. "Eve geldiğim sırada çalıların arasından bir ağlama sesi duydum. Çalıların arasına baktığımda da bebeği buldum." Bebeği bulduktan sonra olanlar hakkında hiçbir şey söylemedim.

Polis birkaç bilgisayardan birkaç işlem yaptıktan sonra bana döndü. "Bebeğin annesini bulana kadar, ona bakmanız gerek."
Şaşkınca adama baktım ve konuştum.
"İyi de ben bir bebeğe bakmaktan ne anlarım ki?"
"Orası senin sorunun. Bebeğe karakolda bakamayacağımıza göre, mecburen siz bakacaksınız hanımefendi."
"Pekala, tamam."

Polis, bilgisayardan bir şeyler daha yaptıktan sonra bana döndü. "Telefon numaranızı verdikten sonra gidebilirsiniz. Bebeğin ailesi bulununca size haber vereceğiz hanımefendi."
Telefon numaramı, polisin bana uzattığı kağıda yazıp geri verdim. Ardından ayağa kalktım ve kucağımdaki bebekle odadan çıktım. Burak kapının önünde bekliyordu. Ben kapıdan çıktığım gibi yanıma geldi.
"Bebeğe ne olacakmış?"
"Telefon numaramı aldılar. Bebeğin ailesini bulunca haber vereceklermiş. O zamana kadar... bebek benimle kalacak."
Burak bir bana bir bebeğe baktı. Ardından gür bi' kahkaha attı.
"Sen bebek mi bakacaksın?"
"Evet."
"En azından Melis'i ara. Zor olabilir."
"Neden? Küçücük bir bebeğe bakmak ne kadar zor olabilir ki?

***
Beynimin içinde bebeğin ağlama sesi yankılanırken dayanamayıp bağırdım. "Yeter, sus artık! Senin yüzünden beynim patlayacak!"
Bir an kucağımdaki bebek sessizleşti ve bana baktı. Hemen ardından daha yüksek sesle ağlamaya başladı. Bıkkınlıkla nefesimi üfledim ve bebeği tekrar sallamaya başladım. Neden susmuyordu ki! Derdi neydi! Hayır yani suçum neydi de gece gece bu sese katlanıyordum?!

Kapının çalınmasıyla ofladım. Bu kimdi ki şimdi? Kapıya doğru ilerledim ve açtım. Karşımda görmeyi beklemediğim biri vardı.
"Ne işin var burada Emir?"
"Bebeğin sesi benim evime kadar geliyor."
"Bu konuda bir şey yapamam."
"Yapabilirsin. Mesela bebeği susturabilirsin."
"Kolaysa sen sustur! Saatlerdir bebeği susturmaya çalışıyorum ama susmuyor!" Sanırım biraz bağırmıştım. Ama ne yapabilirim ki? Bebek yüzünden çok gerginim?
Emir bebeğe bakarak konuştu. "Tamam. Sakin ol ufaklık."
Emir bunu söyledikten sonra bebek sessizleşti ve ona baktı. Bende Emir'e baktım. Saşkınlıkla konuştum.
"Sustu."
"Bunda bu kadar şaşıracak ne var ki?"
"Bu bebek, saatlerdir beynimi yiyor."
Emir bunu söylememe karşın kahkaha attı. Ardından konuştu.
"Bebek neden hâlâ sende?"
Umursamazca omuz silktim.
"Peki sen silahı nerden buldun."
O da beni taklit ederek omuz silkti.

Melekler ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin