#42

3.6K 167 88
                                    

Medya: Rammstein - ROSENROT

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Burada yapayalnızım.
Kendi sonsuzluğumda,
Sonsuza dek yalnız kalmaya mahkumum.
Gidebileceğim bir yer yok.
Eskiden vardı.
Evet, eskiden evim diyebileceğim bir yer vardı. Daha doğrusu biri.
Ama o şimdi çok uzakta.
Benden kilometrelerce uzakta.
Evim diyebileceğim tek insan,
şu an beni hatırlamıyor bile olabilir.
Kim bilir? Belki de hatırlıyordur. Ama sadece eski bir arkadaş olarak.
Acının en kötü yanı nedir bilir misiniz?
Unutamamak.
İnsanlar yaşadıkları acıları asla unutamaz.
Ben de onu unutmayacağım. Daha doğrusu unutamayacağım.
En olduk olmadık anda bile, görüntüsü zihnimin en karanlık köşesinden çıkacak.
Kokusu hafifçe esen bir rüzgar gibi burnumun ucunda dolanacak.
En olmadık anda bile onu, yani yaşadığım acıyı hatırlayacağım.
Bazı zamanlar onu unutmak isteyeceğim.
Unutmaya çabalayacağım.
Ama olmayacak, biliyorum.
Çünkü ben onu, aşkımı unutamam.
Ben onun getirdiği acıya bile razıyken,
unutmak için çabalayamam.
Çünkü onu seviyorum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Burak'tan

Kaşlarımı çatmış bir şekilde gelen mesaja bakıyordum. Yiğit denen çocuk mesaj atmıştı.

Yiğit

Burak, seninle ve Melis'le önemli bir şey konuşmalıyım. Okulun yakınlarındaki Mavi Kafe'ye gelebilir misiniz?
Bir de, Arya'ya bir şey söylemeyin.

Tamam. Yarım saate oradayız.

Neden Arya'ya bir şey söylemememizi istemişti ki?

"Yiğit neden bizimle konuşmak istiyor?" dedi Melis bakışlarını telefondan bana çevirip.


"Bilmiyorum."

"Peki Arya'ya bir şey söyleyecek miyiz?"

Başımı iki yana salladım."Eğer Yiğit söylememizi istiyorsa mutlaka bir sebebi vardır."

O sırada burnuma dolan yanık kokusuyla kaşlarım çatıldı. Kokunun nereden geldiğini anlamaya çalışarak etrafıma bakındığım sırada, arkamdan gelen cızırtıyla bakışlarımı hızlıca ocağa çevirdim. Yumurtayı unuttum!

Hızlıca tavayı ocaktan aldım ve kenara koyup ocağı kapattım. Bakışlarım yumurtaya döndüğünde yüzümü buruşturdum. Simsiyah bir şeye dönmüştü. O sırada Melis'in oflamasıyla bakışlarım ona döndü.

"Yine mısır gevreğine kaldık anlaşılan." dedi Melis bıkkın bir sesle ve sürahiden bir bardağa su doldurup merdivenlere doğru ilerlemeye başladı.

"Zaten yetişmek için kahvaltı edemeyecektik." diye seslendim arkasından.

Arya'dan

Kapının açılmasıyla duvarı izlemeyi bırakıp kafamı kapıya çevirdim. Melis bir elinde bardak ve diğer elinde de ilaçla içeri girdi. Yanıma gelip suyu ve ilacı bana uzattı. Elinden ilacı alıp ağzıma attım ve suyu da alıp içtim. Bardağı yanımdaki sehpaya bırakıp ona döndüm.

Melekler ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin