Melekler Çetesi

#44

Medya: Emily Jane White - Hands

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bir melek vardı orada.
Tam ufuk çizgisinde güneşin, önünde.
Kara kanatları dalgalanıyor havada.
Hiçliğin herşeyinde.
Soyutluğun somutunda.

Bir melek vardı orada.
Gözünden aktı bir damla yaş.
Yavaşça süzüldü beyaz teninden aşağı.

Kesildi tenle teması gözyaşının,
damladı sonsuz denize.
Siyaha döndü deniz.
Karanlıkla kaplandı en küçük damlası bile.

Salı...

Uyandığım an etrafıma bir süre bakınmış, ardından ayağa kalkmış ve banyoya gidip rutin işlerimi halletmiştim. Tam odadan çıkacağım sırada gözüm sehpadaki kutu gözüme takılmıştı. Neden olmasın? diye düşünüp kutudaki kolyeyi alıp takmıştım.

Şu anda da mutfak masasında oturmuş kendime hazırladığım sandviçi yiyordum. Bu günlük okul yoktu çünkü akşam olacak baloya hazırlanmamız için izinliydik. Tam sandviçimi bitirmiştim ki, o esnada telefonumun titremesiyle gelen bildirime baktım.

Melis

Hazırlanmak için gerekli
şeyleri alıp evine uçuyorum.

Daha sabah be! Sabah! Atlı koşturmuyorsun! Ne bu acele?!

Hazırlanmak ne kadar sürer sen farkında mısın?!

Bir elbise giyeceğiz altı üstü. En fazla ne kadar sürebilir ki?

Zaten senin değil, benim hazırlanmam uzun sürecek ;)
Gerçi yine de senin hazırlanman da uzun sürebilir.

Sonuçta daha elbiselere uygun ayakkabı bulacağız. Sonra en uygun makyajı seçip bir de gereken malzemeleri ayıracağız. Daha sonra da en uygun saç stilini seçeceğiz. Sonra bir de makyajla saçı yapacağız. Son olarak da uygun takıları seçeceğiz.

Euzübillahimineşşeytanirracim!

Melis sen iyi misin?
Kafana tava mı düştü?!

Şşhht. Çok konuşuyorsun.

Konuşma.

Yarım saate ordayım!

Ne?

Melis?

Hey!

Melis ne yarım saatinden bahsediyorsun sen!

Daha sabahın körü, körüü!

İyi be bakmazsan bakma mesajlara.

Ama haberin olsun,
eğer gelirsen seni eve almam.

Camdan girerim :)