Sabah alarmın sesiyle uyandım. Hemen yataktan kalktım ve lavoboya girdim. Rutin işlerimi hallettikten sonra kıyafet seçmek için gardırobumu açtım. Siyah bir kot pantolon, siyah uzun kollu tişört ve siyah topuklu bot giydim.
Siyah sırt çantamı da takıp evden dışarı çıktım. Tam arabama doğru ilerleyecekken arabamın arkasından duran araba gözüme takıldı. Bizimkiler beni bekliyordu. Hemen yanlarına gidip arabanın yolcu koltuğuna oturdum. Bizimkilere döndüm.
"Hadi gidelim."Cem arabayı kullanırken bende camdan dışarıyı seyrediyordum. Araba okulun önüne geldiğinde hepimiz aşağı indik. Ben ve Melis önden giderken hemen arkamızdan da Defne, Batu ve Cem geliyordu. Hepimiz siyah giyinmiştik. Herkes bize bakıyordu. Hatta fısıldaşanlar bile vardı. Normal bir lise gibiydi. Çok çalışan inek tayfa, kendini bir şey sanan züppe tayfa, kendini popüler sanan tayfa, normal olan tayfa ve insanların ürkütücü bulduğu, yaklaşmaya çekindiği tayfa. Yani biz.
Onlara hiç aldırış etmeden gördüğümüz banklara doğru ilerledik.
Bankalara oturduğumuz anda Batu elindeki bilgisayar çantasından laptop çıkarıp açtı ve bir şeyler yapmaya başladı. Defne de kenardan onun yaptıklarını seyrediyordu. Hafifçe Batu'ya doğru eğildim.
"Batu ne yapıyorsun?"Batu burnunun ucuna düşmüş gözlüğünü yukarı ittirdi. Kıvırcık saçlarıyla gözlüğü onu inek biri gibi göstermenin aksine, daha yakışıklı gösteriyordu.
"Hani şu senin dediğin silah kaçakçıları var ya. Burak onların bir daha ki gidecekleri yeri araştıracaktı da gidememişti. Onların hâlâ o depoda olup olmadıklarını bilmiyoruz, değil mi? İşte onların yerini bulmaya çalışıyorum.""Peki ne kadar yaklaştın?" Diye sordu Cem.
Batu yorgunlukla ağızından nefes verdi ve konuştu.
"Çok değil. Henüz yolun sadece %20'sini kat edebildim. Ama bu günün sonuna kadar yerlerini bulmuş olacağım. Belki silahların hangi çeşit olduğu, nereye ve kime teslim edileceğini veya onun gibi şeyleri de bulabilirim.""Bu çocuktaki zeka keşke bende de olsa." Dedi Defne uzaklara dalarak.
Onun bu haline hafifçe tebessüm ettim. O sırada gözüm bu tarafa doğru gelmekte olan Burak'lara kaydı. Yanımıza geldiklerinde Burak benim ve Melis'in arasına oturdu. Azra ve Alp'te, Defne ve Batu'nun yanına oturmuştu. Naz hemen yanımda durmuş banka yaslanıyordu. Baturay ise Batu'nun arkasında durmuş ne yaptığını seyrediyordu.
Defne yeni gelenlere hitaben konuştu. "Hoş geldiniz dostlar. Bu güzel günde sefalar getirdiniz." Bu dediğiyle bazılarım hafifçe kahkaha atarken diğerleriyse tuhafça Defne'ye bakıyordu. Defne umursamaz bir şekilde omuz silkti. Bir süre sonra hepimiz sohbete dalmıştık. Bir tek Batu konuşmuyordu, o da bilgisayarla uğraştığından dolayıydı.
Biraz daha sohbet ettikten sonra gözüm bahçede ilerlemekte olan müdüre takıldı. Hemen ayağa kalkıp müdüre doğru ilerlemeye başladım. Beni görünce duraksadı.
"Bir sorun mu var Arya?"
"Hayır hocam. Sadece hangi sınıfta olduğumu merak etmiştim."
"Sen 12/C'desin."
"Tamam. Teşekkürler hocam." Dedim. Ardından bizimkilerin yanına döndüm. Bana 'ne oldu?' der gibi bakıyorlardı.
"Müdüre hangi sınıfta olduğumu sordum. Siz hangi sınıfta olduğunuzu biliyor musunuz?""Ben 12/A'dayım." Dedi Melis.
"Bende." Dedi Burak.
"Ben ve Defne 12/B'deyiz." Dedi Naz.
"Bende." Dedi Baturay.
"Ben ve Batu da 12/D'deyiz." Dedi Cem.
"Ben ve Alp 12/E'deyiz" dedi Azra.Hüzünle onlara baktım.
"Sanırım birtek ben 12/C'deyim."Harika! Sınıfta tek başıma kalacağım!
Herkese merhaba arkadaşlar! Yeni bir bölümle daha karşınızdayım!
Umarım bölümü beğenmişsinizdir :)Soru:
Bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler?♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melekler Çetesi
Teen FictionBir kız düşünün. O kız, öyle bir kız ki, on iki yaşındayken kardeşiyle beraber başına gelen kokunç olaydan sonra bile ayaklarının üzerinde durabilen. Öyle bir kız ki, kayıp kardeşini bulmak için pek çok şey yapan. Öyle bir kız ki, kalbi kö tülük içi...