#33

3.7K 181 28
                                    

Son kez kıyafetime baktım. Tekrar siyahlar içindeydim ve sadece gözlerim gözüküyordu. Böyle giyinmişken birinin beni tanıması imkansız gibi bir şeydi.

Zilin çalmasıyla aşağı indim. Kapıyı açtığımda Burak bana sırıtıyordu. Evin verandasına çıktım ve arkamdan kapıyı kilitledim.
"Hadi gidelim." Dedim ve arabaya doğru yürümeye başladık. Ben ön koltuğa binerken Burak da sürücü koltuğuna geçti. Araba ilerlemeye başlayınca radyodan müzik açtım.

Yarım saat kadar bir sürenin sonunda Burak arabayı eski bir fabrikanın önünde durdurmuştu. Arabadan indiğimizde Burak kolunu omzuma attı.
"Hazır mısın?"
"Evet." Dedim gülerek.
"O zaman hadi gidelim." Dedi ve kolunu omzumdan çekerek ilerlemeye başladı. Ben de hemen arkasından gittim. Fabrikaya girdik ve merdivenlere doğru ilerledik. Bodrum katına indikten sonra karşımıza çıkan demir kapıyla derin bir nefes aldım. Burak kapıyı iterek açtığında gözlerimi odada gezdirdim. Odada yuvarlak bir masa vardı ve etrafındaki sandalyelerde oturan on sekiz kişi vardı. Herkesin gözü ilk önce Burak'ı buldu. Hemen ardından da bana baktılar. İçlerinden iri yapılı bir adam alaycı bir şekilde gülerek konuştu.
"Melekler Çetesi'nin liderini gelmesi için ikna edeceğini sanıyordum Yılan. Tabi eğer gerçekten tanıyorsan."

Adamın bu söylediklerine göz devirdim. Benim lider olabileceğime ihtimal vermemiş olmalıydı.

"Aslında," diyerek bir adım öne attım ve konuşmaya devam ettim. "Zaten ikna etti."

"Öyleyse nerde?" Dedi içlerinden cılız ve gözlükleri olan bir adam. Bu anlayamayan hallerine tekrar göz devirdim. Masaya tekrar baktığımda gözüme siyah saçlı bir kız takıldı. Kızın yüzünde bıkmış bir ifade vardı. Kız oflayarak konuştu.
"Kız lider olduğunu ima ediyor mankafalar." Bunu dedikten sonra da bana gülümsedi.

Adamlardan iri olanı gülmeye başladı. "Ama o bir kız." Dedi gülmeye devam ederek.

Adama sertçe baktım. "Ve bu kız beş saniye içerisinde gırtlağını parçalayabilir." dedim. Hepsi sus pus olurken siyah saçlı kız memnunca gülümsedi.

O sırada kolumda bir el hissetmemle Burak'a döndüm. Kafasıyla boşta olan iki yeri işaret edince oraya doğru ilerledik. Sandalyelere oturduk.

"Beni buraya, size Ali Rıza'yı yenmekte yardım etmem için çağırdınız, değil mi?" dedim düz bir ifadeyle. Kafalarıyla onayladıklarında konuşmaya devam ettim. "Neden onu yenmek istiyorsunuz?" Dediğimde kimseden ses seda çıkmayınca konuşmaya devam ettim.
"Nedeni ne? İntikam mı? Bir yakınınıza kötü bir şey yapması mı? Yoksa Türkiye'yi, götürdüğü bataklıktan kurtarmak mı?"

Tekrar kimseden ses çıkmadığında oflayarak arkama yaslandım ve kollarımı bağladım.

"İntikam."

Kafamı kaldırıp siyah saçlı kıza baktım. Ardından masadakilerin üzerinde gözlerimi gezdirdim. Herkes kızdan cesaret almış bir şeyler söylüyorlardı. Kimisinin değer verdiği birinin ölümüne sebep olmuştu. Kimisinin işinin batmasına.

Gözlerim en son siyah gözlerle buluştu. Bir şey düşünüyormuş gibi bana bakıyordu. Gözlerini gözlerimden ayırmadan arkasına yaslandı ve o da konuştu.
"İntikam."

Gözlerimi Emir'den çekerek tekrar masadakilerde gezdirdim. Neredeyse hepsi intikam almak istiyordu. Pek çoğu bir yakınını kaybetmiş veya işlerinden olmuştu.

"Onu hapse tıkmamız için ne yapmamız gerekiyor?" Dedi sarışın bir adam.

Doladığım kollarımı çözerek masaya yaslandım.
"Henüz kesin bir planım yok. Ancak yaptığı şeyleri kanıtlamanın bir yolunu bulursak onu hapse gönderebiliriz. Ama bildiğiniz gibi bu biraz zor. Şimdiye kadar her suçlamadan kurtulmanın bir yolunu buldu. Bunu genellikle rüşvet vererek gerçekleştirdi. Eğer onu yakalamak istiyorsak, size önerim ilk önce parasal gelirini kesmemiz."

"Parasal gelirini kesmek için de şirketinin batmasını sağlamalıyız." dedi siyah saçlı kız.

"Evet. Ama bunu nasıl sağlayacağız?" dedi bu sefer kahverengi saçlı olan biri.

Cılız ve gözlüklü olan konuştu.
"Eğer şirketini batırmak istiyorsak ilk önce gelir elde etmesini engellemeliyiz. Bunun için de ortak olduğu şirketleri ortaklığı bırkamaya ikna etmemiz lazım. Ardından da yeraltı dünyasındaki gelirlerini kesmeliyiz. Sonrasında tek yapmamız gereken şey zamanı beklemek." Adamda zeki bir tip vardı ve bu tipinin hakkını da veriyordu.

"Gelirlerini engellersek büyük ihtimal şirketini ayakta tutmak için para harcamaya başlayacak. Bir yerden sonra da parası tükenecek. İşte saldırmamız gereken an, o an. Eğer bir suçu işlediğine dair elimizde kesin bir kanıt bulundurursak, bunu ona karşı kullanabiliriz. Yalanlayamayacağı bir kanıt. Parası azalmış olduğundan rüşvet vererek kurtulamayacaktır. Ve sonuç olarak, hapse boylar." dedim.

"Tabi anlatması kolay. Bunları nasıl eyleme dökmeyi planlıyorsun?" dedi iri olan adam.

"Henüz nasıl eyleme dökeceğimiz hakkında bir fikrim yok. Ama yapmamız gerekenler belli. Eğer bu işi yapmamız için bize gereken şeyleri de hâlledersek, bunları eyleme dökmemiz için önümüzde hiçbir engel kalmaz." dedim.

"Peki bize gereken şeyler nedir?" Dedi tekrardan. Masaya doğru eğilmişti ve ciddiyetle yüzüme bakıyordu.

"İlk olarak, ortaklıklarını bozmamız gerekiyor. Bunun için elimizde Ali Rıza'nın ortağı olanları tehdit edebileceğimiz bir koz olması gerek. Tabi önce hangi şirketlerle ortak olduğunu bulmalıyız. Bunun için de bilgisayarlardan çok iyi anlayan birkaç kişiye ihtiyacımız var. İkinci olarak, yeraltı dünyasındaki gelirlerini engellemek için de o alanla ilgili bilgisi olan birilerine ihtiyacımız var. Üçüncü olarak, zaman. Bütün bunları yaptıktan sonra şirketini ayakta tutmak için parasının neredeyse hepsini harcamasını beklemeliyiz. Tabi bir yandan parasını takip edebilmek için, parasının bulunduğu bankadaki birinden yardım almak lazım. Ve sonuncu olarak, onu hapse tıkabilmek için elimizde bir kanıt lazım. İş üstünde olduğu bir kanıt. Hatta ne kadar fazla kanıtımız olursa o kadar iyi olur. Bunlar bize gereken şeyler." dedim.

"Bu gereken şeyleri nasıl hâlledeceğiz peki?" dedi siyah saçlı kız.

"Bu da planın zor kısmı. Bütün bu gerekenleri hâlletmek biraz zaman alacak. Ama yapabileceğimize inanıyorum. Eğer gerçekten bunu yapmak istiyorsak hiçbir şey bize engel olamaz. Hepimiz o pislik herifin hak ettiğini bulmasını istiyoruz. Hepimize bir şekilde zarar verdi. Ve eğer onu durdurmazsak başkalarına zarar vermeye devam edecek." dedim.

"Peki sen? Sen neden onu durdurmak istiyorsun?" Diye sordu kızıl saçlı adam.

Tekrar arkama yaslandım ve kollarımı birbirine bağladım.
"Aslında benim de pek farklı bir nedenim yok." dedim sırıtmaya başlayarak. Ardından da konuştum.

"İntikam."































(OY ve YORUMlarınızı eksik etmeyiniz lütfen arkadaşlar)

Veee tekrar yeni bir bölümle karşınızdayım dostlar!

Nasılsınız?

Bölümü beğendiniz mi?

Umarım beğenmişsinizdir :) :) :)

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere,
Hoşça kalın!

:) :) :) :) :) :) :) :) :) :)











































♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡


Melekler ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin