#39

3.3K 167 64
                                    

Bakışlar şaşkın.
Anlamlandıramıyor bunları.
Neden?
Neden onun başına geliyor tüm bu illetler?
Hayat bir oyun oynuyordu ona.
Ama bu oyun çok kötüydü.
Canını yakmak için kurulmuş bir oyundu çünkü.
Anlamlandıramıyordu hiçbir şeyi.
Acı bir bağrış koptu dudaklarından, tıpkı kafesten kurtulmuş bir kuş gibi.
Titriyordu vücudu.
Korkudan mıydı, şaşkınlıktan mı?
Yoksa hayatının büyük bir kısmının yalanla geçmesinin öfkesinden miydi bu?
Tekrar acı bir bağırış çıktı ağzından.
Titreyerek çöktü duvarın dibine.
Kalmamıştı dayanacak mecali.
Gözleri yavaşça kapanırken, süzüldü birkaç damla yanaklarından.
Kapandı gözleri.

Yiğit'ten

Koltukta dikleşerek abime baktım.
"Bir hafta oldu. Bu gün saat dokuzda orada olmalıyız." dedim ve saatime baktım. Saat yediye geliyordu.

"Yiğit. Bence oraya gitmemeliyiz. Yani... sonuçta o bizim babamız. Bizim arkamızdan iş çevirmez."

Başımı iki yana salladım. "Ben sadece emin olmak istiyorum."

"Babam şu an evde değil. Diyelim ki oraya gittik. Ama o sırada da babam eve geldi ve burada olmadığımızı fark etti. Ona ne diyebiliriz ki?"

"Evden bunaldık bu yüzden de dolaşmaya çıktık, diyebiliriz."

Abim derin bir nefes alıp verdi ve eliyle yüzünü sıvazladı.
"Pekâlâ. Hadi gidelim."

Abim bunu dedikten sonra ayağa kalktı. Ben de ayağa kalktım ve odadan çıkıp merdivenlerden inmeye başladık. Bir anda aramızda sessizlikten oluşan bi' duvar olmuştu.

Evden çıkıp arabaya bindik. Abim arabayı çalıştırıp sürmeye başladığında bakışlarımı camdan dışarı çevirdim. Aramızda hâlâ derin bir sessizlik vardı.

Bir süre sonra sıkıntıyla ofladım ve başımı koltuğa yasladım. Abime yandan bir bakış attım. Gözlerini yoldan ayırmıyordu ve düz bir şekilde bakıyordu. Abim bir tek derin düşüncelere daldığı zaman yüzünde bu kadar düz bir ifade olurdu.

"Ne düşünüyorsun?"

"Sence bu yaptığımız doğru bir şey mi? Sonuçta güven, ailenin temellerinden biri. Ve biz de böyle yaparak babamıza güvenimiz olmadığını açıkça belli etmiş oluyoruz."

"Bir yandan da şöyle düşün. Ya babamız bizden gerçekten bir şeyler saklıyorsa -ki bence saklıyor. O da bize güvenmemiş oluyor."

Abim bana bakıp tekrar önüne döndü. Ben de bakışlarımı tekrar camdan dışarıya çevirdim ve gelip geçen evlere bakmaya başladım.

Birkaç dakika geçtikten sonra bu sessizliğe daha fazla dayanamayacak hale gelmiştim. Radyoyu açtım ve sesi kıstım.

***

Araba durduğunda on metre kadar ilerimizde duran depoya baktım. Arabadan indiğim sırada abim de inmişti. Birbirimize bakıp ilerlemeye başladık. Aramızda hâlâ derin bir sessizlik vardı.

Birkaç metre ilerledikten sonra gözüm deponun önündeki arabalara takıldı. Dört tane araba vardı ve bunlardan biri... babamın arabasıydı.
Bu da demek oluyordu ki, o buradaydı, ve gerçekten de bir şeyler dönüyordu.

Melekler ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin