7.Bölüm~ Bey Meselesi

17.3K 556 38
                                    

Multimedia Kaan Alkış
"Allah analı babalı büyütsün inşallah"
Giden hastaları uğurladıktan sonra Amine Hoca yandaki börekçiye gitmeyi teklif etti. Hemen kabul ettim efsane börekleri vardı. Sembusek ve kıymalı börekle iki çay söyledik.
"Ee anlat bakalım. Dünki kına nasıldı?"
"Güzeldi. Yani ben İstanbulda en son kuzenimin kınasına katılmıştım. Normalde katılmam böyle şeylere anneme hep dersim var falan diyodum. Ama burdaki kesinlikle çok farklıydı. Hele Hilal Teyzenin kız tarafı erkek tarafı demeden herkesi tanıması ve herkesin onu tanıması. Çok garipti. Ama güzeldi."
"Vaay ne güzel eğlenmişsin." Dedi gülerek.
Gülümsedim. "Güzeldi. Tatlıydı yani. Hem Hilal Teyzenin yanına gelenlerin bana bakıp kaş göz işareti yapması ve daha açık olup bu kız kim hiç görmedik değişi. Yani doğru konuşmak gerekirse rahatsız ediciydi. Ama saygısızlık olmasın diye dile getirmedim tabiki."
"İyi yapmışsın. Burda herkes herkesi sima olarak olsa bile tanırlar. Farketmişsin zaten Hilal Teyzenin çok kişiyi tanıması gibi. Senide hiç görmeyince olmuştur öyle. Ben ayrıca tek başıma Hilal Teyzeyle bir konaya gitmedim ama onlarda olduğumda gelenler de ilk başta çok şaşırırdı. Ama bak şimdi alıştılar bana."
"Ama bana alışmalarına gerek yok ki? Beş hafta sonra hiç burda olmayacağım. Yani gelirdem Hilal Teyzeler için sizin için hocam. He tama onlar bunu bilmiyor ama ne biliyim. Belki bu kadarına alışık olmadığım içindir."
Ağzıma börek attım. Acıkmıştım gerçekten.
"Dediğin gibi. Onlar bunu bilmiyor. Hem bakarsın seni burda tutan bir olay olur."
"Tayinimin buraya çıkmasından bahsediyorsanız Hocam.. inşallah."
"Yok ben başka bişeyden bahsettim de sen tam anlamadın. Gözünü açmak lazım."
Kaşlarım kalkık bi şekilde kaldım. Cidden ne dediğini anlamamıştım.
"Kendimi salak gibi hissettim şu an."
"Salak değil canım estafurullah. Saf sadece."
"404 Not Faund"
"Ee söyle bakalım kınadan sonra naptın. Hilal Teyze bıraktı mı hemen?"
"Hayır. Konakta yemek yedik."
"Yedik?"
"Alemdar Abi, Ahsen Abla, Berat Bey ve ben"
"Berat Bey? Bu ne resmiyet?"
"Aramızda bi samimiyet yok. Ne diyim. Mahmut mı diyim?"
Yüzünü buruşturdu Amine Hoca.
"Bırak İlyas Salman desin bırak."
Güldüm. Komikti ama.
"Peki neden Alemdar Abide Berat Bey?"
"Şöyle. Ben ona Alemdar Bey dediğimde beni uyarmıştı. Ben senin abinim diye. Hem şu ana kadar Berat Beyle bi sohpetimiz geçmedi. Bi işte beni konakta görünce selam verirdi. Bide kınaya davet etti. Hem bide dün ne zaman gideceğim hakkında konuştuk. O kadar. Yani aramızda Bey'i Hanım'ı kaldırıcak bi samimiyet yok."
"Oldururuz." Yüzümü ekşittim.
"Amine Hocam?"
"Tamam tamam. Sen çirkinlik yapınca bende yapayım dedim. Hem bak Berat cidden çok iyi çocuktur. Aranızdaki resmiyet kalkınca anlarsın."
"Aramızdaki resmiyetin kalkmasına gerek yok. Beş hafta sonra gidiyorum."
"Sen Beratın burda değil İstanbulda yaşadığını bilmiyorsun galiba. Hem Berat ilk defa bu kadar çok kaldı burda. Geçen Hilal Teyzeyle konuşuyorduk. O da farketmiş."
"Berat Bey İstanbulda mı yaşıyor?"
Baya şaşırmıştım.
"Evet. O yüzden 5 hafta kaldı kafasından çık. Ve hiç alınma ya da utanma. Çok yakışıyorsunuz. Beratı da tanıdığım için diyorum. Huyunuz suyunuz çok uyumlu."
"Demeyin öyle Amine Hocam. Ne münasebet. Lütfen." Yanaklarım kızarmıştı. Berat Beye hiç o gözle bakmamıştım.
"Cidden ben hariç herkes böyle mi düşünüyor?"
"Hayır tabiki. Hilal Teyzenin sana onun için yakın davrandığını falan düşünme. Kızı gibi görüyor seni. Sadece Beratı da seni de tanıdığım için diyorum. Hem aranızda böyle bir resmiyet varsa konaktakiler bu fikri aklından bile geçirmez."
"İyi bari. Çünkü gerçekten hiç o yönden bakmadım bakmam da."
Sırıttı Amine Hoca.
"Hocaam"
"Tamam tamam. Bitirdiysen hastahaneye geçelim."

......

"Çisil, Nejdet Hoca seni çağırıyor."
Gözlerim açıldı.
"Neden ki?"
"Burda durmaya devam edersen öğrenemeyiz Çisil. Hadi git."

Nejdet Hocanın odasını tıklatıp içeri girdim.
"Hocam beni çağırmışsınız?"
"Gel Çisil gel. Staj hakkında bir kaç belge var o yüzden çağırdım seni."

Mardinde İstanbullu DoktorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin