26.Bölüm ~ Yıkılacak Tabular

6.5K 263 29
                                    

''Hee bu arada... İki gün sonra dönüyorum. Aklın kalmasın yani. İlişkimizi birine söylemek zorunda kalmazsın. Evlenmek zorunda falan da hissetme kendini'' dedi ve avludan benim hiç gitmediğim bir kapıdan içeri girdi.

Kendimi çok kötü hissetmiştim. Göğsüme bir öküz oturmuştu sanki. Gözlerim yanmaya başladı. Yukarı doğru baktım ağlamamak için. Ve evet, empati yaptığımda Berat'ın hakkı olduğunun da farkındaydım. Ama elimde değildi. Vallahi değildi. Aşırı utanıyorum ve Beratla evlenme fikri.. Evet çok mükemmel bir histi. Olucaksa zaten Beratla olucaktı ama sanki birazcık daha süre mi olsaydı keşke? Talhanın saçımı çekmesiyle kendime geldim.

"Amcanın hıncını mı alıyorsun yoksa Talha'm." Merdivenleri çıkıp Burak'ın yanına yürümeye başladım.

"Sence bu olayda kim haklı diye sorucam ama sen şimdiden fikrini belli ettin. Sizde bu evlenme ve korumacı tutum gen olarak mı aktarılıyor çocuğum?"
Burak'ın odasına girdiğimde Burak ders yapıyordu.
"Oyy benim çalışkan çocuğum. Öperim senin yanaklarından. Afferin sana."

"Çisilciğim, gelecekteki eşine çocuğum demesen mi acaba?" Güldüm.

"Ne söylememi istersin Burakçığım?"

"Hmm mesela Burakçığım şu an gayet iyi."
Talhayı yatağın en güvenli kısmına yani en kenara koyup gidip Burak'a sarıldım.

"Peki Burakçığım. Sen nasıl istersen."
"Çisil pes atalım mı?"
"Ödevlerin bitti mi?"
"Bu son sayfa."
"Tamam o zaman sen o sayfanıda bitir. Bende oyun konsolunu açayım."

———

Burak yaşına göre mükemmel pes oynuyordu. Ve gerçekten çoğu zaman beni yeniyordu. Şimdi olduğu gibi.

"Veee maç biterrrr. KAZANAN BURAK ÖZSOOYY"
İddiaya girmiştim Burakla. Kazanan kaybedeni öpücekmiş. Sanki onu hiç öpmüyormuşum ya da o beni hiç öpmüyormuş gibi. İşte erkek 10 yaşında da erkek.
Burak üçlük çekip koşturuyordu. Gidip Talhayla oynuyordu. Ve Talhanın yaptığı tek şey abisine gülmekti.
"OOOOOOOO ŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞ. BİİR İKİ ÜÇ BURAKK -alkış- BURAK -alkış- BURAKKK"
Burak'ın bu bağırışları sırasında içeri annesi girdi.
"Şşşş Burak. Bu ne ses annem?"

"Anne maçı ben kazandım. Çissille iddiaya girmiştik ve kaybetti. Şimdi Çisil'i öpücem"
Ahsen Abla kahkaha attı.
"Oy babası kılıklı oy... Nasıl baş edecez sizinle."
Ahsen Abla güldükten sonra devam etti.
"Birazdan misafirler gelicek. Babaannen giyindi mi diyor?"
"Kim geliyor anne?"
"Boran Ağalar gelecek annem."
"Hee şu Metehan. Hiç haz edilecek biri değil Çisilciğim."
"Metehan değil babası kılıklı. Metehan Abi"
"Tamam ana. Karşısına geçip Mete la hırdo diyecek halım yok ya"
Ahsen Abla gülmemeye çalışıyordu.
"Tamam annem hadi sen giyin de amcanın yanına git. Atların yanında." O kapının da nereye çıktığını anlamış olduk.
"Tamam anne"

Ahsen Abla Talhayı kucağına aldı.
"Çisil sende benle gel ablam."
Kalkıp gidecekken Burak durdurdu.
"Benim bir alacaklım vardı?"
Burak'a eğilip yanağından öptüm.
"Ohhh bal yanak"
Burakta benim yanağımdan öptüğünde odasından çıktık.
Ahsen ablanın odasına gittik. Talhayı yatağına koyduğunda bana döndü.
"Annem Çisil de güzelce giyinsin dedi. Galiba yavaş yavaş sizden -yani sen ve Berattan- ümidi kesiyor. Yanında elbisen var mı yoksa ben sana vereyim mi ablam?
Yavaş yavaş sizden ümidi kesiyor.
"Ümidi var mıydı ki?"
"Çisil sen saf mısın kızım? Heralde vardı. Annem en başından beri sizin birlikte olmanızı istiyor. Sen daha burdayken... O almaya gittiğiniz sebze meyveler aşırı mı önemliydi sanıyorsun? Öbür günde alınacak şeylerdi. Yani evet annem onu ayarlamadı ama elinde fırsat varken gönderdi işte sizi. İstanbuldayken Beratı rahat bırakmadı. Hem senle ilgili ağzını aradı. Ya da direk sordu. Ya Allah aşkına Ahsen gibi görüyorum ne demek sanıyorsun?"
"Kızım gibi işte... öyle değil mi?"
"Değil safoz kız değil. Ben onun geliniyim. Annem en başından beri gelini olarak görüyor. Sen safoz şimdi başladın utanmaya."
Tekrardan gözlerim yanmaya başladı. Yukarı doğru baktım. Ama bu sefer işe yaramadı. Gözyaşlarım akmaya başladı.
"Çisiislll. Ne oldu? Kötü bir şey mi söyledim? Yani azıcık sertti ama sen bunların farkındasındır diye dedim."
"Hayır ondan değil.."
"Ne oldu ablacım?"
Odadaki koltuğa oturduk.
"Biz galiba ayrılık Ahsen Abla"

Mardinde İstanbullu DoktorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin