Steve Rogers

16.2K 238 161
                                    

(Klâsik Marvel ile hayal et hikayeleri gibi ben de Steve ile başlamak istedim, hem ilk bölümden kimse fazla fesatlaşmak istemez. Bu yüzden edepli adamımız Steve ile başlamak hoş.)

Steve Rogers

Uzun bir süreden sonra artık kafes dövüşlerinden kurtularak Avengers ekibine dahil olmak için seçmelerden geçiyordun. Aslında gerçekten saçma geliyordu bu yaptıkları, dünyayı kurtaran süper kahraman grubu yeni bir üye için seçme yapıyorlardı. Pek umursama gereği duymadın çünkü gerçekten ekibe katılmak istiyordun. Para kazanmak için kafes dövüşünden başka şeyler de denemiştin fakat sana sarkan zengin züppeler yüzünden her seferinde kovuluyordun. Tabi sen de rahat durmuyordun, insanları yumruklamak gibi bir hobin vardı neticesinde.

Kapıdan çıkanların yüz ifadelerine dikkat ettiğinde pek de iyi bir mülakat geçirmediklerinin farkına vardın. Kendince düşündün içeride biriyle dövüşmeliydin ki senin hünerlerini görsünler. Aklından geçen bir kaç isim vardı; Natasha, Clint, Spiderman ve Captian. Aslında Spiderman ile dövüşmen senin için daha şanslı olurdu, çünkü diğer üç kişide süper asker serumu vardı. Bu yüzden onlardan biri olursa zorlanacağını biliyordun. Adımların ilerledikçe heyecanlanıyordun. Seçilmesen bile -ki seçileceğine eminsin- onların önünde hünerlerini göstermek senin için bir şanstı. Birçok kişinin ardından sıra sana gelmişti, derin bir nefes aldın ve duruşunu dikleştirdin. Özgüvenli görünmen senin için şuan en iyisiydi.

İçeriye girdin ve karşında oturan 6 Avenger'ın önünde durdun, kapıdan ilk adımını attığında gözlerinle etrafı analiz etmiştin. 6 Avenger'ın dışındaki kahramanlar şuan tam senin arkanda oturuyorlardı. Kendimi tanıtmam gerekiyordu. "Ben Y/N. Uzman olduğum konular ise; yakın dövüş, silah kullanımı ve telekinezi." Kendimi tanıdıktan sonra artık dövüşeceğim kişiyi öğrenmek istiyordum. Aslında 6 Avengerdan haricen biriyle dövüşmeyi isterdim, fakat ayaklanan Steve Rogers'ı görünce yutkunmadan edemedim. Karşıma geçtiğinde ilk önce selam verdim. Ceketimi üzerimden çıkararak köşeye fırlatmıştım. Pozisyonumu aldıktan sonra Captian sessiz bir şekilde "bütün hünerlerini sergilenmekten çekinme." Başımda onayladım ve küçük bir sırıtışın ardından üzerime gelmeye başlayan Captian'a karşı öncelikle kendimi savundum. 20 dakikalık yakın dövüşümüzün ardından beni yere düşürmeyi becermiş ve de kurtulamayacağını düşündüğü bir şekilde tutuyordu seni. Kurtulmak için birkaç şey daha denemiştin fakat bu adamdan kurtulmak fazla kolay değildi. Son kozunu kullanacaktın. Parmaklarını küçük ve hızlı bir hareketle oynattıktan sonra üzerindeki ağırlık saniyeler içinde duvarla bir olmuştu. 30 dakikanın sonunda yerde kalan Steve olmuştu.

Aslında kazandığına inanmıyordun, o adam bir süper askerdi. Senin küçük bir darben ile duvarla birleşti, saniyeler içinde ayağa kalkabilirdi. Sinirlenmiştin, dışarıya çıkmanı istemişlerdi. Kararlarını verecektiler bu kesindi. Ne olacağını pek kestirememiştin, fakat olumlu bir cümle duyacağıma da emindin. Seni çağırmak için Steve gelmişti, gözleriniz birbirini bulduğunda kısa süreliğine birbirinden ayırmadan incelemiştiniz. Gözlerini gözlerinden kaçırdı ve seni baştan aşağıya süzdü, bu Captain'lık bir hareket değildi. "İçeriye gelebilirsin." Aklındaki utangaç Captian'a ne olmuştu. Peşinden içeriye girdin ve Tony hemen atıldı. "Seçmelere katılman beni çok sevindirdi." Muzip bir gülümseme attıktan sonra Natasha devam etti. "Hoşgeldin Y/N, artık bizimlesin." Sıcak gülümsemesini sana sunan Natasha'ya bir kez daha hayran kalmıştın.

Eşyalarını toparlaman için evine gitmen gerekiyordu ve sana eşlik edecek kişi Steve olacaktı. Arabaya bindiğinizde sessizliği bozmak istemiştin. "Kesinlikle orada ayağa kalkabilirdin." Hafif başını çevirdi ve boğazını temizledi. "Güçlü olduğunu biliyorsun değil mi?" Göz devirdin, "ikimizde bu yüzden orada ayağa kalkmadığını biliyoruz." Küçük bir sırıtış ile konuşmaya başladı. "Aslında Y/N sadece Tony'in dikkatini çekmemiş olabilirsin." Bir an kalbin hızlanmıştı, kurtuluş yoluna gelmiştin. İçten içe sevinmiştin ve hemen arabadan inerek evine girdin. Önemli olduğunu düşündüğün eşyaları çantana tıkıştırarak hızlanmayı düşünmüştün. Etrafına bakındıktan sonra çantanı sırtına takarak kapıya doğru ilerledin. Arabaya yaşlanmış seni bekleyen Steve süzmeden edememiştin. Göz göze geldiğinizde gözlerini kaçırarak arabaya bindin. "Kemerini tak, lütfen." Başını salladın ve kemeri takmak için uğraşmaya başladın. Sırf sana özelmiş gibi zorluyordu seni. Steve'in sırıttığını hissetmiştin, oflayarak geri yaslandığında Steve'in üzerine geldiğini fark etmiştin. Nefesini tuttuğunda Steve kemerini takıyordu. Başını kaldırdı ve göz göze geldiniz, gözleri dudağına kaydığında yutkundun. Yaklaştı ve aranızdaki mesafeyi hızla kapattı, küçük bir öpücük bırakarak senden ayrıldı. Aslında devam edebilirdi, hiçbir tepki vermemen onu cesaretlendirmişti fakat şuan seninle sadece oyun oynuyor gibiydi.

Kalbin hızla atıyordu, sadece o öpücüğü düşünüyorken Avengers binasına gelmiştiniz. Çantanı alarak arabadan indin ve hızla binaya girdin. Şuan senden sorumlu olan kişinin Steve olduğunu duyunca için kıpır kıpır olmuştu. "Y/N seni odana götüreyim." Ardından gelen homurtu seslerinin sahibini öğrenmen için başını çevirdin. Tony memnun olmayan bakışlar ile size bakıyordu. "İhtiyar, senin bu kadar çapkın bir adam olduğunu bilmiyordum. Yoksa ilk görüşte aşk mı?" Sırıttığını görünce sinirli gözler ile Tony'e baktın. Ölümcül bakışlarında maruz kalan Tony ellerini havaya kaldırarak masum olduğunu ifade etti. Steve seni odana doğru çıkardı. Odana girdiğinde o da peşinden geldi ve kapıyı arkasından kapadı. "Aslında Y/N işlerimi yarım bırakmayı sevmem." Gülümseyerek sana doğru adımlar attığında gerilediğinin farkında bile değildin. Bedenin duvarla buluştuğunda başka kaçacak yerin yoktu. Steve'in yüzündeki sıcak gülümseme seni şaşırtıyordu, bu çapkın adam o gülümsemeyi ne kadar da güzel sergiliyordu. Bedenin sadece duvarla değil Steve ile de birleşmişti, nefesini üzerinde gezdiriyordu. Sen ise kafanı kaldırmaya cesaret bile edememiştin. Sol eli duvardayken sağ çenendeydi. Eliyle kafanı kaldırmıştı ki gözleri zaten tek bir yerde sabitliydi, dudaklarında. Dudakları dudaklarını bulduğunda bunun nereye gideceğini tahmin etmiştin, sıcak ve yumuşak öpücüklerine karşılık vererek o öpücükleri vahşi bir şekilde devam ettirdiniz. Elleri yavaş yavaş kalçana doğru inerken kapı sesi ile birbirinizden hızla ayrıldınız. Natasha içeriye girdi, memnun ve sinsi bakışları sizi bulmuştu. "bu işin böyle biteceğine emindim. Böyle durumlara neden hep ben şahit oluyorum!" Kahkaha atarak odadan çıkınca ikinizde utançtan yerin dibine girmiştiniz.

(Şuraya bir adet tatlı Steve bırakıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Şuraya bir adet tatlı Steve bırakıyorum. Umarım güzel olmuştur. İsteklerinizi iletirseniz güzel şeyler yapmaya çalışacağım. Ve kısa mı olmuş?)

《𝐌𝐔𝐋𝐓İ𝐅𝐀𝐍𝐃𝐎𝐌 𝐇𝐀𝐘𝐀𝐋 𝐄𝐓》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin