Clint Barton
Canlarım hangi karakteri yazacağım konusunda kararsız kaldım ve galerimdeki 15. Fotoğrafı seçerek Clint'i yazacağıma karar verdim.
Yazmamı istediğiniz karakterleri yorumlarda belirtin lütfen.
Soğuk bir kış günü, sabah erken saatte uyanmak zorunda kalmıştın. Küçük bir çantaya eşyalarını tıkıştırdıktan sonra hızla arabana bindin, müzik eşliğinde New York'a doğru ilerlemeye başladın.
Birkaç saat sonra New York'a giriş yapmış ve Nat'ın attığı konuma doğru ilerliyordun. Nat'ın ailesinden kalan bir tek sen vardın, uzun zamandır iletişim halinde değildiniz. Aniden seni araması kafanı karıştırmıştı. En son bir görevde birbirinize söz vererek ayrılmıştınız. Sen normal hayatını sürdürürken Nat Avengersla beraber savaşıyordu.
Uzun zamandır görmediğin arkadaşını görecektin. Ne tepki verecek, vereceksiniz bilmiyordun. Onu özlemiş olmanın yanı sıra ona sinirliydin de. Yaptığı şeyden sonra onunla görüşemez olmuştunuz. O yaptığı şeyin senin hayatını mahvettiğini bilmeden yapmıştı. Tabii Nat bu konuyu bilmiyordu. Hiç kimse bilmiyordu. Ailen dediğin o kişiyi üzmemek adına ona hiçbir şey anlatmamış ve de yansıtmamıştın.
Aklını kurcalayan bir çok soru ile New York'a giriş yapmıştın. Avengers binasına varman 10 dakikanı alacaktı. Düşüncelerini dağıtmaya çalışarak çalan müziğe eşlik etmeye başladın.
İşte, o büyük ve görkemli binanın önünde, en yakın olduğun insanı görmeye gelmiştin. Fakat binaya girecek gücü kendinde bulamamıştın. Olduğun yerde sadece binaya bakarken omzunda bil el hissetmen reflekslerini harekete geçirdi ve sana dokunan o kişiyi hızla yere serdin. Bunca zamandır nadir bir şekilde dövüşüyordun. Sadece kendini korumak için. Bu da o zamanlardan biriydi, kendini koruman gerektiğini düşünüyordun. Fakat karşındaki kişi sana zarar vermeyecekti.
Clint olduğu yerden doğruldu ve üzerini silkti. Bu hareketini beklemediği belliydi. Suratındaki şaşkın ifade ile sana bakmaya devam etti. O sırada kulaklarına ulaşan ses yutkunmanı sağlamıştı. Ona bakmaya cesaret edemiyordun. Gözünden bir damla yaş süzülürken Clint dikkatle seni izliyordu. Yavaşça arkanı döndüğünde Nat'ın da aynı halde olduğunu fark etmiştin. Aranızdaki kırgınlığı ve özlemini hissediyordun. Bir adım attığında o da sana yaklaştı. Hızla birbirinize sarıldığınızda ikinizinde gözlerinden fazlasıyla süzülüyordu yaşlar. Kardeşine kavuşmuş iki minik kız...
Bütün avenger toplanmış bu ikiliyi izliyorlardı. Hepsi şaşkındı, hemde fazlasıyla. Aralarından hiçbiri Natasha'yı böyle görmemişti. Onu bu hale getiren kızın kim olduğunu içten içe merak ediyorlardı. Sadece sustular, aralarına girmediler. O ikili ise birbirine doyasıya sarıldı. Bir daha bırakmayacakmış gibi.
(Tamam yeter bırakın Clint'i siz burada Nat'a aşık oluyorsunuz fkwnfowndoa)
Birkaç saat geçmişti, kimse konuşmamıştı. Tek bir ses dahi çıkaran olmamıştı. Tony oflayarak ayağa kalktı.
"Siz sevgili falan mısınız?"
Nat ile şaşkınca Tony'e bakıyordunuz. Aslında Nat ona ölümcül bakışlar atıyordu. Tony saçmaladığını anlamış olacakki yeniden konuştu.
"Ah, tamam. Fakat bir açıklama yapmazsanız öyle düşüneceğim."Fazla detaya girmeden olayı anlatmıştınız. Uzun zamandır neden görüşmediğinizi sorgulasalar da fazla üstünde durmamaya karar vermişlerdi. Gün boyunca sohbet etmiştiniz. Akşam ise Nat ile aynı odada kalmıştınız, onca yılı telafi etmek zor olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
《𝐌𝐔𝐋𝐓İ𝐅𝐀𝐍𝐃𝐎𝐌 𝐇𝐀𝐘𝐀𝐋 𝐄𝐓》
FanfictionBütün kurgu kɑhrɑmɑnlɑrı ile hɑyɑl zɑmɑnı. Fɑrklı kurgulɑr ile hɑyrɑn olduğunuz kɑrɑkterle hɑyɑl kurun! Mɑrvel hɑyɑl et kitɑbındɑn mutliye dönmüştür!