( Gençler o yüce Odin'in oğlu Thor, uzatmayalım yani.)
Thor
Her zamanki maraton günlerinden bir gün daha, derin bir nefes alarak otobüsten indin. Şehir kütüphanesine gelmiştin, İskandinav mitolojisine çok ilgiliydin birkaç kitabı bitirmiş, yenilerini aramaya koyuldun. Gözlerin raflarda dolaşırken bir an duraksadın, bu kitabı daha önce nasıl fark etmemiştin? Eline alarak inceledin, kalın ciltli eski bir kitaptı. Okumaya koyulmuştun kitabı yargılandığında ise kütüphanenin kapanış saati gelmişti hızla toparlandın ve kitabı eline alarak çıktın. Aceleci adımlar ile evine doğru ilerliyordun.
Gök gürültülüsünün sesi seni ürpertmişti daha da hızlandın şu soğuk havada bir de ıslanamazdın. Bir gök gürültülüsü daha fakat bu daha hırçındı ve 50 metre ötede bir şey, şaşırmıştın bu kitapların kafanı Yemen'e sebep olduğunu düşünmüyor değildin. Duman etrafı kaplarken sana doğru yaklaşan, kalıplı adamı farkettin. İlimlerine kadar korkuyu hissediyordun. Kaçmalıydın, hızlı adımlarla koşmaya başladın. Bir gök gürültülüsü daha, şuan kaçtığın adam tam karşında duruyordu. Olduğun yere sabitlenirken bu olayın zihninin sana oynadığı bir oyun olduğunu düşünüyordun, hatta öyle olmasını istiyordun. Şuan adamı daha iyi inceleyebiliyordun; mavi gözlü, sarı ve uzun saçlı, dev gibi ve cüsseli bir adam. Giyinişi ise tamamen farklı. Şuan kendini tokatlamak istiyordun fakat yapamadın. Derin bir nefes aldın "sen Thorsun?" Konuşacak cesareti nereden bulmuştun ki? Karşındaki adam gözlerini kısarak sana bakıyordu, rahatladı ve yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. "Evet leydim, ben Yüce Odin'in oğlu Thor." Yutkundun, bir insana daha doğrusu bir tanrıya gülümsemenin bu kadar yakışacağını hiç düşünemezdin.
"Leydim, sizi korkuttuğum için beni affedin." Kendine gelmeye çalışıyordun, hatta şuan bayılabilirdin. Onu affettiğin anlamında başını salladın. Gülümsemesi daha da arttı. "Leydim, lütfen özrüm için benimle bir şeyler için." Sıcak gülümsemesi altında şuan çoğu şeyi kabul edebilirdin. "Pekala, olur." Seni kısa yoldan götürmek istiyordu, elini beline koydu ve başını eğdi. Sen de başını kaldırıp ona bakıyordun, neredeyse dudaklarınız birbirine değecekti. "Sarılsanız iyi olur, düşmenizi istemem." Kollarını ona sardığı da için hoş olmuştu. Mljonirle salladı ve kendini bir anda havada bulmuştun, gözlerini sıkıca kapadın. Onu daha da sıkıyordun. Durduğunuzun hiç farkında değildin. Hala aynı pozisyonunda duruyordun. Küçük bir kıkırdama duyduğunda gözlerini hafifçe açtın. Yere baktığında için rahatlatmıştı. Hemen kollarını Thordan uzaklaştırdın. Yüzü düşmüştü, küçük bir çocuk gibi. "Leydim, önden buyurun." Gülümsedin ve elinle gösterdiği yöne ilerledin.
Kendini kocaman bir salonun içinde bulmuştun, etrafına bakındığında Avengers üyeleri olduğunu bildiğin kişilere baktın. Kalbin yerinden çıkacak gibiydi, o kadar hızlı atıyordu ki duyulacağından korktun. Thor'un boğazını temizlemesi ile gözler size döndü, Tony sana doğru ilerlemeye başladı. Tabi kalkmadan Natasha ile bakışmışlar ve seni tanımamalarına rağmen uğraşacaklardı seninle. "Thor bu güzel bayan da kim? Yoksa ona benden önce mi adım attın." Thor sınırlı bakışlarını Tony'e çevirdi, Natasha ise kıkırdamaya başladı. Thor ile daha resmi olarak tanışmamıştınız, adını bilmediğini düşündüğün için ağzını tam açmıştın ki senden önce biri atıldı. "Y/N, onun adı Y/N." Şaşırmıştın, o seni nereden tanıyordu ki. Doğru ya o bir Tanrıydı, neden şaşırmıştın ki. Tony elini eline aldı ve bir öpücük kondurdu. Thor neredeyse kükreyecekti, Tony Stark senin elini öpmüş ve sana iltifat etmişti. Buna inanmak senin için zordu. Bugüne inanmak daha zordu tabi ki. Thor senin kolundan tutup seni sürüklemeye başladı. Oradan oraya gidip duruyordun, ardınızdan gelen kahkahalara kulak vermek yerine kolunu kurtarmaya çalışıyordun. "Thor! Canım acıyor." İsmini yüksek sesle söylese de cümleni sessiz bitirmiştin. Bir anda kolunu bıraktı ve sana döndü. "Özür dilerim Leydim. Affedin beni." Şaşırmadan edemiyordun, bir tanrı senden özür diliyordu. Affettiğini söylediğinde gülümsedi.
Kahve makinasını çalıştırmaya çalıştığını görmüştün. "Sana emrediyorum lanet makina çalış." Söylediklerini duymanla kahkaha atmaya başlaman bir olmuştu. "Thor, kahve içmesek de olur." Senin kahkahana karşı yüzü düşmüş olsa da karşına oturdu ve konuşmaya başladınız. Uzun bir sohbetin ardından gerçekten geç olduğunun farkına vardığında eve gitmen gerektiğini söylemiştin. Seni götürmeyi önermişti, yeniden uçacak mıydın yani. Korkuyordun ama Thor'a sarılmak gerçekten güzeldi. Kabul ettin ve yine aynı şekilde evine gittiniz. Gözlerini açtın ve başını kaldırdın, Thor'un tatlı gülümsemesini gördüğünde sende gülümsedin. Kolların hala onun bedeninde sarılıyken Thor dudaklarını dudaklarına yaklaştırdı. Nazik bir şekilde öpmeye başladı, tabi ki sende karşılık vermeye başlamıştın. Soluksuz kalmanızın ardından birbirinizden ayrıldınız. "Görüşürüz Y/N, seni özleyeceğim." Gülümsedin ve kapıyı açarak evine girdin. Yatağa uzandığında hala heyecanının geçmesini bekliyordun.
(Güzel olup olmadığı konusunda kararsız kalsam da attım. Thor ile beraber uçuyoruz gençler! Bdksbfks)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
《𝐌𝐔𝐋𝐓İ𝐅𝐀𝐍𝐃𝐎𝐌 𝐇𝐀𝐘𝐀𝐋 𝐄𝐓》
FanfictionBütün kurgu kɑhrɑmɑnlɑrı ile hɑyɑl zɑmɑnı. Fɑrklı kurgulɑr ile hɑyrɑn olduğunuz kɑrɑkterle hɑyɑl kurun! Mɑrvel hɑyɑl et kitɑbındɑn mutliye dönmüştür!