Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
O bir ölümsüz!
Ah, kahretsin. İş görüşmeme geç kalmıştım. Her zaman dakik bir insanken neden bugünü bulmuştu ki? Sinirle evden çıktım. Jeep'ime atlayarak varmam gereken yere, aslında bana sonradan gelen konuma doğru ilerledim. Bir iş görüşmesi neden spor salonunda yapılırdı ki? Kafamı buna yormamam gerekiyordu. Ne de olsa burada normal olmayan bir insandan bahsediyoruz, Tony Stark. Stark endüstrisinin başındaki adam ve bir Avengers. Adam manyak derecede havalı birisi. Düşünsenize güçleri olan bir grup insan dünyayı kurtarıyor. Fazla iyi ve bu hayal değil. Şuan o adam ile bir iş görüşmesi yapacaktım.
Elimdeki konuma geldiğimde arabayı park ederek spor salonundan içeriye girdim. Takım elbisemle girdiğim spor salonunda gözlerin bana dönmesini anlayışla karşıladım. Hangi manyak spor salonuna takım elbiseyle gelirdi ki? Ah, ben.
Ringde gördüğüm adamın Tony Stark olduğunu anlamam fazla sürmedi. Onlara doğru yaklaştım ve seslendim.
"Bay Stark."
Gözleri bana döndüğünde yüzünde çapkın bir gülümseme oluşmuştu. Aldrış etmedim.
"İş görüşmesi için gelmiştim."
Birkaç saniye bekledi sonra karşısındaki adamı süzdü. Gözleri tekrar beni bulduğunda sırıttı ve beni yanlarına çağırdı.
"Hey sen buraya gel."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ring'e çağırıyordu değil mi? Ah, bu iş sinir bozucu olmaya başladı.
Elimdeki dosyaları kenara bıraktım ve yanlarına ilerledim. Ring'e girdiğimde o yanımızdan ayrılıyordu.
"Happy, ona bir şeyler öğret."
Göz devirdim. Ne yani o kadar şeye hazırlanmıştım, kalkıp iki yumruk mu sallayacaktım? Karşımdaki adama döndüm bu sefer. Yumruklarını öne çıkarmış ve olduğu yerde hafifçe sallanıyordu.
