1 Temmuz 2050
PazartesiYoongi, oğlum.
Biliyorum biraz garip bir giriş oldu ama yalan değil, oğlumsun. Biriciğimsin. Hiçbir zaman damat gözüyle bakmadım ki ben sana, sen hep evimizin ikinci oğlu oldun. Üçgen gözlü, soğuk görünen ama içinde minik bir kedi yaşatan ikinci oğul. Güzel bir histi. Umarım sende memnun kaldın hep. Umarım.
Nasıl başlamam, nasıl ilerletmem ve nasıl son buldurmam gerektiğini bilmiyorum ama deneyeceğim. Yah! Yaşlı bir bunak olmak kolay değil tamam mı? Mektubun sonuna kadar beni alttan almak zorundasın. Yoksa yattığım yerden kalktığım gibi şu elime zorla verdikleri bastonu kafanda kırarım. Evet, yaparım bunu. Şansını deneme sakın.
Şimdi şaşkın şaşkın (tanıyorum seni, okurken yüzünde oluşacak ifadeyi şimdiden bildim) bu mektubu okurken belki kendi kendine merak edersin diye cevaplamak istedim. Evet, veda mektubumu Jimin yerine sana yazmamın bir nedeni var. Elbette var. Çünkü ikinizi de tanıyorum. Hep güçlü oldun Yoongi. Babanı kaybettiğin günü dün gibi hatırlıyorum. Onu çok sevmene rağmen annene destek olmak için neredeyse hiç ağlamadın bile. Ardından anneni kaybettin ama sırf Jimin sana "Annen böyle olduğunu görseydi çok üzülmez miydi?" dediği için toparlandın. Harika bir adamsın. Samimi söylüyorum ki tanıdığım en güçlü kişilerden birisisin sen. O yüzden beni affet ama giderken sana güvendim. Yıllardır evli olduğun kocanı tanıyorsun, dayanamaz böyle şeylere. Yaptığım da biraz bencillik biliyorum. Daha Namjoonie'min yasını bile atlatamamışken bir de ben veda ediyorum ama anlayışla karşıla olur mu? Sana yalvarıyorum güçlü kal ve Jimin'i de güçlü kıl Yoongi.
Bazı şeyler yaşandı. Hayatın gerekçesi olan şeyler. Çoğunda bizimleydin, orada mutluluğumuza ortak oluyordun. Keşke seni sadece mutlu anlarımıza ortak edip geri kalanında dışarda tutsaydım ama bu artık imkansız oğlum. Biliyorsun; aile, iyisiyle kötüsüyle ailedir. Sen bu ailenin en önemli parçalarından birisin. Üzüntülerimizden silemiyorum seni, affet. Yoongi sana karşı çok mahçup hissederek ayrılacağım, lütfen beni affet. Ah güzel oğlum. Bak yine sana güvendiğim için senden af diliyorum çünkü biliyorum, affedeceksin. Gönlü bol bir
çocuksun. O sert imajının altına sığdırdığın cömert kişiliğine yaslıyorum sırtımı.Yazmak istediğim çok şey var sana. Bir sürü şey. Yıllardır dile getiremediğim ama bilmeni istediğim çok şey. Jimin'i büyütürken çok korkuyordum mesela. İki babayla büyümek onu etkileyecekti. Birçok yönden. Çevresinden alacağı darbeler elbet tahmin edilebilirdi ama benim korkum bundan ziyade hep, yönelimleri oldu. Acaba bizden dolayı bir erkek arkadaş mı tercih edecek dedim. Sonunda bazı kızlarla takıldığını görmek beni mutlu kılıyordu. Yanlış anlama onun babası kadar harika bir gay olmasından şikayetçi değilim sadece.. Sırf bizi örnek aldığından gaymiş gibi davranmadığı için memnunum. İşin açığı seninle başlayan ilişkisinin de en başından beri farkındaydım. Onu değiştirmiştin Yoongi. Kimse bir aşkın içindeyken kendine ne olduğunu fark etmez ama ben bir baba olarak Jimin'imi fark ettim. Yüzünde güller açışına ve tek tartışmanızda gözlerinde soldurduğu yıldızlara şahit oldum. Zaten sırf bu yüzden eminim aşkının büyüklüğüne. Daha önce hiç tatmadığı duyguları sende tattı. Daha da önemlisi bana yıllar yıllar önce hiç unutamayacağım bir şey söyledi: Eğer bir gün beni bırakıp gidecek olursanız üzülme baba, üzüleceğini bilerek söylüyorum ki, üzülme. Yoongi'ye güveniyorum. O benim gemimi fırtınalı denizlerden koruyan limanım.