#16# Ambar

69 6 26
                                    

Tişörtü çırpıp eteklerinden mandalladım.

"Bazen kendimi hizmetçi gibi hissediyorum." Başka bir çamaşır almak için sepete eğildim. "Sonra diyorum ki; Alba, bu senin vatana karşı kutsal görevin: Kalbi kırık bir kadının ev işlerine el atmak. Kendine gel ve bu taytı orantılı bir şekilde as." Beceremeyince arka cebimden cetveli çıkardım. "Hayır kızım, Tanrı'yı da, Melih Kıratlar'ı da kızdırmak istemezsin." Taytın bacaklarının üçte biri sallanacak şekilde matematiksel hesaplamalar yaparken kahkahamı tutmaya çalıştım. Kafama top yapılmış birkaç çorap yediğimde kollarını önünde tehditkâr bir biçimde birleştirmiş Melih'e karşı ciddileşmem pek zor olmadı. "Sen! Varoluş amacımı sabote etmeye-" Bir çift kanat sesi gittikçe uzaklaşırken alnımdan aşağıya süzülen ılık şeye dokundum. "Siktir!" Her şeyi yere fırlatıp çığlık atarak banyoya koştum. Melih'in kahkahaları ben koştukça geride kaldı fakat uzun bir süre kesilmedi. Kafamdaki kuş bokundan tamamen arındığıma emin olana kadar birkaç saatimi banyoda söverek geçirdim. Melih Kıratlar, evren tarafından tuhaf bir şekilde korunuyordu. Aksini iddia eden kesinlikle Melih Kıratlar'dır.

Temiz kıyafetler giyip ıslak saçlarımla odamdan çıktığımda Melih dakikalardır beni bekliyormuş gibi önüme atladı.

"Son dakika gelen habere göre, sabah saatlerinde oldukça talihsiz bir olay yaşayan inatçı ve de ironi sevdalısı vatandaşımız," bir kameraya sunar gibi karşıya bakıyordu, elini bana doğru uzatıp takdim etti, "Alba Çınaroğlu(25)'nun kimileri kutsanmış kimleri de lanetlenmiş olduğunu söylüyor. Ancak bunun karma olduğuna inananların sayısı da bir hayli yüksek." Bana döndüğünde önce elinde tuttuğu kurutma makinesini fark ettim. "Peki siz, Sayın Çınaroğlu, nasıl hissediyorsunuz?" Ardından da alnından aşağıya akan gri-beyaz boya gözüme çarptı. Birkaç saniye onun tam olarak ne olduğunu sorguladıktan sonra jeton düştü. Bunu yaptığını görmesem onu tersleyebilir ya da görmezden gelebilirdim. Yeterince zor birkaç saat geçirmiştim ve yapmaya çalıştığı şey, komikti, fakat yüzümü güldürmenin de ötesinde içimi sımsıcacık etmişti. Saçlarımı taramaya ara verip kollarımı boynuna sardım. Artık bu çok uzaklara giden uzun hayat yolculuğunda yalnız hissetmemeye başlamıştım. Yanıma birisi oturmuştu ve ben artık sıkılmıyordum, zaman donup kalmıyordu, hatta durmasını istediğim saniyeler bile oluyordu. Öğreniyordum, öğretiyordum, hayal kırıklığına uğruyordum, havalara uçuyordum, konuşuyordum, susuyordum, büyüyordum... Bu bir hafta, ucundan kıyısından, bir şekilde hayatıma dokunmasına yetmişti. Ve ben bu bir haftaya içten içe minnettar olmadan edemiyordum.

"Saçlarımı mı kurutmak istiyorsun? Tamam, sen nasıl istersen." Kollarımı ondan ayırdım ve banyoya doğru sırıtarak yürürken arkamdan usulca gelmesini dinledim. Denizde kendimi sırtüstü bırakmış gibi hissediyordum. Parmakucumda zıplayarak yürümek istiyordum. Melih saçlarımı özenle tararken ve makineyi yavaşça saçlarımda gezdirirken kış günü sıcacık bir yatağa girmiş gibiydim. Ayaklarımı ısıtan kalın bir patik, buharı yüzüme vuran bir kupa kahve gibiydi ilgisi. Parmaklarıyla dolanan saçlarımı nazikçe açıyor, yanmamam için aynı yerde fazla oyalanmıyordu. Ellerini tutup öpesim geliyordu fakat önünde usulca dikilip aynadan göz göze gelmelerimizle yetindim. Kaşları temkinli bir özenle çatılıydı, dudakları sürekli kıpırdıyor, gözlerini nadiren kırpıyordu. İşi bitince örmesini isteyip istemediğimi sordu, olur dedim. Aklıma bir kız kardeşi olduğu geldi. Sırtımdan aşağıya uzanan kızıl örgüyü bitirip bıraktığında mayışmıştım. Arkama dönüp bunu hak ettiğini düşünerek uzun süredir yapmak istediğim bir şeyi yaptım. Tereddütlerimi elimin tersiyle masanın kenarından aşağıya ittim. Tek elimi yanağına koyup öteki tarafa uzandım, elmacık kemiğinden usulca öptüm. Çekilmeden teşekkür edip yüzüne bakamadan banyodan çıkıp odama girdim. Kalbimin gürültüsü kulaklarıma vuruyordu. Biraz önce dudaklarımın teninde olduğunu tekrar tekrar düşünüp karnıma yayılan sarhoş edici hisse izin verdim. Bu his bende içime uzun bir soluk çekme isteği doğuruyordu. Onu da yaptım.

Göğün KıyısındakilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin