1| her şey iyi olacak...

8.6K 304 34
                                    

Daha sadece bahçe kapısından geçmiştik ki karşıma çıkan manzara dudağımın uçuklamasına neden olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Daha sadece bahçe kapısından geçmiştik ki karşıma çıkan manzara dudağımın uçuklamasına neden olmuştu. Bu kadarını beklemiyordum. Tamam lüks ev görmüştüm de hiç bir zaman bu kadar yakından incelememiş ve orada yaşayacak konuma gelmemiştim.

Şaşkınlıkla etrafı süzüyor bir yandan da açık  kalan ağzımı kapatmaya çalışıyordum. Öncelikle sağ tarafımı incelemeye koyuldum. Burası sadece ön bahçeydi ama oldukça büyük ve lükstü. Sağımda büyük önü açık bir garaj ve içinde ultra lüks araçlar dizilmiş duruyordu.
Arabalara teker teker göz gezdirdiğimde zorla da olsa kapattigim ağzım tekrar şaşkınlıkla açılmıştı. Ben binmeyi hayal bile kuramayacağım bu kadar arabaya bu insanlar sahipti ve bunlar sadece görebildiklerimizden ibaretti. Kafamı zorla da olsa biraz sola kaydırabildiğimde yine aynı şekilde normal kulübelere karşı daha büyük ve oldukça güzel görünümlü bir kulübe vardı. İçinde ne olduğunu  şu anda görmesemde içinde yaşayan hayvanın oldukça rahat bir yaşamının olduğu belliydi.

Kulübeyi de eş geçip gözlerimi en sola kaydırdım. Burada büyük ve gösterişli bir düş havuzu ve hemen yanına konumlandırılmış oturup zaman geçirebilmek için tasarlanmış küçük ama lüks bir oturma alanı bulunuyordu. Belliki burası evimizin sahibinin dinlenme köşesiydi. En sonunda önümde uzanan yeşilliklerin arasında kapıya ulaşan yolda gezdirdim gözlerimi. Sağına ve soluna yaklaşık iki metre aralıklarla konumlandırılmış ışıklandırmalar yolu aydınlatırken bahçeye oldukça estetik bir görüntü kazandırıyordu. Gözlerimle yolu takip edebildiğimde görüş alanıma annemin ve hemen yanında giyiminden bir hizmetçi olduğunu düşündüğüm kadının girmesiyle transtan çıkıp annemin seslenişine kulak verdim.

"Jungkook, buraya gelir misin oğlum?"

Hizmetçi önlerinden içeriye girdiğinde Annem de eliyle beni çağırıyordu. En sonunda ayaklarımı kullanbildim ve hızlıca annemin yanına ulaştım. Annem derin bir nefes verip koluma girdiğinde ben de derin bir nefes verme ihtiyacı duymuştum. Ne ile karşılaşacağımı çok merak ediyordum açıkçası.

En sonunda giriş kapısından da geçtiğimizde yine en az bahçe kadar lüks olan bir ev karşılamıştı bizi. Ben yine evi süzmeye başlamadan annem kolumdan dürüp beni uyardı. Belli ki bu sefer erken davranmıştı. Bahçede yaşadığı durumu burada yaşamak istemiyordu haklı olarak. Ben kolumu eş geçerek anneme dönmüştüm ki karşımızda olduğunu bile unuttuğum hizmetçi kız dikkatimizi üzerine çekti.

"Siz salona geçin ben de Jong Hyun Beye geldiğinizi haber vereyim. "

Önümüzde saygı çerçevesinde kısa bir eğilmeden sonra yanımızdan ayrıldı. Annem önümden hemen karşımızdaki büyük salona ilerlediğinde ben de peşi sıra ilerledim ve annemin hemen yanındaki yerimi alıp oturdum.

Anneme oranla oldukça stresliydim. Bunu koltukta bir türlü oturamayışımdan ve dizimi deli gibi sallarken de ellerimle oynamamdan çıkarabiliyordum. Ve aynı şekilde annem de hareketlerimin çok stresli olmamla alakalı olduğunu anlamış ve bana dönüp ellerimi elleri arasına almıştı. Gözlerini gözlerime sabitlediğinde biraz olsun sakinleşmiştim ve daha rahat hissediyordum. En azından dizimi deli gibi sallamayı kesmiştim.

"Biliyorum oğlum streslisin, heyecanlısın,  hiç tanımadığın bir adamla tanışacaksın ve annen ile o adamın evliliği için bu eve geldiğin için kendini kötü ve kırgın hissediyorsun ama iyi olacağız. Sen ve ben. Biraz rahatla ve sadece oluruna bırak. Ben senin asla üzgün olmana izin vermem. Şimdi lütfen biraz sakin ol ve kendini strese sokma. Her şey iyi olacak. "

En sonunda sağ eliyle ensemden be i kantine yaklaştırıp alnıma sıcak bir öpücük kondurdu. Öpücüğün verdiği sıcaklıkla gözlerim kapandığında oldukça iyi hissetmiştim. Annem dudaklarını hemen arkamızdan gelen bir öksürük sesi ile yavaşça çekip bana sıcacık gülümsedi. Daha sonra yavaşça ayağa kalkıp bana arkasını döndü. Ben de ayağa kalktığımda karşımızda duran oldukça yakışıklı,  bakımlı, fiziği yerinde olan ve bu avantajı ile üzerindeki takım elbiseyi kendine oldukça yakıştıran bir adam ile göz göze geldim. Sacları güttü fakat aralara karışmış tek tük beyazları vardı ama bu onun karışmasından bir şeyler çalmak yerken dışa da karizmatik bir hale getirmişti.

Annem karşımdaki adama ilerlediğinde adam da birkaç adım atmıştı anneme doğru. Ortada buluştuklarında kısa bir sarılma ve adamın annemin yanağından öpme faslından sonra annem hemen yanındaki adamın sırtına elini koyup bana döndü. Aynı zamanda adamın eli ise annemin sağ omzunu kavramış ve kendine iyice yaklaşırmış haldeydi.

"Bu Min Jong Hyun, Jungkook. " Sağ eliyle hafifçe yanındaki adamı göstermiş daha sonra da elini bana çevirerek konuşmaya başlamıştı ki ben ondan önce davranmıştım.

"Jungkook, efendim. Jeon Jungkook."

Kısa bir saygı selamlamasından sonra gözlerimi annemin yüzünde gezdirdim. Yüzünde memnun olmuş bir ifade vardı ve dudağındaki gülümsemesi de yüzündeki ifadeyi destekliyordu. Annemi böyle görmek beni de memnun etmişti ve bulunduğum durumun o kadar kötü olmadığına beni ikna ediyordu.

O hep böyle memnun olacaksa ben hep bu durumda olmaya razıydım. Bu zamana kadar  hep o benim memnun olmam için uğraşmıştı ve şimdi sıra bendeydi. Bunca zamandır ilk defa kendi için bir şey istemişti ve ben bu isteğini burnundan getirtmeyecektim.

Ben de memnun olmuş bir ifadeyle gülümsediğimde yüzümü annemden hemen yanındaki adama dönmüştüm. Ona bakmamla birlikte adam elini annemden nazikçe çekip hemen karşıma dikildi.

Sağ elini yavaşça kaldırıp bana uzattığında önce eline sonra da sevgi dolu gülümsemesine baktım. Sertti, soğuk görünüyordu ama yüzünde yer edinen şu anki gülümsemesi sıcacıktı ve ben şu an sadece bunula ilgileniyorum.

Selam! İlk bölümle hepinize merhaba.  💗

FIGLIASTRO ℘ yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin