"Taehyung'unu sikeyim!"
Yoongi, arabadan hızla çıkıp kapıyı son sürat kapattı. Jungkook, her en kadar ne olduğunu anlasa da bu kadar tepki verecek ne olduğunu düşünüyordu. Taehyung'u sevmiyor olması ve onunla gidecek olması onun için de iyi olmaz mı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lütfen bölümleri okuyor iseniz şu alttaki yıldıza tıklayıverin. 🙏
Üzerimdeki örtüyü hızla fırlatıp ayağa kalktığımda Yoongi'nin kırmızı beyaz çizgili ve üzerinde küçük bir tavşan olan t-shirt ümü görebileceğini umursamamıştım. Yatakta doğrulup kapının pervazına yaşlanmış ve gözlerini zar zor açık tutabilen Yoongi'ye baktım. Gece gece benim odamda, bu halde ne arıyordu bu çocuk Tanrı aşkına?
Yoongi uykulu gözlerini açık tutmaya çalışırken yüzünde saçma bir gülümseme oluştu ve kendi kendine bir kahkaha patlattı. Neyse ki bu katta sadece iki kişiydik.
Sol elini kaldırıp işaret parmağını kendine uzattığında kaşlarımı çatmıştım. Yüzündeki saçma gülümseme sinirli bir ifadeye dönerken o da kaşlarını çattı.
"Beceriksizim." Karanlıktı ve an olarak ne yaptığını veya yüzünde nasıl bir ifade vardı tam kestiremiyordum ama şu an ağlamak üzere olduğunu sesinden anlayabiliyordum.
Doğrulduğum yataktan bu defa tamamen inip birkaç adım atmıştım ki Yoongi kapı pervazından ayrılıp eliyle beni durdurdu.
Bir kaç saniye öylece dursam da ışıkları açmak için tekrar hareketlenmiştim. Tekrar beni durdurmak için birkaç şey daha zırvalara da en sonunda bütün ışıkları açtım. Biraz önce karanlığa alışmış gözlerimi ışığa alıştırabildiğimde, keskin yüz hatlarında morarmalar ve sol kaşının tam bitimindeki açılan yaradan süzülen kanla yüzü pislenen Yoongi ile karşılaşmıştım.
"Hih!" Ağzımdan kaçan garip sese karşı ellerimle ağzımı kapatmıştım. Fakat bu şaşkınlıkla sonuna kadar açılan gözlerim için geçerli olmamıştı. Böyle bir görüntü beklemiyordum ve bu beni oldukça şaşırtmıştı. Evet Yoongi'nin eve tekrar döndüğünde biraz kötü durumda olacağını tahmin ediyordum fakat yüzü yara bere içinde kalan ve o küçük gözlerinin acı içinde yanıyor olacağını tahmin etmezdim.
Ellerimi yavaşça ağzımdan çekip kollarımı serbest bıraktım. Sadece birbirimize bakıyorduk . Konuşmuyordu ve eğer konuşursa hiç iyi şeyler olacak gibi görünmüyordu.
"Pis-lik herifin te-kiyim." Elini göğsüne sertçe vurup kendini işaret ederken gözleri gözlerimdeydi.
"İşte bu yüz-den kimse-" Derin bir nefes bırakıp kaşlarını sertçe çattı. Bana doğru birkaç adım atıp bana yaklaştığında ben hâlâ üzerimdeki şaşkınlıktan kurtulamamıştım . Yüzü çok kötü görünüyordu ve yüzündeki kan kendimi kötü hissetmeme neden oluyordu. İyice yaklaşıp gözlerini üzerimde gezdirirken nefesi yüzümü yalıyordu.
Fazlaca içkiliydi ve bu midemin bulanmasına neden olmuştu. Hareketleri zaten içkili olduğunu gösteriyordu fakat bu ağır koku, onun öyle kıytırık bir içki içmediğini ve içtiği seyin oldukça ağır bir şey olduğunu gösteriyordu.
