"Taehyung'unu sikeyim!"
Yoongi, arabadan hızla çıkıp kapıyı son sürat kapattı. Jungkook, her en kadar ne olduğunu anlasa da bu kadar tepki verecek ne olduğunu düşünüyordu. Taehyung'u sevmiyor olması ve onunla gidecek olması onun için de iyi olmaz mı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yazar:
Jungkook, Taehyung ile parti alanına giriş yaptıklarında müzik sesinin mümkünmüş gibi daha da artmasıyla yüzünü buruşturmuştu. Başı feci haldeydi ve kendini kötü hissediyordu. İçki içmesi için reşit bile değildi fakat o olukça ağır olduğunu düşündüğü içkiyi kafasına dikmişti. Aynı şekilde Taehyung da içkiden içmiş hatta bitirmişti fakat onda herhangi bir şey görmüyordu. Oldukça rahat ve memnun görünüyordu. Jungkook, kaşlarını çattı.
"Hadi, şuradalar. Yanlarına gidelim. "
Taehyung, Jungkook'un kolunu çekiştirip bir yerlere sürüklerken Jungkook'un ne düşündüğünü umursuyor gibi değildi. Taehyung'un bahsettiği yerde Yoongi, Hoseok ve Namjoon vardı. Jungkook, her ne kadar oraya gidip onunla yüzleşmek istemese de yapabileceği bir şey yoktu. Geri dönemezdi. Ne diyecekti diğerlerine?
Taehyung, kanapenin boş kalan kısmını doldurup masadakiler selam verirken Jungkook da Yoongi'nin hemen yanındaki boşluğa kıvrıldı. Herkes oldukça eğleniyor gibiydi. Jungkook, bakışlarını oyalamak için salonda gezdirdi. Herkes delicesine dans edip içki içiyordu. Kenarda köşede işi pişiren gençlere bakmamaya çalıştı. Ortada yoğun bir şekilde içki kokuyordu. Ve içki ile birlikte karıştığını düşündüğü ter kokusu midesinin daha da bulunmasına neden oluyordu.
"Seok Jin Hyung nerede?"
Taehyung, ortaya bir soru attığında masadakilerden Hoseok cevapladı.
"Jimin'i alıp gelmeye gitti."
Onaylayan mırıltılar eşliğinde herkes işlerine döndüğünde Taehyung , önünden geçen bir garsondan küçük bir viski bardağı kaptı.
"İster misin?" Demişti aynı zamanda karşısındaki çocuğa. Jungkook, elleriyle onu reddeceği sırada yanındaki adam konuşmuştu.
"İçemezsin."
Jungkook, Yoongi'ye döndüğünde kaşlarını kaldırmış ve kendinden emin bir şekilde kendisine baktığını gördü. Onun kendisine emir vermesi sinirlerini bozuyordu. Her yaptığına karışması ama işine geldiğinde ise bir sikik gibi davranması sabrını sınıyordu.
"Bundan sana ne?" Taehyung, elindeki viski bardağından küçük bir yudum alırken Yoongi'ye kaslarını kaldırıp diklendi.
"Seni ne ilgilendirir?" Taehyung, elindeki viski bardağını masaya bıraktı. Yoongi de elindeki bardağı masaya bıraktığında hafifçe Taehyung'a yaklaştı. Jungkook, gerildiğini hissetti.
"Sabrımı sınama Taehyung."
"Peki sınarsam ne olur?" Taehyung gülümsedi ve Yoongi'nin omzunda sanki toz varmış gibi orayı silkeledi. Yoongi, sinirleniyordu. Derin bir nefes alıp içkinin verdiği mağmurluğu yok etmeye çalıştı.
"Hyung." Jungkook, Yoongi'ye dönüp elleriyle ikisini uzaklaştırdı. "Benim ne yaptığım seni ilgilendirmez."
Yoongi, sinirli bir şekilde sırıtırken içinde patlayan volkanı saklamaya çalışıyordu. Bu iki gerizekalı onu katil yapacaktı.
