"Taehyung'unu sikeyim!"
Yoongi, arabadan hızla çıkıp kapıyı son sürat kapattı. Jungkook, her en kadar ne olduğunu anlasa da bu kadar tepki verecek ne olduğunu düşünüyordu. Taehyung'u sevmiyor olması ve onunla gidecek olması onun için de iyi olmaz mı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üzerime en sonunda siyah bir gömlek giyip zar zor bulabildiğim yırtıksız siyah kotumla tamamladığımda istendiği gibi gayet resmi olduğuma karar verip kıyafet odamdan çıktım. Komedinin üzerinden, takmak için alıp bir ara dalgınlıkla oraya bıraktığım saatime baktığımda yarım saatimiz vardı. Bunun üzerine rahatlayıp hala nemli olan saçlarımı kurutup şekil vermek için banyoya geçip kısaca saçlarımı da hallettim. Bugün okulumun ilk günüydü ve Yoongi'nin arkadaşları sayesinde oldukça eğlenceli geçmişti. Beni 'Yoongi'nin tüm ısrarlarına rağmen' neredeyse her tenefüs yanlarına almışlar ve benimle vakit geçirmişlerdi. Ben her ne kadar çekingen dursam da Jin Hyung benim onlarlayken daha rahat olmamı söyleyip durmuş ve diğerleri de ,Yoongi hariç, ona katılmışlardı.
Jimin ile aynı sınıfta değildik ve bu durum onunla bugün neredeyse benimle hiç bir şekilde konuşmamış , en ufak bir göz temasından bile kaçınmış Jimin'in ekmeğine yağ sürmüştü. Büyük bir ihtimalle suçlu olduğunu ve ona kırgın olduğunu biliyordu ve bunun için benimle konuşmamaya ve benimle gözgöze bile gelmek onu korkutuyordu.
Okul boyunca Jimin'i bir açıklama yapmasını beklemiştim ama herhangi bir açıklamayı bırakın doğru düzgün bana bakmamıştı ve ben de en sonunda boş verip diğerleriyle ilgilenmeye başladım. İlk günümüz oldukça sakin geçse de diğer günler Hoseok veya bugün belli etmese de Jimin sayesinde hareketli geçecek gibiydi ve bunu, onların yaptığı her yaramazlığı olumlu bir şekilde karşılayan ve hatta bazen onlar gibi bile davranan Jin Hyung olumlu bir şekilde etkiliyordu ve Namjoon hyungun arada doldurmasına neden oluyordu.
Okul bitiminde Yoongi ile eve dönmek yerine Namjoon ve Jin Hyung beni bırakmışlardı. Çıkışta her ne kadar peşinden gitsem de beni sertçe kovup arabasıyla hızla okuldan çıkmıştı. Bunu gören Namjoon Hyung ve Jin Hyung bana 'ona pek aldırmamamı' söyleyip beni eve bırakmışlardı.
Eve geldiğimizde ise Jong Hyun, saat sekizde eski bir arkadaşı ile yeni ortaklıklarını kutlayıp hasret gidermek için bir yemek düzenlemişlerdi ve ailecek onlara katılacaktık.
Yoongi, ben eve geldiğimde hala gelmemişti ve daha sonra zaten uyukalmış ve uyandığımda da yemeğe yetişmek için hızlıca hazırlanmaya koyulmuştum.
En sonunda tamemen hazır olduğumda telefonumu ve cüzdanımı ceplerinden birine sıkıştırıp odamdan ayrıldım. Koridorda yankılanan Yoongi'nin sinirli sesiyle onun odasına döndüğümde sesi önce yükselmiş daha sonra ise bağırdığını son anda fark etmiş olacak ki alçaltmıştı.
Kaşlarımı çatıp odasına doğru adımladım. Aralayıp olan kapıdan içeriye göz gezdirdiğimde üzerindeki kotu yer yer çamur ve toza belenmiş, gömlegi ise oldukça dağınık olan saçlarıyla beraber bağımsızlığını ilan edercesine sağa sola kaymış ve kopmuş bir kaç düğmesi de buna ön ayak olmuş görünüyordu.
Kulağındaki telefonu birkaç saniye yüzünün hizasına getirip yumruk yaptığı elini ağzına sıkıştırmış ve dişleriyle hafifçe ısırmıştı. Oldukça sınırlı görünüyordu. Derin derin nefesler alıp veriyordu.
