Yağan yağmur damlaları oturduğu kafenin camına çarpıp yere düşerken, genç kadın yağan yağmurdan kaçışan dışarıdaki insanları camdan izliyordu. Kerem'in kuzenini bekliyordu. Gece'yi... Evden çıkmadan Kerem'den Gece'yle buluşmak için izin almış, ona Gece'nin bebek için bir şeyler aldığını ve kendine kahve içerken vermek istediğini söylemişti. Kerem ilk başta karşı çıksa da kendi kuzeniyle buluşacağı için izin vermiş ve Zeynep'i kafeye kendi bırakıp dönmüştü. Ne kadar Zeynep'in yanında olmak istediğini söylemiş olsa da genç kadın ısrarla Gece'yle kız kıza olmak istediğini söylemiş, biraz da yaptığı cilveyle izni koparmıştı.
Şimdiyse, onu bekliyordu. Kafenin kapısı açılırken dışarıdaki soğuğu içeri soktuğunda, Zeynep gelirken üzerine aldığı ceketin önlerini daha fazla üşümemek için çekiştirmişti. Kapı kapandıktan sonra içeri giren Gece gözleriyle Zeynep'i ararken onu gördüğünde durmuş, giydiği pelerine benzeyen siyah üstlüğünün şapkasını başından indirmişti.
Zeynep'in karşısına oturup eliyle siyah, kısa saçlarını geri savurup bir bacağını diğerinin üstüne atarken geri yaslanıp kollarını bağlamıştı. İki genç kadın birbirlerinin gözleri içine meydan okuyormuşcasına bakıyordu. Zeynep güçlü olduğunu göstermek ve diyeceklerinin altını doldurmak için yerinde dimdik oturmuştu.
"Kerem bana pis işlerinizden elini çektiğini söylemişti. Ona inanmaya başlamışken bu sabah da öğreniyorum ki arkadaşımı da o bataklığa batırmaya çalışıyorsunuz. Beni kandırdınız."
"Orada duralım, Zeynep'ciğim. Sen kandırılmadın, kandırılmaya hazırdın. Sana sadece duymak istediklerin söylendi. Ayrıca unutmamak lazım, sen de kuzenimi kandırmıştın. Herkesin hak ettiğini yaşadığına inanırım."
Sesi titrerken "İn... İnci'ye ne yapıyorsunuz?" demişti. Gece yüzüne koyduğu gülümsemeyle "Bana ne ısmarlıyorsun? Kahve içerken sohbet etmeyi severim." dediğinde bir tane kahve sipariş etmişlerdi. Gece, gelen kahvesinden yudumladığında dudaklarını yalayıp "Deney tüpü görevini üstleniyor. Endişelenme." demişti rahatlıkla.
"Deney tüpü, endişelenme. Ya şaka yapıyorsun ya da beni ciddiye almıyorsun."
Gece parmaklarını masaya ritim tutturmuş şekilde hareket ettiriyordu.
"Benden ne istiyorsun, Zeynep? Senin gibi tüm gün oturup bugün kimi kurtarsam diye düşünmek yerine vaktimi çıkarlarım için çalışmalara ayırıyorum. Direkt konuya geçersen zamanımdan çalmamış olursun."
Zeynep ondaki bu ukala ve küstahça tavrı bakıp Kerem'le aralarındaki benzerliği düşünürken onun bu tavrına karşı güçsüz görünmemek için ifadesini sertleştirme gereği duymuştu.
"İnci'yi geri istiyorum ve bana yardım edeceksin. Bunun dışında da isteklerim var. Kerem'in arkamdan çevirdiği ne varsa bileceğim. Bildiklerini anlatacaksın."
Gece kaşlarını kaldırıp "Pardon?" derken Zeynep'in istek adı altında emir vermesinden hiç haz etmemişti. Bu kız Kerem'in anlattığı kızla eşleşmiyordu. Bu zamana kadar kimsenin, ailesinin bile emirlerine boyun eğmemişken bu kızın ona böyle konuşması komik geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♣LAVANTA KOKUSU♣
Teen Fiction🍁🍁🍁 Lavanta Kokulu'm diyordu ona, değil mi? Lavanta, aşkın kokusuydu. Genç kadın onu bir zamanlar seviyordu ama şimdi, bilmiyordu... Onu kendinden korkutarak soğutmuştu. Şimdiyse, ondan onu tekrar sevebilmesini nasıl isterdi ki? Kadın ondan vazge...