Her Şeyin Başladığı Yer / Victory Kickoff

14

Ouzou Furuya:

Gözlerimi açtığımda neden nefessiz kaldığımı anlamıştım. Suratımdaki tüylü ve tombik fakat yumuşak olan şey yüzünden burnum kapanmış, kuyruğu ise boynuma dolanmıştı.

Sonrasını düşünmeden hızla oturur pozisyona geldim ve kedinin uykusundan uyanıp yere düşmesine sebep oldum.

"RYUUJI?!" Çok güzel bir rüya görüyordum, kim bilir belki daha da güzel yerlere gidecek bir rüyaydı fakat ben hem rüyamı adam akıllı yaşayamadan hem de en boktan şekilde uyandırılıyordum.

"SİKTİĞİMİN KEDİSİ YİNE BENİM YATAĞIMA GELMİŞ!" Sinirle ikinci kere bağırdığımda, Ryuuji'nin kapıdan içeri girdiğini görmüş ve sakince konuşmasının beni delirttiğini fark etmiştim.

"Odanın kapısını kapatabilirsin. Sadece 4 gündür buradayım ve eğer ben buradaysam kedimde burada olmalı. Yani ya ikimiz yada hiç birimiz."

"Kedine sahip çık o zaman?!"

"Kız siktiğin rüyanı böldüğü için kedim adına senden özür dileyeceğimi sanıyorsan boşuna bekleme Ouzou." Gözlerim faltaşı gibi açılırken, eş zamanlı olarak da yanaklarım kızarmaya başlamıştı.

Ama teknik olarak öyle bişey olmamıştı! Rüyamda kıza dokunmamıştım bile! Ama yani.. düşününce... neyse!

"Kahvaltıyı hazırladım ve evde pek bişey kalmadı, haberin olsun." Konuyu değiştirdiği için teşekkür etsem de kedisi nedeniyle hala sinirimin geçmediğini biliyordum.

"İyi." Ryuuji pofuduk, tombul,tüylü ve sinir bozucu kedisiyle beraber odamı terk edip kapıyı kapattığında, bedenimi serbest bırakıp sırt üstü uzanmıştım.

Rüyamdaki kızı ve onunla ilgili olan düşüncelerim tekrardan zihnimde canlanınca yanaklarım kıpkırmızı olmuş, odada tek olmama rağmen saklama ihtiyacı hissetmiş ve  yanımdaki yastığı alıp yüzümü kapatmıştım.

Ryuuji'nin lanet olasıca kedisi ise aklıma gelince yastık yüzünden boğuk çıkan sesimle kendi kendime, bir kaç küfür savurdum.

"Lanet olasıca hayatımı da, ikiz kardeşimi de, onun s*kik kedisini de s*keyim."

***

"Katilin bu herif olduğu başından belliydi zaten! Hala onu savunuyor..." Ryuuji filmdeki karakterlere kendince tavsiyeler verip homurdanırken, bende elimdeki kaseden uğurlu kaşığımla ağzıma dondurma tıkıyordum.

"Seni bir duysalar var ya... hayatları düzene girecek ama duymuyorlar işte" biricik kardeşim bakışlarını telefondan çekip bana kitlediğinde, alaycı ifademi değiştirip ciddi bir şekilde konuşmuştum.

"Oğlum Manyak mısın sen? Filmle konuşmak ne a*mına koyayım"

"Kardeşim gibiyim."

"Pardon? Ben senin gibi ekrana bakıp konuşmuyorum. Yada iki öpüşüp ayrıldılar diye ağlamıyorum."

"Sen ne anlarsın ki aşktan. Odun."

İçinde bulunduğumuz durum cidden garipti. 5 gün önce birbirimizi bulmuş, her şeyimizin neredeyse aynı olmasıyla (anne babalarımız dahil) DNA testi yaptırmaya karar vermiştik. Sonuçların gelmesine 1 hafta vardı fakat biz sonucu tahmin edebiliyorduk. Annemi aramış ve daha erken gelmesini, ona büyük bir sürprizim olduğunu söylemiştim. O da herhangi bir gün vermeyince, Ryuuji'nin geçici olarak burada kalmasını ve annemle en kısa zamanda tanışmasına karar vermiştik. Saniye bile kaybetmek istemiyorduk.

5 gündür beraber kalsak da ben Ryuuji'ye alışmıştım. Tabi, evde olmasından rahatsızlık duyduğum ve sinirlerimi hoplattığı için bir gün becereceğim kedisiyle pek iyi anlaşamıyordum fakat bunun haricinde Ryuuji'yi gerçekten sevmiştim.

"Ben mi Odunum? Ryuuji bi' s*ktir git."

"Romantik misin? Hayır." Telefonuna bakmaya devam ederek konuştuğunda, itiraz etmiştim.

"Yoo. Ben gayet romantik bir insanım. Oldukça centilmen bir Beyefendi olduğuma inanıyorum."

"S*ksen, çocuğumuz olabileceğine bundan daha çok inanırdım."

Birbirimize çok yakındık. Küfür edebiliyor, en saçma konulardan bile rahatlıkla konuşabiliyor ve aramızda özel şeylerin olduğuna inanmıyorduk. Elbette birbirimize anlatmak için kendimize zaman tanıdığımız şeyler vardı fakat bu 5 gün içinde birbirimizi ben gerçekten tanıdığımıza inanıyordum.

Koltuktan kalkmış, Ryuuji'nin yanına, yatağa kurulmuştum. Bağdaş kurup kafamı omzuna koyup, izlediği polisiye filmi izlemeye başlamıştım.

Kardeşim çoğu zaman sıkıcıydı, fakat onu nedensizce seviyordum.