34

648 34 35
                                    

Uzuuuun bir aranın ardından herkese merhaba~

Ee? Karantina nasıl gidiyor?

Ev iyi güzel ama dışarı çıkamayınca da bunalıyorum. Okul iyi oluyormuş aslında.

Eh, evde yapacak bir şey yok.

Yaaaaaniiiiiiğ... 35, 36, 37 ve 38. Bölümleri bu hafta içerisinde yazacağım! İnternet bulduğum ilk zamanda da yayınlayacağım :3

Aynı zamanda Little Lover'a da bölüm atacağımı ve yeni 2 kitap için daha hazırlık yaptığımı hesaba katarak, bana bölüm konusunda yapabildiğiniz kadar baskı yapınız.

Hatta ağzıma sıçın, linçleyin, 7 sülalemi 7'ye ayırarak sövün.

Hani ben güzellikten anlamam falan. Bana böyle gelin

Görevinizi anladığınıza göre! Bölüme başlayabiliriz :3

Oy verip yorum yapan tüm okurlara Jen'den öpücükler ^3^

***

Karanlık gökyüzünü kaplayan gri bulutlar, yıldızların ve ayın ışığını kesiyordu.

Yanmayan sokak lambaları yüzünden zifiri karanlık olan tokyo sokaklarında, topuklu ayakkabıların sesi yankılanıyordu.

Rüzgar şiddetli bir şekilde esiyor, genç kızın en az gece kadar karanlık olan saçları daha sert savruluyordu.

"L-lenka..."

Gözlerindeki yaşları silerek, dengede durmaya çalışarak, iç çamaşırlı oluşunun nasıl algılanacağını umursamadan koşuyordu.

Dakikalar değil her bir saniye bile önemliydi onun için.

"Lenka bir çözüm bulacaktır."

Diyordu kendi kendine. Tek umudu olan Lenka'nın evine ulaşabilmek için attığı her adım daha da cesaret veriyordu ona. Her attığı adım daha da yaklaşıyordu Lenka'ya.

Tökezlemekten, yere düşmekten alıkoyamıyordu kendini. Dizlerinde yeni yaralar açılıyor, ayakları daha da acıyordu her seferinde. Ama yeniden kalkmak zorundaydı. Bacaklarından akan kanlar durmak için bahane olamazdı.

En son düştüğünde, sadece bir dakikadan zarar gelmez diye düşünerek, oturduğu yerde ayakkabılarını attı bir kenara.

Şişmiş ve su toplamış olan ayakları için üzülmeye vakti yoktu. Hiç bir şeyi umursamadan yeniden kalktı ayağa. Yerde geçirdiği o bir kaç dakikanın acısını çıkartmak istercesine koşuyordu.

Hava karanlık olduğu için, belki de kendini saklayan bu karanlık için şükretmeliydi.

Lenka'nın evine ulaşana kadar, en azından Reika'nın orada oturduğunu bildiği o şehirden uzak, eski ama harabe olmamış o eve ulaşana kadar, hiç yalvarmadığı kadar yalvarmıştı tanrıya.

Ayakları onu taşımayı reddetti kapının önüne geldiğinde. Kanayan bacakları uyuşuyor, ağrıyordu.

Parmaklarını güçlükle büküp kapıya vurdu nefes alıp vermeye çalışırken.

"Le-nka... Lenka.. Lenka aç kapıyı!"

Kuruyan boğazı, bağırmaya çalıştıkça daha da acıyordu.

"Lütfen..."

Kaçıncı damlanın düştüğünü bilmiyordu artık. Yanakları sırılsıklam, gözleri kıp kırmızıydı.

Her Şeyin Başladığı Yer / Victory Kickoff Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin