32

579 40 41
                                    

Beklettiğim için özür dilerim~ nasılsınız görüşmeyeli?

Teşekkürler ben de bok gibiyim.

Bundan sonra kitaba biraz daha özenmeyi düşünüyorum kxnddjkd bir ara aşırı seviyordum bu kitabı ama bazı olaylardan sonra önemini yitirdi ve saldım.

Ama son günlerde dedim ki "bu kitabı niye yazıyorum? Okunması için, kendimi geliştirmek için, boş vakitlerimi doldurmak için. O zaman siktiğimin insanları niye kitabı etkiliyor?"

Bu sebepten ötürü (söz vermiyorum her an fikrim değişebilir ben ikizler burcuyum) kitaba düzenli olarak bölüm yazmaya karar verdim~

1 haftada 1 bölüm yazabilirim gibi geliyor.

Ama bazen yorgun, bazen üzgün, bazen sinirli bazen de kendimi keser halde oluyorum. O yüzden her hafta yazamayabilirim.

Yaaaniii... bölümleri 2 şekilde yayınlayabilirim.

Ya 2 haftada 1 kere 2 bölüm yayınlarım, hangi gün olur onu bilemem ve kesin bir şey diyemem. Ya da 1 ay dişinizi sıkarsınız, o kadar beklediğiniz için özür amaçlı olarak da 1 bölüm daha atar, her ay 5 bölüm atarım.

Kararı her ne kadar çok kişi olmasanızda size bıraktım~ ya da bunlarla hiç uğraşmayalım kafama estikçe atayım xidnxidnxidjx

Neyse, bu bölümde kitabı bir başka yönden ele aldım. Umarım begenirsiniz~

Oy veren, 5 yorum yapan ve özelden mesaj atan 5 kişiye sürprizim var :3

İyi okumalar~

****

Sopdet, her yarattığını severdi.

Her yarattığına duygular ve belli düzeyde zeka vermişti.

Kimini daha zeki, kimini daha aptal, kimini doğuştan lider, kimini köle olarak yarattı. Herkes farklıydı.

Ama herkesin duyguları, eşitti.

En kötü olanlar bile merhamet eder, en iyi olanlar bile kin tutardı.

Sirius duyguların yaratılanlara verilmiş olan en büyük nimetlerden birisi olduğunu düşünürdü.

Ki bence de haklıydı. Ama herkes öyle düşünmüyordu.

Küçük bir soru.

Eğer duygularınızı, hislerinizi ve tüm mutlu anılarınızı elinizden alsalar ve olumsuz olan, üzüntü, öfke, kin, nefret gibi duygularınızı yaşamak ya da yaşamamak arasında bir seçim yapma hakkı tanısalar duygusuz bir kaya gibi mi hayatınıza devam etmeyi tercih ederdiniz yoksa hislerinizi ister miydiniz? Size acı verse bile.

Çoğunluğun ilk seçeneği seçtiğini düşünüyorum.

"Acı çekmenin nesini isteyebilirsin?" Diye kendi görüşünü savunanlar da olacak.

Haklı olabilirsiniz. Ama ben bunu seçmezdim.

Tüm duygularınızı alsalardı, Ryuuji'yi sevebilir miydiniz? Annesine ağlaması sizi üzebilir, etkileyebilir miydi?

Üzüntüyü hissetmeseydeniz, Reika'nın sevgilisini öldürmek ile sınanmasının ne kadar zor olduğunu size Victor Hugo bile anlatsa, sizce anlayabilir miydiniz?

Nefret duygunuz olmasaydı, Lenka katilden daha fazlası olamazdı. Bir önemi kalmazdı.

O zaman bu kitabı okumanızı da isteyemezdim. Çünkü amacım kimseyi mutlu etmek değil, aksine bazen karakterlerin yerine kendinizi koyup acı çekmenize sebebiyet vermek.

Her Şeyin Başladığı Yer / Victory Kickoff Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin