24- Boşluk

39 6 0
                                    

Yoksa sonsuza kadar mahsur mu kalmıştı ? İlerlediği yönü düşünüyordu. Kaç adım atarak buraya gelmişti. Kendini riske atmak istemese de tamamen kaybolmuştu. Bir umut Johnson'ın sesini duymak için kulağını yere dayadı ama katman kayası ses geçirmiyordu. 

--Burada bekleyemem. Kardeşim her geçen saniye daha da endişeleniyor. İki şansım var. Bir an önce denemeliyim, yoksa daha da uzaklaşacağım. Yine aynı şekilde inciyi bloğa tutturdu ve eliyle ezdi. Gözünü kapamış ışınlanmayı bekliyordu ama bloğun içinden geçememişti. Bu son şansıydı. Eğer bloğun içinden geçemezse mahsur kalıp açlıktan ölecekti. 

Bu sefer on blok ötede bir yere inciyi koydu. Art arda verdiği kararlar hayatlarını kurtarmıştı. Bugün şanslı günüydü galiba. Son bir şans hakkı daha olmasını diledi ve bu sefer inciyi eliyle kırmak yerine üzerine sıçramayı denedi. Üzerine bastığı inci parçalanınca onu bir blok aşağı ışınlayabildi. Tüm vücudu aşağı düşmemişti. Sadece ayakları alt tarafa geçmiş, vücudu katman kayasına sıkışmıştı. Ayakları boştaydı. Doğru yere ışınlanmıştı ama nefessizlikten boğuluyordu. Ayaklarını savurarak kurtulmaya çalıştı. Johnson bunu görünce bacakları tutup aşağı asıldı. Neyse ki Luke'u aşağı çekebilmişti. 

Günün yorgunluğu üzerlerine çökmüş kollarını açarak yere uzandılar. Canavarlar bu kadar yükseğe çıkmadıkları için içleri rahattı. Sessiz, sakin bir saatlik dinlenmenin ardından Luke nether yıldızını çıkarttı. 

--Yapıyor muyuz ? 

--Çok heyecanlıyım. Her şeyi başardık. Daha önce biri gelip böyle bir şey yapacağımızı söylese inanmazdı ama şimdi tüm malzemeler elimizde. 

--Hemen yap, çok merak ediyorum. 

Johnson çalışma masasını çıkarttı. Dört demir bloğu, dört deniz feneri ve son olarak nether yıldızı. Komut bloğu oluşmuştu. Gözlerine inanamıyorlardı. Sevinçten zafer dansı yaptılar. İkisi de dans konusunda rezaletti. Onları gören dans ettiklerini değil de ayakları yanan, yarasa, yunus ve mürekkep balığını aynı anda taklit etmeye çalışan deliler olduklarını düşünürdü. Zafer dansları bitince Luke:

--Ee nasıl çalışıyor bu. 

--Orasını hiç düşünmemiştim. Deneye deneye öğreniriz herhalde. 

--Muhtar komut bloklarının tek kullanımlık olduğunu söylemişti. 

--Muhtar nasıl öğrenmiş ki bunu. 

--Dedemizden. O da şuan bize bunu öğretemeyeceğine göre bu şey elimizde kaldı. 

--Kullanmasını bilen birine sorsak. 

--O hepsini kaçırdı. 

--Onlara gitsek olmaz mı ?

--Onun malikanesine mi ?

--Bu kadar riske girdik ve hepsinden kurtulduk. Bunu da yapabiliriz bence. 

Eskiden tüm canavarlardan korkan Johnson'a cesaret gelmişti. Kardeşi bu kadar şeye atıldığına bile şaşırıyordu. Şimdi de onun evine gitmek istiyordu. Luke için de bunca maceradan kurtulup  ucunda bırakmak mantıksız geliyordu. 

--Tamam, dedi. Geriye son bir maceraları kalmıştı. Her şey düzeldikten sonra belki Mark'ı da geri getirebilirlerdi. 


Devam Edecek...

MİNECRAFT ÜÇ KARDEŞ 3: KARANLIĞIN YÜKSELİŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin