42- Yukarı

24 6 1
                                    

Dedesini tutmak için hamle yaptı. Geç davranmıştı. İllüzyoncu eliyle büyü yaparak onu dondurdu. 

--Demek bu yaşlı sizin için çok önemli. O zaman onu daha güvenli bir yerde tutmalıyım, dedi ve parmağını şıklatarak dedenin etrafını demir parmaklıklarla çevreledi. Donduğu için vücudunu hareket ettiremeyen Johnson önünde olan şeyi durduramadı. Elinde kazma varken ve dedenin yanındayken ona yardım edememek sinirlerini bozuyordu. Luke tavşan öldükten sonra tekrar atış yaptı. Tek bir hedef olduğu için illüzyoncu rahatlıkla vurdu. İllüzyoncu:

--Demek sen akıllanmadın. Seni de dondurayım da gör gününü. O bunu derken Luke cebinde hazır tuttuğu garip yayı çıkarttı ve dondu. 

--Onları serbest bırak yoksa seni kılıcımla... illüzyoncu onu da dondurdu. 

--Hep boş tehditler. Benim sihir numaralarımı asla yenemezsiniz. Geriye bir tek teyze kalmıştı. Teyze Luke'un elinden yayı kaptığı gibi illüzyoncuya nişan aldı. İllüzyoncu bunu fark edip büyüyü yapmasıyla teyzeyi de dondurdu.

Ama gecikmişti. Teyze elinin bir hareketi ile kilidi açmış ve oku fırlatmıştı bile. Ok illüzyoncuyu tam da burnundan vurdu. İllüzyoncu ona saplanan üçüncü ok ile toz oldu. Bütün sihirleri etkisini yitirdi. Dördü de özgür kaldı. Johnson demir parmaklıkları kırarak dedeyi kurtardı. 

Önlerinde engel kalmamıştı. Tam gaz yukarı uçtular. 

*   *   *

Herobrine insanların yanına ışınlandı. Siyahlık tüm bacaklarını kaplamış omzuna kadar geliyordu. 

--Neden hâlâ düzeltemediniz !

--Siz eskisinden daha güçlüsünüz. Bu siyahlıklar gerçek bir vücudunuz olmadığından kaynaklı bir kusur, düzeltemiyoruz. Herobrine cevabı beğenmemişti. Elinin bir hareketiyle o insanı yok etti. 

--Düzeltmenizi istediysem düzelteceksiniz. Siyah olmak istemiyorum !

İnsanlar konuşmaya korkuyor, kafalarını yukarı aşağı sallayarak onaylıyorlardı. 

--Son bir saatiniz. Süre bitmeden düzelmezsem eğer hepinizi parçalara ayırırım. 

İnsanlar yine kafalarını salladı. Üzerlerindeki baskı daha da artmıştı. Baskı altında çalışmak çok zordu. Hem de tespit edemedikleri bir sorunu ararken. 

*   *   *

Beşli, bir üst kata çıkmayı başarmıştı. Çıktıkları yer geniş bir koridordu. Sessiz koridor hiç bitmeyecekmiş gibi sonsuza dek uzanıyordu. 

--Ne kadar da uzun, dedi Mark. Sesi yankı yaptı ve ona geri geldi. Diğerleri de bir şey söyleyerek yankıyla oynadı. Eğlenceliydi ama bu şato oyun oynanacak son yerdi. Söyledikleri şeylerin yankısını bekleyen kardeşler başka birinin sesini duyunca irkildi. Ses:

--Sizi bekliyorum, diyordu. Bu korkutucu ses ancak ona... Herobrine'a, ait olabilirdi. Ses koridorda tekrar tekrar yankılandı. 

--Sizi bekliyorum.


Devam Edecek...

MİNECRAFT ÜÇ KARDEŞ 3: KARANLIĞIN YÜKSELİŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin