Antik yapıya gitmeli ve witherı öldürmeliydiler.
Aralarında anlaşıp ilk su altına gitmeye karar verdiler. Ama ilk önce orayı bulmaları gerekiyordu. Köydeki bir haritacıdan bulabileceklerini düşünüp dışarı çıktılar. Dedeyi de yanlarında sürüklüyorlardı. Bu haliyle hiç güvende değildi.
Golemlerin bir kısmı ölmüş diğerleri de aralıksız savaşıyordu. Dışarısı canavarlardan geçilmiyordu. Biri öldürülse yerine yenisi doğuyordu. Karşılarına çıkan ilk eve girdiler. O eve bir sürü köylü de girmiş terler içinde gecenin bitmesini bekliyorlardı. Aralarından bir köylü haritacıydı. İşlerine yarayabilirdi. Yanına gittiler.
--Antik tapınak haritan var mı?
--Para.
--Bu durumda bile para düşünebiliyor musun?
--Tam otuz zümrüt.
--Tamam sen haritayı göster. Zümrütü vericeğiz. Mark lafını bölerek.
--İyi ama bizim zümrütümüz yok. Hatta hiçbir şeyimiz yok, diye araya girdi. Johnson onu hemen susturarak:
--Çaktırma da haritayı çıkartsın. Bunu derken köylü haritayı çıkartmış eliyle parasını istiyordu. Luke:
--Dışarıda kıyamet kopuyor bizim burada yaptığımıza bak. Johnson cebinden bir şey çıkarıyor gibi yaptı ve diğer eliyle haritayı kapmak için ani bir hamle yaptı. Köylünün refleksleri onunkinden daha hızlıydı. Haritayı hemen sakladı. Köylü kızgın bir bakış atarak:
--Altmış zümrüt, dedi. Mark sinir oldu ve dedesinin kolundan çıkıp dışarı, savaşın aralıksız sürdüğü köy sokaklarına çıktı. Luke dedesini tutmaya çalıştığı için Mark'ın peşinden gidemedi. Johnson da dışarı çıkmaya korkuyordu.
Merak içinde onu beklediler. Yanlarındaki köylülerde cama bakmaya bile korkuyor, evin bir köşesine yığılmış korkudan çıt çıkarmıyorlardı. Kapının vurulma sesleri üzerine irkildiler. Kapıdan olabildiğince uzaklaşmaya çalışıyorlardı ama gidebilecekleri bir yer kalmamıştı. Kapı sertçe açıldı. Kardeşleri Mark'ı kolundan tanımıştı ama kafasındaki zombi kafası ve abartılı zombi taklidiyle çok komik görünüyordu.
--Vöö... Ben zombiyim... Hepinizi yiycem... Köylüler korkularından olabildiğince hızlı evden kaçtı ama kardeşler haritacının kaçmasını engellemişlerdi.
--Haritalarını ver yoksa seni yerim... Vööğ... Ben gerçek bir zombiyim... Köylü belki bulunduğu durumun stresi, belkide zombi kafasının korkusundan bu saçma numarayı yutmuştu. Cebindeki tüm haritaları yere atarak kaçtı.
Hemen doğru haritayı buldular. Tapınak çok da uzakta görünmüyordu. Zaman kaybetmeden oraya gitmeliydiler.
Devam Edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNECRAFT ÜÇ KARDEŞ 3: KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
Acción*BİTTİ* Kendi dünyalarına ulaşan üç kardeşi bu sefer ne bekliyor. O kükreme neydi, portala ne olmuştu, dedeleri neredeydi ve daha fazlası bu serinin 3. kitabında. Herobrine'ı farklı şekilde ele alan bir kitap.