Herobrine'ın kılıcı onları parçalayarak Mark'ın göğsüne kadar geldi. Gözünü bile kırpmadan kılıcı Mark'a sapladı. Kılıç onun gövdesinden geçip sırtından çıktı. Kardeşler ve teyze çaresiz bir şekilde buna şahit oldular. Johnson dayanamamış gözlerini elleriyle kapatmıştı. İkisinin elinden tutup onları zindana doğru sürükledi.
Mark kılıcın darbesinden sağ kurtulamamış toz olmuştu. Ağlaya ağlaya zindanın merdiveninden indiler. Johnson dişini sıkmış elinde komut bloğu, koşuyordu. İçinden "Her şey düzelecek. Dedem de Mark'ta geri dönecek." diyordu. Bu üzüntü anında hiçbiri sakince düşünemiyordu. Tek düşündükleri Herobrine'ı yok etmekti. İnsanların olduğu, demir parmaklıklı yere geldiler. Johnson parmaklıkları param parça edip içeri girdi.
İçerideki insanlar şaşırmıştı. Hepsi hatayı düşünüyordu. Birinin gelip parmaklıkları kıracağı akıllarının ucundan geçmiyordu. Johnson sertçe komut bloğunu koydu. İnsanlara bir şey söylemeye çalışıyordu ama hıçkıra hıçkıra ağlamasından ne dediği çok anlaşılmıyordu.
--Bu.. bunu ku... ku... kullanıın... O canaa... va... rı... öldü... rün... İnsanlar ne dediğini az çok anlamıştı ama:
--Bunu yapamayız, diye yanıt verdiler. Luke'ta yapmalarını söyleyince.
Değişen kısım
--Bir komut var. Eğer biz onu yok edersek dünyadaki tüm canlılar yok olacak.
Kardeşler üzüntülerini bir kenara bırakıp insanları dinledi.
--Mor bir komut bloğu var. Evrendeki tüm canlıları öldürecek bir komut yazıyor. Eğer Herobrine yok olursa o komut çalışacak. Evrendeki tüm canlılar yok olduktan sonra canavarlar her zamanki gibi topraktan çıkacak ve evrene canavarlar hükmedecek. Luke biraz düşündü.
--Tahtın arkasında mor bir komut bloğu gördüm. Onu yanındaki kızıltaş bloğunu kırarsak çalışmaz değil mi ? İnsanlar başıyla onayladı.
--Onu kıracağız ve siz de onu yok edeceksiniz, dediler. İnsanlar bunu kabul etmişti. Johnson yanındaki üç çeviklik iksirini çıkarttı. İçtiler. Savaşta işlerine yarayabilirdi.
Kardeşler ve teyze zindanda çıkıp görünmez duvarın olduğu yere geldi. Komut bloğu tam da tahtın arkasındaydı.
--Herobrine ! Seninle savaşmak istiyoruz ! diye bağırdılar. Herobrine'ın yüzü tamamen kararmış sadece beyaz gözleri kalmıştı. Dövüş teklifini kabul etti. Görünmez duvar yok oldu. Üçü de aynı anda saldırdı. Teyze balta fırlatıyor, Luke ok atıyordu. Johnson da kazma ile Herobrine'ın üzerine koştu. Herobrine üçünün de saldırılarından rahatlıkla kurtuldu. Kılıcı ile Johnson'a bir hamle yaptı. Johnson tahta doğru kaçtı. Bir hamle daha yaptığı sırada teyze Herobrine'ın arkasından balta ile vurmaya çalıştı. Herobrine arkasını hızla dönüp kılıcını teyzeye sapladı. Teyze Mark gibi toz olmuştu.
Johnson tahtın arkasına geçmişi başardı. Bir hamlesi ile kızıltaş bloğunu parçaladı ve:
--Şimdi ! diye bağırdı. Herobrine arkasını döndüğünde ne olduğunu anlamıştı. İnsanlar sesi duyduğu gibi komut bloğunu çalıştırdı ve Herobrine yok oldu. Ejderhanın ölüşü gibi ihtişamlı bir ölüm bekliyorlardı ama Herobrine öylece yok oldu. Sanki ışınlanmış da geri gelecekmiş gibi.
Zindandan insanların sevinç çığlıkları duyuldu. Başarılı olmuşlardı. Efsanevi Herobrine artık yoktu ve ölmemişlerdi. Şatodaki diğer komut bloklarını kullanarak ilk önce dedeyi buraya ışınladılar. Ardından bir bir tüm kötü şeyleri düzelttiler. Gündüz geri gelmişti. Canavarlar daha güçsüzleşmişti ama Herobrine'ın eklediği yağmacı, hayalet gibi varlıkları kaldırmayı başaramadılar. Onlar da efsaneleşen bu maceranın izleri olarak kaldı.
Kardeşler ölenleri geri getirip getiremeyeceklerini sordu. Ne yazık ki ölen birini tekrar getiremiyorlardı. Ancak Herobrine da olduğu gibi onun özelliklerinden yeni bir varlık oluşturabiliyorlardı. O da asla gerçeğinin yerini tutamazdı.
Mark ve teyze dünyanın kurtarılması uğruna kendini feda etmişti. Şatoyu yıktıktan sonra yerine iki tane heykel yaptılar. Mark'ın ve teyzenin heykeli.
İnsanlar sonsuza dek bu yaşananları unutmadı ve huzur içinde, savaşmadan yaşadılar.
Son

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNECRAFT ÜÇ KARDEŞ 3: KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
Acción*BİTTİ* Kendi dünyalarına ulaşan üç kardeşi bu sefer ne bekliyor. O kükreme neydi, portala ne olmuştu, dedeleri neredeydi ve daha fazlası bu serinin 3. kitabında. Herobrine'ı farklı şekilde ele alan bir kitap.