Herobrine'ın kılıcı onları parçalayarak Mark'ın göğsüne kadar geldi. Gözünü bile kırpmadan kılıcı Mark'a sapladı. Kılıç onun gövdesinden geçip sırtından çıktı. Kardeşler ve teyze çaresiz bir şekilde buna şahit oldular. Johnson dayanamamış gözlerini elleriyle kapatmıştı. İkisinin elinden tutup onları zindana doğru sürükledi.
Mark kılıcın darbesinden sağ kurtulamamış toz olmuştu. Ağlaya ağlaya zindanın merdiveninden indiler. Johnson dişini sıkmış elinde komut bloğu, koşuyordu. İçinden "Her şey düzelecek. Dedem de Mark'ta geri dönecek." diyordu. Bu üzüntü anında hiçbiri sakince düşünemiyordu. Tek düşündükleri Herobrine'ı yok etmekti. İnsanların olduğu, demir parmaklıklı yere geldiler. Johnson parmaklıkları param parça edip içeri girdi.
İçerideki insanlar şaşırmıştı. Hepsi hatayı düşünüyordu. Birinin gelip parmaklıkları kıracağı akıllarının ucundan geçmiyordu. Johnson sertçe komut bloğunu koydu. İnsanlara bir şey söylemeye çalışıyordu ama hıçkıra hıçkıra ağlamasından ne dediği çok anlaşılmıyordu.
--Bu.. bunu ku... ku... kullanıın... O canaa... va... rı... öldü... rün... İnsanlar ne dediğini az çok anlamıştı ama:
--Bunu yapamayız, diye yanıt verdiler. Luke'ta yapmalarını söyleyince.
--Bir komut var. Eğer biz...
--Ya... ya... yapın... He... hem... en...
Bir insan komut bloğunun başına geçip bir şeyler yazmaya başladı. Diğer insanlar onu engellemeye çalıştı ama kardeşler onları durdurdu.
--Ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
--Hepimizi öldürteceksiniz.
Komutu yazan kişi.
--Tamam, dedi ve komut bloğunu çalıştırdı. Komut bloğu ışık çıkararak çalıştı ve sonra da üzerinden dumanlar çıktı. Zindandaki herkes taht odasına ışınlandı.
Kardeşler ne olduğunu ilk başta anlamamıştı. Sonra insanın ışınlanma komutunu yazdığını anlayınca öfkelendiler.
--Ne... ne... yaptın... se... sen... İnsan Herobrine'a dönerek:
--Efendim bu insanlar sizi yok etmek istedi. Ben engel oldum, dedi. Herobrine tamamen siyaha dönmüştü. Sadece beyaz gözleri görünüyordu ama insanları korkutmak için sadece onlar bile yeterdi.
--Yapmayacağınızı biliyordum. Teşekkürler, sefil insan. Seni öldürmeyeceğim, dedi ve tüm kod yazan insanları ışınladı. Kardeşlere bakıp:
--Kardeşiniz çok kolay öldü. Bir de sizin gücünüzü görelim, dedi. Luke öfkeyle bir ok attı. Herobrine oku kılıcıyla kesti. Johnson kazmasıyla üzerine atladı. Onu da döner bir tekme atarak durdurdu. Teyze ona balta fırlattı. O baltayı yakalayarak sahibine geri yolladı. Üçü ile de aynı anda savaşıyordu ve hiç hasar almamıştı. Luke onu ok yağmuruna tutuyor, Johnson kazmasıyla saldırıyor, teyze de baltaları ile elinden geleni yapıyordu ama Herobrine tüm saldırılardan da ustalıkla kurtuldu. Havaya sıçrayarak teyzeye doğru bir hamle yaptı. O kadar hızlıydı ki teyze karşılık veremedi. O da Mark gibi toz olup gitti. Geriye sadece Johnson ve Luke kalmıştı. Johnson cebinden işe yarayacak bir şey buldu. Hız iksirleri birini Luke fırlattı, diğerini de kendi içti. Onun hızına yetişememiş olsalar da saldırısından kaçabildiler.
--İşte eski kahramanlar gibi dövüşebiliyorsunuz şimdi. Bunu sevdim ama beni yenemezsiniz.
Luke diğer eline öbür yayını almış iki elinde yay ile ok atmayı sürdürdü. Herobrine eliyle dur işareti yapınca tüm oklar havada asılı kaldı. Okların yönünü değiştirip kardeşlere fırlattı. Kardeşler hepsinden kaçamamıştı. Üzerlerine saplanan oklara aldırmadan saldırmayı sürdürdüler. Johnson bir elini cebine sokmuş diğer elindeki kazma ile Herobrine'ın üzerine koştu. Herobrine kılıcıyla kazmasını parçaladı ama Johnson'ın yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Diğer elini cebinden çıkardı. Elinde yanıp sönen bir patlayıcı vardı. Herobrine kaçmaya çalışsa da üzerine fırlatılan patlayıcıdan kaçamadı. Patlamanın etkisi ile duvara çarptı. Yüzü siyah olduğu için çok anlaşılmıyordu ama öfkelendiği belliydi. Elinin bir hareketi ile kardeşlerin üzerindeki tüm eşyaları yok etti. Kardeşler hareket edemiyordu.
--Beni yenebileceğinizi düşündüyseniz boşlukta düşünmeye devam edin. Sizinle uğraşmayacağım, dedi ve Kardeşlerin altındaki tüm blokları yok etti. Kardeşleri dünyanın karanlık boşluğuna düşmeye terk etti.
Kardeşler hiçbir şekilde karşı koyamadı ve boşlukta hayatlarını kaybetti.
Herobrine'ı durdurabilecek son kahramanlar da ölmüştü. Dünya sonsuza dek karanlığa büründü ve uzun yıllar da hiçbir şey değişmedi.
Son
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNECRAFT ÜÇ KARDEŞ 3: KARANLIĞIN YÜKSELİŞİ
Acción*BİTTİ* Kendi dünyalarına ulaşan üç kardeşi bu sefer ne bekliyor. O kükreme neydi, portala ne olmuştu, dedeleri neredeydi ve daha fazlası bu serinin 3. kitabında. Herobrine'ı farklı şekilde ele alan bir kitap.