~GEÇMİŞ~
Pembe eteğim oturduğum koltukta etrafımı sararken sıkıntıyla ofladım. Beş yaşında olmama rağmen çok fazla ofluyordum. Ben şu an bulunduğumuz eve çok yabancıydım ama babam buraya daha önce gelmiş gibiydi.
Adının Dylan olduğunu öğrendiğim adam kafasını bana çevirip sıcacık gülümsedi ve "Hey Skyler! Cameron'u bahçede beklemek ister misin?" diye sordu. Babamın çocukluk arkadaşı olduğunu öğrenmiştim. Bana kendi kızı gibi davranıyordu.
Kafamı sallayarak onu onayladım ve "Sanırım biraz kurabiye yiyebilirim." diyerek oturduğum koltuktan kalktım ve bahçe kapısına ilerledim.
Bay West babamın çocukluk arkadaşıymış ve iki farklı holdingi yönetiyorlarmış. Bayan West ise annemin çocukluk arkadaşı. Annem onun fotoğraflarını göstererek bana "Bir çok dostun olacak tatlım. Fakat aralarından bir tanesi tamamen kardeşin olacak." demişti. Bayan West'in fotoğrafını ilk gördüğümden beri onun annem için çok değerli biri olduğunu anlamıştım.
Birkaç dakika bahçede oturup kurabiye yedikten sonra büyük evin zili çaldı. Annem ve Bayan West beraber buluşmaya çıkmışlardı fakat ben gitmemiştim. Babam ile takılmak bana daha mantıklı gelmişti.
Koşarak kapıya yöneldiğimde bir hizmetli kapıyı çoktan açmıştı. Annem beni görür görmez çantasını yere bırakıp hızla dizlerinin üstüne çöktü ve kollarını iki yana açarak kocaman bir gülümseme ile "Hayatım!" diye seslendi. Koşarak boynuna atladım. Annem ile birbirimize çok düşkündük. O dünyanın en güzel kadını olmalıydı. Ve en güzel kokan kadını.
Yavaşça kollarımı gevşettim ve yüzüne bakarak "Canım sıkılmaya başlamıştı." diye yakındım. Mahçupca gülümseyerek bana bakan annem "Biliyorum tatlım. Bu yüzden seni birileriyle tanıştırmak istiyorum. " dedi. Sorarcasına ona baktığımda ayağa kalktı ve yanında gülümseyerek dikilen kadını ve hemen yanındaki çocuğu gösterdi. Çocuk benim yaşlarımda gibiydi. Sanırım Cameron bu çocuk olmalıydı ve bu kadında Bayan West olmalıydı.
"Merhaba." dedim kendimden emin bir şekilde elimi uzatarak. Kadın gülümsemesini yüzünden bir saniye bile düşürmeden minik elimi avuçladı ve "Merhaba tatlım. Ben Lola." dedi. Uzun ve bakımlı tırnakları ona büyük bir sempati duymamı sağlamıştı.
"Ben Skyler." dedim gülümsemeye çalışarak. Ardından adının Cameron olduğunu tahmin ettiğim çocuğa döndüm.
"Merhaba." dedim tedirgince. Nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum.
Çocuk bana bakmıyordu. Gözlerini belirli bir noktaya sabitlemişti. Benim konuşmam ile gözlerini bana çevirdi. Resmen içine yetişkin bir insan kaçmış gibiydi. Cevap vermiyordu. Bıkkınlıkla iç çekerek arkama döndüm ve babamların yanına ilerlemeye başladım.
Birkaç saat sonra biz hala Westlerin evindeydik. Canım çok sıkılıyordu. Oturduğum koltukta rahatsızca ayaklarımı salladım. Bunu ilk fark eden Bayan West oldu. Gülümseyerek Cameron'a baktı ve "Cameron , neden Skyler'i odana götürmüyorsun? Belki birkaç oyun oynarsınız." dedi ve gözleri bana kaydı. Cameron hiç bir tepki vermeden oturduğu tekli koltuktan zıplayarak kalktı ve yanıma gelip elimi tuttu. Bu benim utanmama sebep olmuştu. Bir kaç adımın ardından duraksadım. Annem "Hadi tatlım." diye güven verici sesiyle konuştu. Sendeleyerekte olsa onun beni çekiştirmesine izin verdim.
Cameron'un olduğunu tahmin ettiğim bir odanın önünde durduk. Cameron boyu kısa olduğundan elimi bırakarak iki eliyle kapının kulpuna yüklendi. Kapı zorlanmadan açılmıştı. İçeri girip benimde girmemi bekledi. Bende girince kapıyı kapattı ve gidip dönen bir sandalyeye oturdu. Ben etrafa bakarken o bana bakıyordu ve "Kaç yaşındasın?" diye sordum. Bana bu kadar dikkatli bakması utanmamı sağlıyordu. Cevap vermeyeceğini tahmin etsemde sordum.
"Beş yaşındayım ama yakında doğum günüm var. Altı olacağım." dedi sakince. Benimle konuşması beni heyecanlandırmıştı. Belli etmemeye çalışarak oyuncaklara bakmaya devam ettim. O da "Sen?" diye sorarak bana bakmaya devam etti. "Beş yaşına girdim." diye yanıtladım. Benden bir yaş büyük olması canımı sıkımıştı. "Adın Skyler değil mi?" diye sordu. Kafamla onu onayladım. "Ben Cameron." dediğinde "Biliyorum. " dedim sakinliğimi koruyarak. Ardından aklıma gelen bir şeyle kafamı Cameron'a çevirdim ve "Annelerimiz çok yakın arkadaş ve babalarımızda çok yakın arkadaş. Bizde en yakın arkadaş olalım." dedim heyecanla. İki elimi yumruk yapmış havaya kaldırmıştım.
Bu saçma heyecanım üzerine Cameron kıkırdadı. "En yakın arkadaş olmak mı istiyorsun?" diye sorduğunda bile biraz gülüyordu. Kafamı salladım ve "Neden olmasın?" diye sordum. Cameron beni süzerek "Hep beraber olacağımıza söz verip dondurma yememiz gerekecek." dediğinde "İşte bu!" diye bağırıp Cameron'un yanına gittim. Oturduğu sandalyeden kalkmıştı ve elini uzatıp "Sonsuza dek beraber." dedi. Uzattığı elini tutarken dediklerini tekrarladım:
"Sonsuza dek beraber..."
Yeni hikayem ile geldim. Yazım hatalarım varsa affedin. Mobilden yazıyorum ve bu oldukça zor. Şimdiden hepinize teşekkür ederim. Öpüldünüz.X.x
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen, Ben ve Çok Daha Fazlası
Teen FictionNefesinizin kesildiği o an... Kalbinizin sıkıştığı... Avuç içlerinizin terlediği o an... Aşk?... Eski Adı: Friend? Uhm...Boyfriend.