Bölüm 2.

6.5K 198 15
                                    

Gecenin bi yarısıydı. Ağlamaktan rimellerim akmıştı ve bok gibi gözüktüğüme emindim. Üstüm başım dağılmıştı. Eve zor gelmiştim ve kapalı olan ışıklar ile Cameron'un uyuduğunu düşündüm. Anahtarımla kapıyı açmaya yeltenemiycek kadar yorgundum.

Derin bi nefes alarak zile bastım. Uzun bir süre beklememe rağmen kapıyı açan olmamıştı. Tam tekrar zile basacaktım ki kapıyı tişörtsüz bir Cameron açtı. Saçları dağılmıştı ve eve kız attığı belli oluyordu. Yüzüme bir kaç saniye şaşkınca baktı. Ardından "Bunu sana kim yaptı?" diye sordu dişlerinin arasından. Sinirli olduğu zaman adam öldürebilirdi. Ona cevap vermeden içeri geçtim. Ne diyecektim? Dean bana zorla sahip oldu mu? Asla. İlk önce Dean'ı sonrada beni öldürürdü. Yavaşça koltuğa otururken merdivenlerin başındaki kız dikkatimi çekti. Resmen işimizi böldün der gibi bana bakıyordu. Gözlerimi devirerek koltuğa gömüldüm.

O sırada Cameron kızı fark etmiş olacak ki yerde duran ayakkabıları alıp kızı kolundan tuttuğu gibi dışarı çıkardı ve kulağına bir şeyler söyleyip kapıyı kapadı. Yanıma gelirken saçlarını kurcalamaya başladı. Uykusu vardı ve sinirliydi. Bu hareketi hep o zaman yapardı.

Yanımdaki koltuğa kendini atarken "Bunu Dean yaptı değil mi? Sana zorla sahip oldu?" dedi soru sorarcasına. Tekrar gözlerimden yaşlar akarken ağzımdan küçük bir hıçkırık kaçtı ve dudağımı dişledim. Gözlerim sımsıkı kapalıydı. Korkuyordum. Birden koltuğun yan tarafında bir ağırlık hissettim. Cameron kollarıyla beni sararken omzuna gömülüp daha çok ağlamaya başladım. "Şşht... Sakin ol. Ben yanındayım. Her zaman ki gibi. O herif bir daha sana dokunamayacak." dedi. Ondan biraz geri çekilip yüzüne baktım. Fısıltı gibi çıkan sesimle "Korktuğum şey o değil. Hamile kalmak istemiyorum." dedim. Ses boğazımdan çıkarken gırtlağımı yakıyordu. Cameron gayet rahat bir şekilde "Aldırırız." deyip omuz silkti. Parmaklarımla oynarken "Yapamam." diye fısıldadım. "Masum bir cana kıyamam." Cameron büyük bir ciddiyetle bana baktı ve "O zaman ona Dean diye bir piçin babası olduğunu söylemeyiz." dedi. Sadece gülümsemekle yetindim. Birden Cameron ayağa kalktı ve mutfağa gitti. Döndüğünde kucağı bira şişesiyle doluydu. "Sarhoş olalım ve olay unutulsun!" dedi coşkuyla Cameron. Sarhoş olmak. Tüm bu olaylar üstüne mükemmel bir fikirdi.

##Sabah##

Sabah yoğun bir baş ağrısıyla uyandım. Gözlerimi zar zor açtığımda koltukta yattığımı ve Cameron'un üstümde yattığını gördüm. Ve altında pantolonu yoktu. Onu üstümden ittiğimde benimde üzerimde de sadece iç çamaşırlarımın olduğunu fark ettim. Koltukta doğrulurken etrafa baktım. Her yer bira şişesiyle doluydu. Birden kafama Cameron ile beraber olmuş olabileceğim fikri düşünce dehşete kapıldım. Dün gece ne olduğuna dair hiç bir fikrim yoktu. Ayağa kalktığımda hiç bir kasık ağrım olmamasıyla gülümsedim. Öyle bir şey olsa ağrım olurdu. Yerde gördüğüm tişörtümü alırken "Uyan Cameron!" diye bağırdım uzunca. Cameron gözlerini açarken bende tişörtümü giymeye çalışıyordum. Cameron yattığı yerden esnerken "Dün gece ne olduğu kafamdan silinmiş gibi." dedi. Kafamla onu onaylayıp "Büyük ihtimalle sadece sarhoş olmuşuz." dedim. İlk kendi üstüne başına sonra benimkine bakıp "Yatmadık değil mi?" diye sordu. Bu soruyu beklemiyordum. En azından bu kadar açık değil. İçimden terbiyesiz herif diye saydırırken gözlerimi kırpıştırıp "Ağrım yok yani hayır." dedim.

Gülümseyerek ayağa kalktı ve pantolonunu giyip "Elimdeki tek şansıda kaçırdım yani." derken göz kırptı. İlk gördüğüm yastığı ona fırlatıp "Kes sesini." diye cırladım. Sadece gülümsemekle yetindi. O odaya yönelirken etrafa bakındım ve "Cameron. Bayan Molly'i arayıp temizliğe gelmesini söyler misin? Ev berbat." dedim. Kafasını sallamasıyla yerdeki pantolonumu alıp bende odama çıktım. Küveti soğuğa yakın bir ılıklıkta suyla doldurup içine girdim. Mükemmel bir rahatlıktaydım. Sadece başım fena halde ağrıyordu ve tahminimce haftaya regl olacağım için karnıma giren sancılar vardı. Küvette yatar pozisyona geçerek gözlerimi kapattım. Süper huzurluydum. Bir kaç dakika gibi gelen yarım saatin ardından saçlarımı da yıkayıp küvetten çıktım. İç çamaşırlarımı giyindikten sonra tam kıyafet çıkarıyordum ki gözüme dolabın rafındaki çerçeve takıldı. Cameron ile benim resmim. İkimizde uzanır vaziyetteydik ve ben ellerimle kızarmış yüzümü gizlemiş fakat iki parmağımın arasından kameraya bakmıştım. Cameron ise dil çıkarmış ve gülümsüyordu. Bu fotoğrafta yaklaşık 16 yaşındaydık. Benim bu kadar kırmızı çıkmamın sebebiyse bizim Cameron ile o zamanlar çıkıyor olmamızdı. Bu fotoğraftan bir hafta sonrada ayrılmış ve en yakın arkadaş olmaya karar vermiştik. İyiki de öyle olmuştu.

Çerçeveyi yerine koyup dolabımdan siyah dar bir pantolon ,gri düşük omuzlu ve uzun kollu bir tişört ayrıca siyah topuklu bot ile çorap alıp giyindim. Saçlarımı dağınık topuz yapıp rimel sürdüm. Aşağı inmeden önce Cameron'un odasına yöneldim. Kapıyı çalmadan açıp içeri girdim. Cameron'un da altında siyah pantolon vardı. Yeni duştan çıktığı ıslak saçlarından anlaşılıyordu. Kendimi Cameron'un pufuna atıp "Kahvaltıyı dışarda mı yaparız?" diye sordum. Cameron aynasının karşısında saçlarıyla uğraşıyordu. Benim sorum ile bana döndü. Gözlerimi ondan kaçırarak telefonuma yöneldim. Kasları bana bak diye yalvarıyordu. Fakat bakmadım ve telefonumdan sosyal medya hesaplarıma girdim. Cameron "Bence kahvaltıyı annemlerde yapmalıyız." diye yanıtladığında ayağa kalktım ve Cameron'un yanına geçip kamerayı açtım. "Tamam." dedikten sonra elimi Cameron'un bir saattir uğraştığı saçlarına daldırıp karıştırdım. "Hey!" diye çıkışırken elini saçlarını düzeltmek için yönlendirmişti ki "Gülümse!" dedim ve fotoğrafımızı çektim. Mükemmel çıkmıştık. Fotoğrafı paylaşıp odama geri dönmeden önce Cameron'a döndüm ve "Saçların dağınıkken daha yakışıklı oluyorsun.Düzeltme." dedim. Cevabını beklemeden odama geçtim ve parfüm sıkıp çantamı aldıktan sonra aşağı indim.

Molly teyze gelmişti ve salonu topluyordu ona gülümseyip evden çıktım. Kapının önünde dikilmiş Cameron'u bekliyordum. Bir kaç dakika sonra garajdan arabasıyla beraber çıkan Cameron çok havalı duruyordu.

Sessizce arabaya bindiğimde akciğerlerime dolan kokuyu hissettim. Georgio Armani ve sigara kokusunun birleşimi olan erkeksi koku. Mükemmeldi.

Büyük bir sessizlikle eve vardığımızda babamın arabasını gördüm. Uzun süredir ilk defa gelmişlerdi ve bu beni şaşırtmıştı. Sessizliği bozmadan eve ilerledim. İçeri girdiğimde annem , babam , Lola teyze ve Dylan amca kahvaltı masasındaydı. Sessizce ilerleyip bizde masaya oturduk. Hal hatır konuşmalarından sonra yine masaya büyük bir sessizlik çöküyordu ki babam büyük bir soğuk kanlılıkla "Artık evlilik haberinizi almak istiyoruz." diyerek buna engel oldu.

Evlilik haberi mi?!!!

Bu bölüm biraz kısa oldu affedin beni. Yeni bölüm çok eğlenceli olacak. Öpüyorumm.X.x.

Sen, Ben ve Çok Daha FazlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin