Bölüm 7

5.3K 193 2
                                    

Ne olduğunu anlayamasamda yataktan kalktığım gibi banyoya girip dişlerimi fırçaladım ve yüzümü güzelce yıkayıp odama geri girdim.

Hemen üzerime beyaz yarım sporcu atletimi ve kot pantolonumu giydim. Üzerine gri eşofman üstümü ve şişme yeleğimi de giyip spor ayakkabılarımı aldığım gibi kapıya koştum. Ayakkabılarımı giyerken telefonumu unuttuğumu fark edip bu sefer odama doğru koşarken az kalsın düşüyordum. Acele ettiğim zaman daha fazla geç kalıyordum. Sakince yatağımın üzerinden telefonumu alıp cebime koydum. Ardından sandalyede duran çantamıda alıp evden çıktım. Arabaya binerken arabanın anahtarlarını ev anahtarına bağlayan aklımı sevdim.

Bir kaç dakikaya annemlerin evdeydim. Arabadan inmeden önce saçlarımı tepeden bir atkuyruğu yaptım. Tedirgince arabadan inerken ellerim titriyordu. Babam beni genel olarak aramazdı. Kesin bir şey vardı.

Evin kapısını çaldığımda bir hizmetli kapıyı açtı. Yeleğimi ve çantamı çıkarıp kıza verirken içimdeki heyecan bir türlü gitmiyordu. Tam salona giriyordum ki kapı tekrar çaldı ve içeriye Cameron girdi. Kaşlarım çatılırken hemen önüme dönüp hızla içeri girdim. Bay ve Bayan West , annem ve babam ile beraber televizyonun karşısındaydılar. Gayet normal gibiydi ama annem ve Bayan West'in kızarmış yüzleri ve şişmiş ıslak gözleriyle karşılaşınca irkildim. Ne olduğunu anlamak için televizyona baktığımda Cameron ve sarışın bir kızın birlikte bir eve girdiği görüntüyle karşılaştım.

Gözlerimi kapatıp bir iki saniye öylece durdum. Bunun bir kabus olmasını diledim. Tekrar gözlerimi açtığımda spiker konuşmaya başlamıştı. "Genç çapkınımız Cameron West, dün akşamki vakıf yemeğinde ortakları olan Michael Grey'in kızı ünlü manken Skyler Grey ile ilişkileri olduğunu medyaya açıklamıştı. Bu şok edici açıklamalarının hemen ardından West kendini barlara attı. Bar çıkışı sarışın bir çıtırla görüntülenen West kafa karıştırdı. Şimdi ise gözler Skyler Grey'in vereceği tepkide."

Babam yavaşça televizyonun kapatma düğmesine basınca kendime geldim. Yavaşça ne zamandan beri yanında dikildiğini bilmediğim Cameron'a baktım. Bana pişmanlık dolu gözleriyle baktı. Kafamı tekrar önüme çevirdim.

Dylan amca yerinden kalkmış dimdik Cameron'a bakarak yaklaşıyordu. Yine onun öğüt verici sözlerini dinleyecektik diye düşünüyordum ki kuvvetli bir yumruk Cameron'u geriletirken çığlık atmamak için ağzımı kapattım. Cameron dudağından süzülen kanı parmağıyla silerken Dylan amca "Büyü biraz. Hareketlerinin getireceği şeyleri düşün." diye bağırdı. Korku dolu gözlerle onlara baktım. Cameron "Sarhoştum. Lanet olsun sarhoştum tamam mı? Ayrıca o kıza dokunmadım. Kızı yaka paça dışarı attım." diye karşılık verince kusacağım sandım. Dylan amcanın birden Cameron'u duvara itmesiyle kendini tutamadığını anladım. Cameron'un yüzüne ve karnına sayısız yumruklar indirirken Cameron onu durdurmak için bile kıpırdamıyordu. Dylan amca "Skyler'i hiç mi düşünmedin? Ailemizi? Tek düşündüğün şey kendin ve ihtiyaçların değil mi?" diye bağırmaya devam etti yumruklarının arasından.

Cameron karnına yediği bir yumrukla daha yere yığılırken göz yaşlarımı tutamadım. Dylan amcanın bu sefer bir tekme atacağını anladığımda hızla Cameron'un yanına çöktüm ve hıçkırıklarımın arasından "Yeter. Lütfen durun artık." diye fısıldadım acıyla. Onu böyle görmek canımı yakıyordu.

Dylan amca Cameron'a alaylı bir bakış attı ve "Gör Cameron. Bu kız daha fazla vurmam için yalvarmak yerine beni durduruyor. Sen hala o zavallı sürtükleri altına almaya çalış." diyerek salondan çıktı. Cameron'u kollarımla sararken kafasını çenemin altına alıp saçlarını öptüm. Bir kolu belime dolanırken "O kıza dokunmadım. İnan bana." diye fısıldadı. Annemler salondan çıkarken "Biliyorum." diye fısıldayarak sessizce ağlamamı sürdürdüm.

Kaç dakika öyle durduk bilmiyorum. "Ayağa kalkabilir misin? Yaralarına bakmam gerek." diye mırıldandım. Başıyla beni onayladığında yavaşça yerden kalktık.

Büyük bir güçlükle odama girdiğimizde onu yatağa oturttum. Başını arkaya dayarken kurumuş kanlı yüzüne baktım. Gidip banyodan ilk yardım çantasını alırken derin bir nefes aldım. Cameron'un yanına döndüğümde ilk yardım çantasını açıp bir bez aldım ve Cameron'un yüzüne götürdüm. Yüzündeki kanları temizlerken yine gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı.

Nihayet temizlendiğinde bir pamuk alıp tentürdiyot sürerek patlamış dudağına ve kaşına baktım. Sağ elmacık kemiği çürümüştü. Ama yüzü o kadar kötü gözükmüyordu. Pamuğu çok yavaş hareketlerle kaşına götürdüğümde düzenli nefesini hissettim. Kaşındaki yarayı temizledikten sonra dudağına geçtim.

Yeni bir pamuğu ilaçlayıp dudağına değdirdiğimde "Bu acı veriyor." diye mırıldandı. "Biliyorum ama geçecek. Yaran mikrop kapmamalı." diyerek tekrar pamuğu yarasına değirdim. "O değil." dedi birden. Elim havada kalırken gözlerini açtı. "Bu." dedi gözlerini yüzümde dolaştırıp. "Haketmiyorum. Benim için ağlamanı haketmiyorum. Beni koşulsuz sevmeni haketmiyorum. Seni haketmiyorum. Hala yanımdasın. Neden?" dedi titreyen sesiyle.

Ellerimi önümde birleştirdim ve "Çünkü gidemem. Kimsem olmadığı için gidemem ama eğer etrafım insanla dolu olsaydı ve gidebileceğim bir çok kişi olsaydı ben yinede burada kalmayı isterdim. Senin yanında."

Ardından ona bakıp devam ettim. "Çünkü gidersem sen bir haftadan fazla yaşayamazsın." diyerek burukça güldüm. Gözlerini yüzümde dikkatlice dolaştırdı ardından bir elini elime götürdü ve parmaklarımızı kenetledi. "Yanımda olman iyi hissettiriyor. Gitme." diye mırıldandı. Aynı anda biri kapıyı tıklatınca "Gel." diye seslendim. Kapı açılınca içeri sabah gördüğüm hizmetli girdi. "Aileniz beraber birşeyler yapmanızı öneriyor." dedi. Başımla onu onaylayıp odadan çıkmasını izledim.

O odadan çıkınca Cameron "Önermiyorlar. Yapmak zorundayız." diyerek sıkıntıyla nefes verdi. "Sen iyimisin?" diye sordum. Kafasıyla beni onaylayıp ayağa kalktı. Bende onun arkasından kalktım ve ilk yardım çantasını banyoya geri koyup yüzüme baktım. Kızarmış göz altlarıma kapatıcı sürüdüm ardından ise rimel sürüp banyodan çıktım. Cameron parmaklarını tek tek kütletirken yüzümü buruşturup ona baktım. "Ne yapıyoruz?" diye sordu merakla. Eşofman üstümü düzeltirken "Karnım fena halde aç kahvaltı etmeye gidelim." dedim. Kafasıyla beni onayladığında direk evden çıktık.

Cameron belkide hayatım boyunca elde edebileceğim en mükemmel insandı. Onu koşulsuzca seviyordum.

Çok bekletmemek için kısa bi bölüm yazmak zorunda kaldım. Umarım beğenmişsinizdir. Vote yapmayı unutmayın. Öpücükler. Xx.Xx.

Sen, Ben ve Çok Daha FazlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin