Bölüm 58.

1K 49 6
                                    

Keyifli okumalaaaarrrr canlarımmmm...


Sabah uyanınca içimin enerji ile dolduğunu fark ettim. Tam anlamıyla iyi hissediyordum. Üzerimdeki battaniyeyi açarak ayaklarımı uzattım. Canım sıkılmaya başlamıştı.

"Günaydınnn!" diye odayı dolduran sese yönelince gelen kişinin Joseph olduğunu gördüm. Dikkatle Joseph'in yüzüne baktım.

Bu ne neşe?

Işıl ışıl gözler?

İçeriye bir sürü çeşitte uçan balon girince şok ile gelen kişiye baktım. Balonların ardından Taylor'un yüzü gözüktü. "Tanrı sizi korusun , Westler!" dedi imayla. Güldüm. Joseph Taylor'a bakıp kıkırdadı. Ardından kolunda duran ve içinde eşyalarımın bulunduğunu tahmin ettiğim çantayı koltuğa bıraktı.

Taylor balonları bana uzatıp kafamın tepesini öptü. "Canım sıkıldı , artık eve gitmek istiyorum." diyerek balonlarıma baktım. Joseph fotoğraf çekmek için telefonunu bana doğrultunca balonları yüzüme doğru tutup sırıttım.

"Seni merak ediyorlar. Hesabına bunu atmalısın." diyerek telefonunu bana uzatan Joseph'e "Brooke nerede?" diye sordum. Aynı anda telefonu elime almıştım. "Brooke , Bayan Adee'nin yanında. Senin için çok endişelendi." diye yanıtladı.

Joseph'in telefonundan hesabıma girerek fotoğrafı paylaştım. Altına da iyi olduğumuz ile ilgili kısa ve öz bir açıklama yapıp hesabımı kapattım ve telefonunu Joseph'e geri verdim. Joseph , odaya girdiğinden beri yüzünden düşüremediği gülümsemesi ile cama yöneldi. "Harika bir gün." dedi deli dolu bir sesle. Taylor elleri cebinde ona bakıyordu. Gülümsedi. Kaşlarımı çatarak aralarındaki tuhaf elektiriğe istemsiz bir tepki verdim. Taylor , camdan dışarı bakan Joseph'i dipten uca süzdü. Her bir zerresini hafızasına kaydediyor gibiydi. Joseph arkasını dönünce Taylor ile göz göze geldi ve bir an afallasa da hızla toparlayıp şirince gülümsedi.

Şirince?

Joseph şirince mi gülümsedi?

"Tanrım! Siz yatmışsınız!" diye ciyakladım. İkisi de aniden ifşa edilmiş gibi bana baktı. Aynı anda Taylor "Evet." derken Joseph "Hayır." dedi. Onların bu haline kahkaha atarken "Tanrı Aşkına!" diye soludum. Joseph'in yanakları kızarırken uyarıcı bir ses tonu ile "Skyler!" diye bağırdı. Elimi dudaklarımın üstüne koyup gülüşümü bastırdım.

Aklıma gelen şey ile yanında duran yastığı Taylor'a attım. Yastığı havada yakaladı. "Biz hastanede canımız ile boğuşurken siz yattınız mı?!" dedim. Bu sorudan çok bir yakınmaydı.

Ardından ikinci bir şokla öbür tarafımda duran yastığı Joseph'e attım. "Hemde bebeğim yan odada uyurken!" dedim acıyla. Joseph yastığı tutmaktansa bir adım geriye çekildi ve yastık odada bulunan koltuğun üzerine düştü.

Taylor sinsice gülerek "Sanki Cameron ve sen hiç Brooke uyurken yaramazlık yapmadınız." dedi. Ne diyeceğimi bilemeyerek ona kötü bakışlar attım.

Joseph elini havada sallayarak "Doktorun ile konuştuk. Taburcu olabilirmişsin. Cameron da bu akşama kadar gözetlenecek ve onaylarsa taburcu olacakmış." dedi.

Başımla onayladığım an odanın kapısı açıldı ve içeriye arkasında iki hemşire ile birlikte Cameron girdi.

"Bay West , doktorunuz gelmeden odanızdan çıkmanız hoş değil!"

Cameron koluna tutunmuş olan hemşireyi tek hareketle kendinden uzaklaştırdı ve yanımda yaklaşarak "Gece hiç uyuyamadım , bebeğim." dedi. Kocaman sırıtarak yatakta yana kaydım. Cameron kendini yanıma bıraktı ve yüzünü boynum ile saçlarım arasına gizleyerek sesini kesti.

Sen, Ben ve Çok Daha FazlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin