Keyifli okumalaar...
"Tanrım , mükemmel." Julia suyun içinde kıpırdarken gözleri kapalıydı. Ben ise suda on saniyeden uzun zaman geçiremiyordum çünkü Brooke ne zaman yanından ayrılsam deli gibi ağlıyordu. Onu da benimle beraber suya sokmak istediğimde yine ağlıyordu.
Evin içine doğru yürürken "Neyin var , bebeğim?" diye sordum sıkıntı ile. Brooke başını omzuma koymuş iç çekiyordu. Salonda ileri geri yürürken bir kısmı görünen havuza ufak bir bakış attım. Cameron göz önünde yoktu. Bakışlarımı havuzdan çekerek yürümeye devam ettim.
Brooke bana sımsıkı sarılmış bir vaziyette iken gelen telefon sesi ile etrafa bakındım. Müzik benim telefon müziğimdi. Sese doğru ilerlerken telefonumu sabah mutfakta unuttuğumu o an fark ettim.
Telefonu açıp hızla kulağıma götürürken "Skyler!" diyerek konuşmaya başlayan Bayan West ile sırıttım. "Bayan West!" dedim onun gibi neşeli çıkmasına özen gösterdiğim sesim ile.
"Cameron'a ulaşamıyorum. Beraber olduğunuzu varsaydım. Yanılıyor muyum?" diye sordu. "Ah hayır. Birlikteyiz." dediğimde bahçeye doğru ilerlemeye başlamıştım.
"Mükemmel. Aranız iyi , değil mi?" diye sorduğunda aklıma sabahki tartışmamız geldi. Kadının içine mi doğmuştu?
"Aramız mı? Her zamanki gibi kusursuz , Bayan West." derken kendi kendime göz devirdim. O sırada havuzda gözleri kapalı bir şekilde rahatlayan Cameron'u gördüm.
"Hayatım?" diye seslenince Cameron'un bakışları dışında üzerimde olan bir kaç bakış daha hissettim. Telefonu sallayarak "Bayan West , seninle görüşmek istiyor." dedim.
Cameron aniden sudan çıkınca tüylerim diken diken olmuştu. Su damlaları vücudundan kayıp giderken yanıma geldi. Yanağıma bir öpücük bırakıp telefonu elimden alarak içeri geçtiğinde , Brooke'u düşürmemeye çalışarak orada öylece durdum.
"Bacaklarının titrediğini gördüğüme yemin edebilirim." dedi Jennifer aniden. Julia ona katılıyor olacak ki başını onaylarcasına salladı.
Kendimi toparlayarak "Sadece başım döndü." dedim. Bir nebze de olsa kurtarma umudu vardı içimde.
"Hiç toparlamaya çalışma , West. Seni gördük." dedi alaycı bakışları üzerimdeyken. Etrafa ufak bir bakış attım. Sam ve Jamie , ısıtıcılı battaniyeye sarılmış Tanrı bilir neler yapıyorlardı. Mich ve Matt ise Cameron'un sudan çıktığı yerde Lakers ile ilgili koyu bir sohbete dalmışlardı.
Bakışlarım tekrar Julia ve Jennifer'a yöneldiğinde omuzlarımı düşürerek "Pekala , belki biraz sarsıldım." dedim. Kızlar birbirine bakıp sırıttı. Hemen gardımı kuşanıp "Cameron'u öyle görüp etkilenmeyen kız varsa , yoktur." dedim kaşlarımı kaldırarak. Julia ellerini suda haraket ettirerek "Ben etkilenmedim." dedi. İçeri girmek için onlara arkamı dönerken "Bekar kızlardan bahsediyorum." diye seslendim.
Tanrım!
Konu Cameron olunca dengesiz bir beyin yoksununa dönüşüyordum ve bu durum beni oldukça rahatsız ediyordu.
İçeri girdiğimde Cameron'un sırtını görüyordum. Telefonu gülerek kapattı ve masanın üzerine bıraktı. Arkasına döndüğü zaman gözlerimiz anında buluşunca sırıttım.
Yanıma gelerek "Keyfin nasıl güzellik?" diye sordu. Sırıtışım hoş bir gülümsemeye dönüşürken tam cevap vereceğim sırada Cameron Brooke'un yanağından makas almasına rağmen gözlerini benim gözlerimden ayırmadan konuştu.
"Aa Brooke bak , Skyler da buradaymış."
Dudaklarım yavaşça aralanırken , kaşlarım hayal kırıklığı ve şok karışımı bir duygu ile havalanmıştı. Sinirle Brooke'u Cameron'un kucağına tutuşturarak bahçeye geri çıktım. Üzerimdeki tişörtü çıkartıp suya girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen, Ben ve Çok Daha Fazlası
أدب المراهقينNefesinizin kesildiği o an... Kalbinizin sıkıştığı... Avuç içlerinizin terlediği o an... Aşk?... Eski Adı: Friend? Uhm...Boyfriend.