13

2.8K 322 58
                                    

son güne üç ay on gün kala

"günaydın."

yanımda beliren bedenin sahibini tanıyordum. gülümseyerek ona döndüm. "günaydın." yan yana kampüse doğru yürümeye başladık. "nasılsın?"

"biraz yorgunum, gece geç yattım. sen nasılsın?"

"harikayım. yakınlarda yüzme yarışlarının başlangıç günü var, ben de katılıyorum."

mutluluk ve şaşkınlıkla kaşlarım havalandı, otuz iki diş gülümsedim. "harika! okulda mı olacak?"

"evet," deyip sırıttı. 

"ben de izlemek isterim."

"elbette. beklerim. biraz heyecanlıyım."

"yüzmeyi çok seviyorsun sanırım."

"yedi yaşımdan beri yüzerim. inanılmaz rahatlatıcı bir spor."

"sen böyle söyleyince ilgimi çekiyor." ona baktığımda bana bakıyor olduğunu gördüm. bu beni heyecanlandırdı, tekrar önüme döndüm. 

"nisan ayının başında boğazda yüzme günleri yapılıyor. belki oraya gideriz."

"ben gelemem," deyip utangaç bir gülümsemeyle ona baktım. güldü. "ben seni tutarım."

duraksadım. kan yanaklarıma doğru yol alıyordu. "şey, uğraşmak istemeyeceğin türden biriyimdir."

kaşlarını çattı. "sana katılmıyorum. seni tutabilirim. korkunun üzerine gideriz."

alt dudağımı ısırıp gözlerimi kaçırdım. "pekala. gideriz o halde."

kampüse girdiğimizde fakültelerimizin ayrıldığı yere gelmiştik. birkaç saniye birbirimize baktık. "ben şey diyecektim," deyip boğazını temizledi. "haftaya kitap fuarı var. gelmek ister misin? benimle?"

ellerim ve dizlerim titremeye başlamadan önce cevap versem iyi olacaktı. nefesimi tuttum. "elbette."

gözlerini bir kez kırptı. dudaklarını araladı ardından geri kapattı. eli ensesine gitti ve suratındaki gülümseme ilk kez bu kadar masum göründü bana. suratını avuçlamak istedim. ne kadar sevimli ve güzel ve çekici ve... ah. kalbimin sesi. nefesinin havada oluşturduğu buğu. gözlerinin rengi. burnunun ve dudaklarının kızarıklığı.

"numaranı..." dedim ama sesim içime kaçtı. ne diyordum ben?

"ah. doğru. bir saniye." telefonunu çıkardı ve bana baktı. "sen söyle, ben seni çaldırayım." 

numaramı verdim ve beni çaldırdığında kaydet seçeneğine dokundum. "tamamdır," deyip gülümsedim. 

"hoşça kal o zaman. ve... görüşür müyüz?" gülümseyişi bu sefer inanılmaz çekiciydi.

sırıttım. "görüşürüz," deyip el salladım.

arkamı döndüğümde telefonumun ekranına bakıyordum. isim bölümü boştu. onu ismiyle değil, başka bir şekilde kaydetmek istiyordum. 

boşluğa, "beni tutan biri," yazdım ve kaydettim. ah. deliriyordum.

xxx

lütfen beni tut boraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin